Gayrimenkul sektörü 2016 yılında Türkiye ekonomisinin üzerinde yüzde 3.6 büyürken, konut satışları da 1 milyon 341 bin 453 adete çıkarak 2015 rakamlarının aştı. Dünya'dan Leyla İlhan'ın haberine göre, 200’den fazla alt sektörü harekete geçiren gayrimenkul sektöründe yılın ilk 4 ayında kampanyaların da etkisiyle 440 bin 226 konut satışı yapılırken, yılın tamamında ise 1.5 milyon konutun satılması bekleniyor. Ancak 2017 yılının ilk çeyrek verileri, yeni konut üretimine ilişkin daralmaya işaret ediyor.
Yılın ilk çeyreğinde alınan yapı ruhsatları bir önceki yılın aynı dönemine göre bina sayısı olarak yüzde 15 azalırken, benzer daralma inşaat sektörünün temel girdilerinde de söz konusu. Demir-çelikte daralma yüzde 20’ye, çimentoda ise yüzde 5.3’e ulaşırken, hazır betonda da daralmanın olduğu, ancak ikinci çeyrekte düzelme verilerinin gelmeye başladığı belirtiliyor. Sektör temsilcileri, ilk çeyrekte ortaya çıkan negatif tabloya karşın, ikinci çeyrekte verilerin büyüme yönünde olacağı görüşünde.
Demir-Çelik’te hedef 2016’yı yakalamak Geçen yıl 5.2’lik büyüme ve 33 milyon 163 bin tonluk üretim yapılan demir çelik sektöründe bu yıl üretim artışı yüzde 11 olmasına karşın, tüketim ilk çeyrekte yüzde 20 düştü. Sektöre ilişkin değerlendirmede bulunan Demir Çelik Üreticileri Birliği (DEÇÜD) Başkanı Veysel Yayan, inşaat sektörünün demir tüketimindeki yüzde 20’lik düşüşün referandum öncesi yaşanan durgunluktan ve üretilen inşaat stoklarının eritilememesi nedeniyle yaşanan yavaşlamadan kaynaklandığını ifade ederek, “Referandumdan sonra talepte iyileşme gözlendi. Nisan ayı istatistiklerine göre daralma yüzde 19.51’e geriledi.
Mayıs ayından itibaren büyüme hızlandı. Çünkü iç piyasada demir sıkıntısı vardı, bu ihtiyaca cevap vermek için ihracat kısıtlanıp iç piyasaya demir verildi. Piyasanın esas durumunu ikinci yarıda gözlemleyeceğiz. Küçülmeyi kapatıp artı performans sergileyerek geçen yılki büyümeyi yakalamayı başarı olarak görüyoruz” dedi. Türkiye’nin çevresindeki belirsizliklerin de yatırım kararlarını etkilediğini anlatan Yayan, “Buna rağmen ikinci yarıya ilişkin beklentilerimiz pozitif ve yüzde 16’lık bir iyileşme bekliyoruz. Bu büyüme ilk aylardaki kayıpları telafi etme ve geçen yılki büyüme rakamlarını yakalamamızı sağlayacak” açıklamasında bulundu.
Korumacılık dalgası demir-çelikte endişe yarattı Veysel Yayan, Çin’in piyasalardan çekilmesinin sektörde olumlu hava yarattığını, ancak Amerika’nın korumacı tedbirlerinin sektör için olumsuz bir durum olduğunu belirterek, “Amerika neredeyse bütün ürünlerine karşı anti damping soruşturması başlattı. Çelik ürünlerinin ithalatını ulusal güvenliğe zarar veren bir ürün olarak görüyorlar. Onun için önümüzdeki haftalarda toplu olarak ithalatı yasaklama durumu söz konusu olabilir. Amerika’nın bu adımının ardından AB ülkelerinin de bunu yapmasından endişe ediyoruz. Ayrıca Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşması’nda bahsediliyor. Ukrayna ürettiğinin sadece yüzde 13’nü tüketiyor. Geri kalanı 2.5 milyon tonu ihraç ediyor. Bunun önünün STA ile açılmasıyla Türk çelik sektörü çok ciddi anlamda olumsuz etkilenir” dedi.
