strong>İnşaat sektörünün ‘yalın’la tanışmasının bu kadar geç olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz; sektör nasıl bir ihtiyaçla yalın’a yöneldi?
Sunumumda da değiniyorum; maliyetlerin çok yükseldiği ve verimin de çok düşük olduğu bir sektörden bahsediyoruz. Baktınız zaman, inşaat sektöründeki ziyan oranının yüzde 60’larda olduğunu görüyorsunuz. Ama örneğin imalat sektörü, yine yüksek bir oran olmasına rağmen, bunu yüzde 30’larda tutmayı başarabilmiş. İnşaat süreçlerine bakarsanız, bir konseptle başlıyor, tasarım ve mühendislik süreçlerinden geçiyor, şantiye, üretim, montaj ve bina ortaya çıkıyor. Bu değer akışında bir düşüncenin, bir ürünün bir elden diğerine geçerken çok büyük verimsizlikler olduğunu görüyorsunuz. A’dan B’ye giderken, A B’nin ne istediğini bilmiyor. Burada iletişimsizliğin getirdiği fazla üretim dediğimiz ziyanlar ortaya çıkıyor, istediğimiz şekilde üretemediğimiz için kalite düşüyor. İnşaat, çok insanın işin içinde olduğu çok kompleks bir süreç. Ve her şeyden önce bunları bir araya getirecek bir metodoloji yok. Toyota tarzı üretim de, bize sürece bir ürün gibi bakma imkanı veriyor. Otomobil nasıl bir ürünse, bir bina da parçalarıyla, sistemleriyle bir ürün. Bu ürünü bir araya getiren de bir ekip ve Toyota, bu ekibin kendi içindeki uyumu, performansı yaratmak açısından çok önemli.
Tasarımdan binanın son kullanıcıya ulaşmasına kadar geçen süreç için ‘yalın’ ne kadar uygulanabilir?
Bu anlamda Toyota’dan öğrenecek çok şey var. Firmanın odaklandığı üç ana alan var. Bunlardan birincisi, ürünün tasarlanması. İkincisi, tedarikçilerin entegrasyonu; üçüncüsü de üretim sistemi. İnşaata baktığınızda da yine bir ürün görüyorsunuz; bir üretim söz konusu ve ürün ortaya çıkarken birlikte çalışılan tedarikçiler var. Yani neredeyse birebir konseptler. Elbette Toyota tarzı üretimin inşaat sektörüne tercümesi birebir değil.
Entegre tasarım yaklaşımına ‘yalın’ nasıl bir katkı koyabilir?
Bu noktada yine devrimsel olarak niteleyebileceğimiz bir başka konsept devreye giriyor; o da BİM. Özellikle son 5 – 10 yılda ABD’de inanılmaz bir noktaya geldi ve son birkaç yıldır da geri dönülmez biçimde değiştirdi her şeyi. BİM, sahaya inmeden projenizin en küçük detayına kadar sayısal ortamda görsel modellemesini yapmanızı sağlıyor. Böylece sanal ortamda sorunları çözebiliyorsunuz ki, parçalar sahada bir araya geldiğinde tıkır tıkır işlesin. Aslına bakarsınız, bu şekilde, bir düşünceyi sürekli test ediyorsunuz. Tasarım böyle bir şey; bir konsepti önce görselleştiriyorsunuz, test ediyorsunuz ve bunlara göre iyileştiriyorsunuz.
|