Ağaoğlu İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Ağaoğlu'nun dün Referans gazetesine yaptığı açıklamaların ardından
sektörün diğer aktörleri de şapkalarını önlerine koydu. 17 Ağustos depreminin
10. yıldönümü ertesinde İstanbul konut yapısına ilişkin olarak "70'lerde herkes
kötü malzeme kullandı" diyen Ağaoğlu'nun ardından, İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu
Başkanı Serdar İnan da "Eski zamanda yapılmış iyi binalarda var
ama orana vurduğunuzda çok fazla değil. Bütün bunlar denetim eksikliğinden
kaynaklandı" derken, Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali
Dumankaya ise "O dönemin koşullarında bulunabilecek kum deniz kumu idi.
Şu andaki sistemler yoktu. O günün şartlarıyla bugünü değerlendirmemiz doğru
değil. Zaman önümüze bakma zamanı" dedi. İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube
Başkanı Cemal Gökçe ise Ali Ağaoğlu'nun açıklamalarını "Ali Bey
doğru söylüyor ama eğer yerel yönetimler ve merkezi idare gerekli denetim
mekanizmalarını işletseydi yapılar bugünkü gibi insanları korkutan notada
olmayacaktı. O dönem para hırsı her şeyin önüne geçti"
dedi. Kimse yıkayarak kullanmazdı
İnanlar İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Serdar İnan eski
binalarda kullanılan kumların büyük çoğunluğunun deniz kumu olduğunu ve
yıkanmadan kullanıldığını anlattı. İnan şöyle devam etti: "Dere kumu veya dağ
kumu çok az oranda kullanıldı. Deniz kumunda iki kötü faktör var. Birincisi
içinde midye kabukları var, eleme yapılırsa elenir, elenmezse binada kalır.
Deniz kumunun özelliği tuzlu olduğu için tuzdan dolayı demirin çürümesine sebep
oluyor. Yıkamadan kullanamazsınız bugünün şartlarında. Eskiden de yıkayarak
kullanan yok denecek kadar azdı."
İstanbul'un eski yapılarında denetim olmadığı için çürüklük oranının yüksek
olduğunu söyleyen İnan, "Denetim olsaydı böyle olmazdı. Yine de bütün eski
binalar çürük demek de çok doğru değil. Depremden sonra çıkan deprem
yönetmeliğiyle yapılanlar eski inşaatlara göre yüzde 60-70 daha sağlam" dedi.
İki tane kanunun revize edilmesi gerektiğine dikkat çeken İnan, "Birincisi kat
mülkiyet kanunu. Şu anda hâlâ yüz kişilik bir binanın yıkılıp yeniden yapılması
için hepsinin onayı isteniyor. Bu gerçekçi değil. Diğer kanunda kentsel
dönüşümle ilgili. Devletin icabında cebren belli bölgeleri boşaltması ve yeniden
üzerine inşaat yapılabilir hale getirmesi lazım" diye
konuştu. Deniz kumundan başka kum yoktu
Dumankaya Yönetim Kurulu Üyesi Ali Dumankaya ise projelerin
dönemin imkânları ile yapıldığını anlattı. Dumankaya, "30- 40 sene önceinde şu
andaki imkânlar yoktu. Projeler o günkü imkânlar dahilinde üretildi. Hazırbeton
kullanımı yoktu o dönemde. Nernervürlü (demirdeki direnci artıran dişli demir
çubuklu demir) demir de yoktu. Kullanılmıyordu. Standart demirler vardı. Betonun
doğru dozajlarda oluşması kalfa ve işçiye bağlıydı, hazırbeton yoktu" dedi.
Ali Ağaoğlu'nun açıklamalarından yanlış bir algı oluştuğunu kaydeden
Dumankaya, "Herkes o dönemin koşullarına göre davrandı. Bulunabilecek kum deniz
kumu. Başka kum yok. Şu andaki sistemler de yok. O günün şartlarıyla bugünü
değerlendirmemiz doğru değil. Topluma yanlış mesaj vermemek lazım. Şu anda
önümüze bakma zamanı" dedi.
Kentsel dönüşümün en fazla tıkandığı noktanın imar izniyle ilgili olduğunu da
belirten Dumankaya, "Ev sahipleri 150 metrekare bir dairede oturuyor ama
bölgenin bir imar durumu var. O imar durumuyla yaptığınız zaman belki 120
metrakare düşecek. Bunu engelleyecek modeller oluşturulursa hem özel sektör hem
kamu bundan kazanır ve binalarımız rahatlıkla revize edilir"
dedi. Ticari kaygı teknik kaygının önüne geçti
O dönemde yapılmayan denetimlerin bedelinin ödendiğini ve özeleştirinin
olumlu olduğunu söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı
Cemal Gökçe de "İnsanları kendi iradesine bırakırsanız
inşaatların yapılmasında ticari kaygı teknik kaygının önüne geçer. O zamanda
böyle yapılar yapılır. Mevcut yapıların sürecini denetleyeceksiniz. 99 öncesi de
sonrası da denetim problemi var. Hâlâ denetimde problemler var" dedi. Gökçe,
"Ali Bey doğru söylüyor ama öyle yapılmayabilir. Eğer yerel yönetimler ve
merkezi idare gerekli denetim mekanizmalarını işletseydi yapılar bugünkü gibi
insanları korkutan noktada olmazdı" açıklamasını yaptı.
|