5 bölgede çimento satışları düştü 2017 yılı ilk çeyreğinde çimento üretiminde, geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 5.4‘lük bir düşüş yaşandı. Bu dönemde üretilen çimentonun yaklaşık yüzde 13.4’ü ihracata konu olurken, yine 2017 Ocak-Mart döneminde iç satışlarda yüzde 5.3, çimento ihracatında yüzde 0.9’luk düşüş gerçekleşti. 2017 yılı ilk 3 aylık döneminde hava koşullarının geçen yılın aynı dönemine nazaran daha sert geçmesi, bu düşüşlerin en önemli sebebini oluştururken,2017 yılı mart ayı çimento verilerine baktığımızda sektörün dinamosu konumunda olan Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri’nde tüketimde daralma gözleniyor. Sadece yaşanan olaylar sonrası kentsel dönüşümle binaların yenilendiği Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesindeki iç satışlarda artış gözleniyor.
Ancak buradaki tüketim rakamları sınırlı olduğundan genel düşüş rakamlarını değiştirmedi. Yılın ikinci çeyreğinde bu tablo artışa geçmekle birlikte iç pazardaki düşüşün ocak ve şubat aylarında daha yüksek olduğu gözlemlendi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan TÇMB Yönetim Kurulu Başkanı M. Şefik Tüzün: “2016 yılı ilk çeyreğinde 2017 yılı iç satış değişimleri ve çimento iç satışları, ocak ve şubat aylarındaki zorlu kış koşulları sebebiyle geçen yıla oranla düşüş gösterdi. Ancak satışlar mart ayında toparlandı. Bu yükselen ivmenin yılın diğer aylarında da devam edeceğini tahmin ediyoruz ” dedi.
Hazır betonda hareketlilik, istenilen seviyede değil Geçen yılı yüzde 2 büyüme ile 109 milyon metreküp üretim yapılan hazır beton sektöründe bu yılın ilk çeyreğinde geçen yıla göre bir miktar gerileme var. Sektöre ilişkin bilgi veren Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık mayıs ayında açıklanan Hazır Beton Endeksi’nin 3 aydır 100 değerinin üzerinde tutunmasının hazır beton sektöründe hareketliliğin devam ettiğini gösterdiğini söyledi. Işık, “Ancak Endeks değerleri halen sektör olarak istediğimiz noktada değildir. Hazır betondaki hareketliliğin halen istenilen seviyeye ulaşmadığı söylenebilir. İlk çeyrekte alınan yapı ruhsat sayısının azalması da müteahhidin tamamlanan bina stokunu devreye aldığını, ancak yeni inşaat noktasında da çok istekli olmadıklarını gösteriyor. Ancak Hazır Beton Endeks çalışmaları, ikinci çeyrekte inşaat sektöründe önemli bir hareketlenme yaşandığını gösteriyor” dedi.
Krediye erişim maliyeti aşağı çekilmeli Gayrimenkul sektörünün gelişmesiyle ilgili de değerlendirmede bulunan Yavuz Işık, hükümetin 2016 yılının son çeyreğinden başlayarak konut sektörüne yönelik ciddi tedbirler aldığını, yeni konut satışlarında KDV düzenlemesi, gayrimenkul sertifika uygulaması, alternatif finansman yöntemleri, kentsel dönüşümdeki yeni uygulamalar, yabancılara konut satışında yeni düzenlemeler ve kamu yatırımlarının artmasıyla inşaat ve gayrimenkul sektörlerinin desteklendiğini söyledi. Işık, gayrimenkul sektörü açısından asıl önemli konunun tüketici finansmanı olduğunu belirterek, “Son dönemde yapılan satışların çok önemli bir kısmı banka kredisi ile satılan konutlardır. Bu açıdan değerlendirildiğinde, konut finansmanında atılacak her yeni adım hem inşaat hem de hazır beton sektörleri açısından önem arz etmektedir. Krediye erişim maliyeti aşağı çekildikçe sektör gelişecek, toplumsal refah yükselecektir” açıklamalarında bulundu.
|