"Binalarda Enerji Verimliliğinin...
"Deprem Mevzuatları Güncellenmeli"
6,5 Milyon Riskli Konut için...
"Rant Odaklı Dönüşüm ve Kentleşme...
"Yeni Acılar Yaşamamak için...
“Isı ve Su Yalıtımı, Binaların...
“Depreme Dayanıklı ve Nitelikli”...
“Yapıların Yalıtım Durumunu...
“Bina Yalıtımı ile Yıllık...
“Binalarda En Fazla Verimliliği...
"Yalıtımsız Bina 24 Yılda Tüm Dayanıklılığını Kaybediyor"
Büyük Marmara Depremi’nin 24. yılı dolayısıyla bir açıklama yapan İZODER Başkanı Emrullah Eruslu, “Kendimizi olumsuz dış etkenlerden korumak için inşa ettiğimiz binalarımız depremde de güvenli limanımız olmalı” diyerek depremlerde yıkılmayan güvenli binalar için su yalıtımının önemine dikkat çekti.
Ülke olarak 17 Ağustos 1999’da gerçekleşen Büyük Marmara depremini derin bir acı olarak yüreğimizde taşırken 6 Şubat 2023’de yeni ve korkunç bir deprem felaketiyle karşı karşıya kaldık. Deprem, korku olarak Türk toplumunun bilinçaltına yerleşirken bilimin sesi doğru yapılaşma ile yıkılan binalara, buna bağlı olarak deprem sebepli ölümlere dur denilebileceğini söylüyor. Özetle deprem değil yanlış yerde, standartlara uygun olmadan yapılan denetimsiz binalar öldürüyor. Oysa yaşamlarımızı konforlu ve huzurlu bir şekilde sürdürmek için inşa ettiğimiz binalar mezarımız değil güvenli limanımız olmalı. 17 Ağustos Marmara Depremi’nin 24. yıl dönümü nedeniyle bir açıklama yapan İZODER - Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrullah Eruslu, şunları söyledi: “İZODER olarak deprem hassas noktamız. 1999 yılından bu yana her fırsatta depreme karşı alınması gereken önlemler konusunda ilgili kurumlar ve vatandaşlarımız nezdinde gerekli uyarıları yapmaya devam ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki yapılar, depremden değil hatalı uygulamalar ve denetimsizlikten dolayı yıkılıyor. Sıklıkla tekrarladığımız gibi depremin yol açtığı yıkımların en önemli nedenlerinden biri yapının taşıma gücünü olumsuz etkileyen korozyon. Betonarme yapı sistemlerinin en zayıf noktalarından birini suya karşı olan hassasiyeti oluşturuyor. Yağmur, kar, yeraltı suları, zeminde yer alan nem, mutfak, banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerdeki su kaçakları, binanın inşa edildiği zeminde bulunan basınçlı veya basınçsız yeraltı suları nedeniyle binalar sürekli olarak suya maruz kalabiliyor. Suyun taşıyıcı yapı elemanlarına nüfuz etmesi, betonun içindeki demirin paslanmasına yani korozyona neden oluyor. Korozyon ise yapının yük taşıma kapasitesini azaltıyor. Betonarme yapıların sağlıklı bir şekilde, tasarım ömürleri süresince işlevlerini sürdürebilmesi için yapının tamamının standartlara uygun şekilde su ve ısı yalıtımı ile korozyondan korunması gerekiyor. Özetle yapıların ana unsurları olan demir ve betonu suyun olumsuz etkilerinden yalıtımla koruyarak binalarımızı depreme karşı güvenli hale getirebiliriz.” Su yalıtımsız binalar korozyon nedeniyle sadece 5 yılda taşıma kapasitesinin yüzde 50’sini kaybedebilir Türkiye’de su yalıtımlı bina sayısı yapı stokunun yüzde 2’si bile değil İstanbul’da olası depremde 194 bin binanın hasar göreceği tahmin ediliyor Kiralayacağınız ya da satın alacağınız evlerde mutlaka su ve ısı yalıtımı olmalı Eruslu, yeni bir ev kiralayacak veya satın alacaklara da uyarılarda bulunarak şunları söyledi: “İlk aşamada binanızın ruhsat durumunu ve tarihini sorgulayın. Ülkemizde yapı ruhsatı alabilmek için 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren ısı yalıtımı, 01 Haziran 2018’den itibaren ise su yalıtımı yapılmasının zorunlu olduğunu bilerek binanın yalıtım durumunu sorgulayabilirsiniz. Binanın ara katlarındaki dış duvarlarındaki su izleri, sıva kabarıklıkları, mantar ve küf oluşumları yapıda ısı yalıtımı eksikliğini gösterir. Kiralayacağınız veya satın alacağınız konutun içini gezerken başta kuzey cepheleri olmak üzere tüm duvarlarını kontrol edin. Eğer çatı katında oturacaksanız tavanlar ile birlikte tavan ve dış duvar birleşimlerinde aynı şekilde su izleri, sıva kabarıklıkları ve yapısal çatlak olup olmadığına bakın. Bu problemler ile karşılaşırsanız yapıda ısı yalıtımı ve/veya su yalıtımı eksikliğine işaret eder. Sadece oturacağınız daireyi kontrol etmeniz yeterli değil. Yapıya gelecek suyu uzaklaştıracak olan bir drenaj sistemi olup olmadığını sorun. Yapısal çatlakların olup olmadığı ve demirlerin açığa çıkıp çıkmadığını mutlaka takip edin. Kolon kiriş gibi taşıyıcı elemanlara zarar verilmediğinden emin olun. Yapının temelinde su yalıtımı yapılıp yapılmadığını sorgulayın. Binanın bodrumunda perde duvar, kiriş ya da kolonlarda su izleri, çatlaklar, su ve nemden kaynaklanan siyah lekeler ya da pamukçuklar yapının temelinde su yalıtım problemi olduğunu gösterir. Sonradan binanın çatısına, tuvalet, banyo gibi suyun kullanıldığı ıslak hacimlerine su yalıtımı, dış cephelerine ise dıştan ısı yalıtımı yapılması mümkündür. Ancak binanın temellerine sonradan su yalıtımı yapılarak binanın suyun zararlı etkilerinden korunmasının mümkün olmadığı unutulmamalıdır.” |