Çevreye verdiği zararlar ile gündemden düşmeyen HES, bu kez köylülere zarar
vermeye başladı. HES’e karşı çıkan yöre halkını ikna edebilmek için şirketlerin
verdiği vaatler Kastamonu ve Rize’de bir köyün ikiye bölünmesine neden oldu.
Şimdi her iki köyde de HES’e 'evet' ve 'hayır' diyenler karşı karşıya.
Milli Park olan Kastamonu Loç Vadisi’nde HES yapımı ihalesini alan Oya Enerji
şirketi, HES’e karşı çıkan yöre halkını ikna edebilmek için her türlü yönteme
başvurdu. İlk olarak köy derneğine para bağışında bulunan şirket, ardından
köylülere çocukların okulu için burs yardımı yapacağını söyledi. Bununla da
yetinmeyen şirket, köye cami, konak, yol yapacağını da ekledi. Bir süre sonra
şirketin bu çabaları sonuç vermeye başladı ve bazı köylüler HES’in yapılması
konusunda ikna oldu. Böylece ileriki günlerde köyde yaşanacak olan huzursuzluğun
da temeli atılmış oldu. Köy önce HES’e ‘evet’ diyenler ile karşı çıkanlar olarak
ikiye bölündü. Bu bölünme bir süre sonra ailelere de sıçradı. Köyde şimdi aynı
ailenin üyeleri bile birbiriyle konuşmuyor.
‘KARDEŞ KARDEŞE DÜŞTÜ’
Kastamonu Loç Vadisi Platformu yöneticilerinden Kazım Keçin, köyde insanların
birbirlerinin cenazesine dahi artık gitmediğine dikkat çekti. Keçin, “Yıllardır
birbirleriyle komşuluk eden, birbirleriyle artık akrabadan öte olan köylüler
yolda karşılaştıklarında selamlaşmıyor. Aynı ortamda bulunmuyorlar. Köylüler
arasında sık sık tartışma yaşanıyor. Üstelik bu durum aileleri de böldü. HES’in
iptali için açılan davadan babasının, oğlunun, eşinin baskısı ile vekâletlerini
geri çekenler oldu. Baba oğula, kardeş kardeşe düştü. Köyde huzur kalmadı.
Bu durumun ciddi boyutlara ulaşmasından endişe ediyoruz” diye konuştu.
‘KÖYLÜLERİ PARA İLE KANDIRIYORLAR’
Şirketin köylüleri ikna edebilmek için her türlü yola başvurduğunu dile
getiren Keçin şunları söyledi:
“Şirket ile köy derneği arasında bir protokol imzalandı. Bu protokolün
imzalanmasında köy muhtarının önemli bir rolü var. Şirket derneğe ve köy
muhtarına ciddi meblağda bağış adı altında ödemelerde bulundu. Bunun üzerine
dernek başkanı ve muhtar Çevre ve Orman Bakanlığı’na “baraj yapılmasının bir
mahsuru yoktur” şeklinde yazı yazmışlar. Üstelik dernek üyelerinin ve köylülerin
bundan haberi bile yok. Öğrendiklerinde ise dernek başkanı istifa etmek zorunda
kaldı. Şirket burada başarısız olunca bu kez köylüleri ikna yolunu girdi. Çünkü
HES inşaatı köylülerin tapulu arazilerini kapsıyor.”
‘HES sosyal patlamaya neden oluyor’
Rİze’nin Güneysu ilçesinde de Kastamonu’da yaşanan sürecin bir benzeri
yaşanıyor. Buradaki sürecin tehlikeli bir boyuta vardığına dikkat çeken
Derelerin Kardeşliği Platformu üyesi Ömer Şan, Güneysu’daki köylülerin sadece
tarım ve hayvancılık ile geçimini sağladığını belirterek, “Şirketler köylülere
yollarınızı yapacağız, iş imkânı sağlayacağız gibi vaatlerde bulunuyorlar. Bu da
bazı köylülerin ‘bugüne kadar Güneysu’ya hiçbir hizmet getirilmedi. Başbakan
dahi ‘baba ocağım’ dediği Güneysu’ya bir yatırım yapmadı’ şeklinde düşünmesine
yol açtı. Üstelik HES inşaatında çalışanlar da var. Bu insanlar işin en zor
kısmında çalıştırılıyorsa da askeri ücret alıyorlar. Fakat yine de HES’e karşı
çıkanlara ‘siz bizim ekmeğimizle mi oynamak istiyorsunuz’ şeklinde tepki
gösteriyorlar” dedi.
Giresun’da, Çanakçı Vadisi’nde köylüler arasında kavgaların yaşandığını
hatırlatan Şan, şunları söyledi: “Burada insanlar kendi akrabalarına komşularına
karşı HES’ karşı çıktıkları için güç kullandılar. HES projeleri doğayı
katletmekle kalmıyor. Aynı zamanda insanlar arasında sosyal, geleneksel,
kültürel iletişimi de bozuyor. Sosyal patlamaya yol açıyor. Bu insanlar
birbirlerini tehdit olarak görmeye başladılar. Bu tartışmalar her an çok daha
ciddi boyuta geçebilir. Bugüne kadar platform olmasaydı çok farklı bir boyut
kazanabilirdi”
|