BR> Ömer Güzel / Burada ölmek
istiyorum
Doğma büyüme Hasankeyfli Ömer Güzel. 34 yaşında ama
Hasankeyf’in 10 bin yıllık tarihi kadar eski hissediyor kendini burada, onun
suyuyla, toprağıyla besleniyor. İki çocuğu var, onlar da onun gibi hissetsin
istiyor, ama… Cümleyi tamamlamak için bir es verip yutkunuyor; “ama bizi
buralardan sürüp, Hasankeyf’i yıkacaklar”.
Hasankeyf’te hayatta kalmak
kolay değil, iş yok, yoksulluk, yoksunluk ağır. Bir de 50 yıldır baraj yapılacak
diye çektikleri var ki, o hepsinden beter, bunu biz değil Güzel söylüyor:
“En önemli sorunumuz baraj. Burası SİT alanı olduğu için tek bir çivi
çakmamıza izin vermiyorlar, ama baraj yapacaklar! Hasankeyf’in yüzde 60’ı göç
etmek zorunda kaldı. Dışarıdan gelenler de burada yerleşemiyorlar, ev yok
çünkü”.
Tarım arazileri yok, hayvancılık yapmak için imkânları da.
Sofralarına koyduklarını bahçelerinden çıkarıyor Hasankeyfliler, o da birkaç
dönümlük bir araziden. Rast geldiğinde balıkçılık da ekleniyor geçim
kaynaklarına. Ama Hasankeyf’te yaşam asıl gençlerin omzunda, Marmaris, Bodrum,
Datça gibi yazlık yerlerde çalışıp ailelerine para yolluyorlar. Ha, bir de Dicle
vadisine kurulan çardaklardaki lokantalardan kazandıkları var. Oysa, Dicle
turizmin her türlüsünü yapma imkânı sunuyor insanlara; doğa turları, kültürel
geziler, din turizmi… Yurtiçinden ve yurtdışından her yıl bir milyon insan
dokunuyor Hasankeyf’in taşlarına. Ancak yeterli altyapı yok. Güzel’e göre turizm
Hasankeyf’in yoksulluğunda bir çıkış kapısı aralayabilir. Hasankeyf’e dair
gelişen duyarlılıktan memnun, yalnız olmadığını biliyor, “Farklı yerlerden gelip
Hasankeyf için mücadele vermeleri beni çok sevindiriyor. Bu konferans,
yurtdışından gelen arkadaşlara Hasankeyf’i daha iyi tanıttığı için önemli.
Böylece onu UNESCO’ya dahil etmek için yardımcı olurlar” diyor. Gelecek için
umutlu, ama korkmuyor da değil. Bu kadar kontrol altına alınmış, korunmuş
yerleri neden yıkmak istediklerini düşününce kafası karışıyor. Prof. Dr. Zeynep
Ahunbay ve Doğa Derneği Bilim Koordinatörü Dr. Özge Balkız tarafından yapılan
araştırmayla, Hasankeyf’in UNESCO’ya giren pek çok ülkedeki kültürel ve doğal
miraslardan daha fazla kriter taşıdığını öğrendiğinden beri de ipin ucunu
kaçırdı… Projeyi hazırlayanlar ve destek verenler adına da o utanıyor, “15 bin
yıllık bir tarihin, sadece 50 yıllık ömrü olacak bir baraj için yıkılmasını
istemiyoruz. Gelecekte bizim için, 15 bin yıllık tarih, sürüklene sürüklene
geldi, 2010 yılındaki insanlar bunları sattı, o kadar cahil insanlar demesinler”
diyor. İşte bunun için Hasankeyf’ten gitmeyecek Güzel, “burada doğdum, burada
büyüdüm, burada bitsin istiyorum” diyor, “Atalarım burada, atalarımın mezarları
burada. Hasankeyf su altında kaldığında mezarlarımız da su altında kalacak. Biz,
Dicle vadisinde yıllardır yaşıyoruz, durgun suda yaşayamayız
ki”…
|