“İnsanlara Mekan Verirseniz Sizi Şaşırtabilirler”

Konuşmasına mimarlık meslek alanının konusundan bahsedeceğini belirterek başlayan Rojkind; sunumu kapsamında “Bugün biz ne görüyoruz, bizi neler ilgilendiriyor, bizim için önemli olan konulara nasıl tepki veriyoruz” sorularına yanıt arayacağını belirtti. ‘Simülasyon’ kavramına da odaklanacağını anlatan Rojkind, ‘Rojkind Arquitectos’un tek bir alanda uzmanlaşan bir firma olmasını istemediklerini vurguladı. Bir mimarlık firması olarak ‘ne’ tasarladıklarının çok önemli olmadığını söyleyen Rojkind; “Ne olduğu önemli değil tasarlamak bizim için ilginçse biz onu tasarlıyoruz” dedi.

Bağlam ile ilgilendiklerini ama söz konusu bağlamın duruma bağlı olması gerektiğini ifade eden Rojkind, mekan ile ilgilenirken de esnekliğini sorguladıklarını belirtti.

Sunumu kapsamında gerçekleştirdikleri projelerden de söz eden Rojkind; Nestle Çikolata Müzesi projesinden, Meksika’da hayata geçirdikleri bir Alışveriş Merkezi projesinden ve son olarak bir sinema projesinden bahsetti.

Nestle’yi bir Meksika’da çikolata müzesi inşa edilmesi konusunda kendilerinin ikna ettiğini anlatan Rojkind, firmayı farklı düşünmeye teşvik etmek konusunda bir çaba harcadıklarını ve sonuçta başarılı olduklarını vurguladı.

Bu bağlamda ‘farkındalık’ kavramının altını çizen Mimar, sadece mimari olarak düşünmenin yeterli olmadığını bir senaryonun tüm yönleriyle algılanası gerektiğini ifade etti.

Daha sonra alışveriş merkezi projesine değinen Rojkind, öncelikle Rojkind Arquitectos’dan cephe giydirmesi üzerine bir çalışma beklediklerini ancak mimarlar olarak başka bir şeyler yapılması gerektiğini düşündüklerini ve sonuç olarak çatı alanını yeme-içme mekanı olarak düzenlediklerini ve kamusallık kazandırdıklarını anlattı.

Bu bağlamda sadece tasarıma odaklanmanın yeterli olmadığını paylaşan Rojkind, başka bir AVM projesinde ise iç mekanı dışarı yansıtmak üzere bir kurgu oluşturduklarını anlattı. Rojkind, bu anlamda dış cephenin hareket kazandığını ve içerde dolaşan insanların cepheyi canlı kıldıklarını belirtti.

Son olarak Cineteca Nacional projesinden bahseden Rojkind, söz konusu alanda 4 sinemanın ve geniş bir otopark alanının mevcut olduğunu ifade etti. Rojkind Arquitectos’un söz konusu mekanı yeşil alan ağırlıklı bir kampus havasında düzenlediğini vurgulayan Mimar, sinemalar ile birlikte müze ve arşiv alanı da tasarladıklarını belirtti.

Açık hava sinemasının ilginç bir şehir efsanesi olduğunu belirten Rojkind, kendilerine, açık hava sineması için gelen kimsenin yere oturmayacağını söylediklerini aktararak ilk göterim için bin kişi beklediklerini ancak 3 bin kişinin açılışa geldiğini anlattı. “İnsanlara mekan verirseniz sizi şaşırtabilirler” diyen Rojkind, her binanın şehre katma değer katacağını düşünmenin önemine vurgu yaptı.

Kaosu bir fırsat olarak gördüğünü belirten Rojkind, kaosun insan beyninin 24 saat çalışmasına aracı olduğunu ve farkındalık yarattığını belirterek “Bu koşul benim mimariye yansıtmaya çalıştığım bir şey” dedi.

Son olarak ‘Flux Nesli’ üzerine konuşan Rojkind, söz konusu kavramın “Bir tane tutarlı örüntü varsa örüntü yoktur” mottosuna sahip olduğunu ve bu koşulların anlaşılması halinde fırsatlara ulaşılabileceğini söyledi.