"Yalıtımsız Bina 24 Yılda...
İzocam, Üretiminde Yüzde 80'e...
“En Büyük Korkumuz, Çalışanlarımızın...
Sağlıklı Yapılar için “Sıfır...
“Deprem Konusunda Bir Bilinç...
“Afet Odaklı Kentsel Dönüşüm...
“Isı ve Su Yalıtımı, Binaların Depreme Mukavemetini Büyük Oranda Koruyor”
1–7 Mart Deprem Haftası’nda, tüm Türkiye’ye “Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!” çağrısında bulunan İzocam, binalarımızın depremlere karşı mukavemetinin güçlü olması için gerekli olan ısı ve su yalıtımı uygulamalarına dikkat çekiyor.
Ülke olarak 6 Şubat sabahı deprem gerçeğiyle en acı şekilde tekrar yüzleştik. Art arda meydana gelen ve 11 ilimizi etkileyen yıkıcı depremlerle son yüzyılın en büyük felaketini yaşadık. Bu deprem bizlere, binalarımızı gerek planlamaları gerekse tüm yapı elemanlarıyla birlikte eksiksiz ve güçlü bir şekilde inşa etmemizin önemini bir kez daha hatırlattı. Türkiye’nin büyük yalıtım üreticilerinden İzocam, ülkemizde her yıl 1–7 Mart tarihleri arasında düzenlenen Deprem Haftası’nda binalarımızın depremlere karşı mukavemetinin güçlü olması için gerekli olan ısı ve su yalıtımı uygulamalarının önemine dikkat çekerek, tüm Türkiye’ye “Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!” çağrısında bulundu. Enerji tasarrufu için vazgeçilmez olan yalıtım uygulamalarının, aynı zamanda binaların depreme dayanıklılıklarını korumak gibi önemli bir görevi daha üstlendiğini vurgulayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, “Binalarda uygulanan radye temel, tünel kalıp taşıyıcı sistem, yüksek beton dayanımı gibi teknik çözümler kadar, kritik noktalarda kullanılan yalıtım ürünleri de binaların depremlerde ayakta durması için gereken öncelikli unsurlar arasında yer alıyor. Binaların dayanımının uzun yıllar ilk günkü gibi korunması için binaları dış etkenlere karşı korumamız gerekiyor. Dolayısıyla binalarımızın depreme dayanıklı olması amacıyla almamız gereken önlemlerden biri, doğru şekilde hesaplanan ve nitelikli malzeme ve işçilikle uygulanan ısı ve su yalıtımı. Doğru ve nitelikli yapılan ısı yalıtımı uygulamaları, ısıl farklar karşısında duvarlarda yoğuşma olmasını, dolayısıyla duvarlar içinde rutubet oluşmasını engelliyor. Rutubet gözle görülmeyen, bununla birlikte hem hane halkının sağlığına hem de binanın taşıyıcı sistemine zarar veren bir oluşum. Binanın taşıyıcı sisteminde oluşan ve gözle görülmeyen hasarlar, yer sarsıntılarında binanın mukavemetini sağlayamamasına sebep olabiliyor. Ayrıca, özellikle toprak altında suyun bulunduğu bölgelerdeki su yalıtımı doğru yapılmayan binalarda temellerden tüm taşıyıcı sisteme kılcal yollarla ilerleyen su, kolon ve kirişlerin içindeki donatı yani demir iskeleti korozyona uğratıyor. Bu olumsuz durum binanın depreme karşı mukavemetinin büyük oranda düşmesi ile sonuçlanıyor. Bu kaygı verici tablo, meydana gelecek depremlerde binanın güvenliğinin yok olması anlamına geliyor. Bu nedenle ısı yalıtımı gibi su yalıtımı yaptırmak da tüm binalar için hayati önem taşıyor. Dolayısıyla hem ülkemizin ekonomik anlamda kalkınması hem de binalarımızda enerji tasarrufu sağlayabilmemiz için elzem olan yalıtım uygulamalarının, binalarımızın depreme dayanıklılığında da kritik bir role sahip olduğunu unutmamamız gerekiyor” diye konuştu. “Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!” Uzmanlar, gelecekte de Marmara Denizi’nin yanı sıra Erzincan ve Bingöl’ün yer aldığı Doğu Anadolu, Kuzey Anadolu ve Varto Fay Zonları’nın kesiştiği alanın ve son depremde yara alan Hatay ve Adana’nın yer aldığı bölgenin, deprem riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuyor. Dolayısıyla ülkece başlattığımız seferberlikle yıkıma uğrayan illerimizde yaralarımızı sararken, bir yandan da ‘Şimdi sıra depreme dayanıklı bina seferberliğinde!’ diyerek tüm bu bilimsel verilere uygun şekilde, depreme dayanıklı binalar inşa etmemiz gerekiyor. Aynı şekilde deprem riski taşıyan illerimizde de yıkıma uğramamak adına bir an önce bölgelerdeki riskleri analiz ederek gerekli önlemleri almamız büyük önem taşıyor. Bilindiği üzere ülkemizde 80 yıldır deprem şartnamesi uygulanıyor ve 1999 Gölcük Depremi sonrasında yenilenen Deprem Yönetmeliği, gerekli görülen hallerde güncellenmeye devam ediyor. Binaların deprem dayanımının arttılması için; başta Deprem Yönetmeliği olmak üzere yürürlükteki tüm ilgili kanun ve yönetmeliklere göre projelendirilmeleri, yerinde zemin etütlerinin gerçekleştirilmesi ve bu projeler doğrultusunda yapım tekniklerine uygun olarak inşa edilmeleri gerekiyor.” |