İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD), 2010 yılı
genel değerlendirmesini yapmak, 2011-2015 hedef büyüme rakamlarını açıklamak,
Türkiye’de inşaat malzemesi üreten alt sektörlerin 2011 yılı
tahmini gelişme hızlarını ve önündeki engelleri paylaşmak üzere bugün (06 Ocak
2011 Perşembe) bir basın toplantısı düzenledi.
Toplantı;
İMSAD’ın tarihsel sürecini aktaran, sektör derneği üyelerini, Lider Sanayici
üyelerini ve katılımcı üyelerini tanıtan bir kısa video gösterimi ile başladı.
“İnşaattaki Toparlanma Türkiye Ekonomisinin Büyümesine Olumlu
Yansıdı”
Açılış konuşmasını yapan İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Orhan Turan, küresel ekonomik krizin ardından gösterdiği toparlanma
performansıyla dünya sıralamasında Türkiye ekonomisinin yerini aldığını, 2010
yılının ilk dokuz aylık döneminde GSYH gelişme hızında yüzde 8,9 oranında artış
kaydettiğini aktararak konuşmasına başladı. İnşaat sektörünün yılın 3.
çeyreğinde yüzde 24,6 oranında büyüme yaşayarak en hızlı büyüyen sektör olduğunu
ve böylelikle her zaman dile getirdikleri lokomotif sektör olgusunu bir kez daha
ispatlandığını sözlerine ekleyen Turan, “İstihdam ayağında da 2010 yılında
toparlanma sinyali belirginleşti. 2007 yılının ilk çeyreğinden beri ilk kez
artıya geçen istihdam verisi, inşaat sektöründeki toparlanmanın tabana yayılmaya
başladığını gösteriyor. Türkiye ekonomisinin yüzde 7-8 büyümeyle tamamlayacağı
beklenen 2010 yılı, inşaat sektörü için kayıpların telafi edilerek büyümeye
geçiş dönemi oldu” dedi.
Enerji verimliliği ve çevre bilinci konularının
inşaat sektörüne olan etkisini de değerlendiren Turan, Türkiye’nin cari açığının
çözümünün enerji verimliliği ve bu başlık ile ilintili uygulamalardan geçtiğine
dikkat çekerek daha az enerji ithalatı yapılması gerektiğini bildirdi. Turan,
Türkiye’de 1 numaralı ihracatçı sektörün inşaat sektörü olduğuna vurgu yaparak
konuşmasını noktaladı.
Kümelenme Çalışmalarına ve İhracat
Alanında Coğrafi Bölgelenmeye Dikkat Edilmeli
İMSAD Yönetim
Kurulu Başkanı Orhan Turan’dan sonra söz alan İMSAD Ekonomi Danışmanı Prof. Dr.
Kerem Alkin ilk olarak, ‘Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi’ aracılığıyla özel
sektör ağırlıklı bir büyüme trendinin ağırlık kazanacağına değindi. “Bu tip bir
metnin belki 1991 senesinde hazırlanması gerekirdi” diyen Alkin, 1993-2002 ile
2003-2006 verilerine değinerek ülke ekonomisindeki büyüme ile özel sektör
yatırımlarının arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Cumhuriyet’in 100. yılının
kutlanacağı 2023’e doğru 2 trilyon TL düzeyinde, diğer bir ifade ile 1,5 trilyon
dolara yakın bir ekonomik büyüklüğe ulaşmayı hedefleyen Türk ekonomisinde,
inşaat sektörünün bu hedefe önemli katkı sağlaması, GSYH büyümesindeki katkısını
yüzde 5,5’den yüzde 7’ye yükseltmesi gerektiğine dikkat çeken Alkin, “Bunun
anlamı, Türkiye’de özel sektör ve kamu sektörü tarafından gerçekleştirilen
toplam sabit yatırımların her yıl reel olarak en az yüzde 15 artması gerekirken,
inşaat sektörü yatırımlarının da en az yüzde 20’lik bir artış yakalaması
gereğidir” dedi.
Küresel krizin etkilerinin ne zaman azalacağına dair net
bir verinin mevcut olmadığını buna bağlı olarak da ekonomik büyümeye dair
verilerin de net olmadığını hatırlatan Alkin, özel sektörün ülke ekonomisinin
büyümesinde önemli bir etken olduğunun altını çizerek bu tip bir bakış açısında
yatırımın yüzde 70’inin yerli, yüzde 30’unun yabancı sermaye olması beklendiğini
anlattı.
Türkiye’nin 2023 senesine doğru ortalama yüzde 6’lık bir
ekonomik büyümeyle iyi bir trend yakalayabilmesi için inşaat sektörünün özel
sektör yatırımlarıyla yüzde 18-20 büyümesi gerektiğini ifade eden Alkin, “İnşaat
sektörünü, özel sektör yatırımları içerisinde ortalama yüzde 45 olan payını bir
on puan daha arttırmalı ve yüzde 55’e çıkarmalı” dedi.
İnşaat sektörü,
bulunduğumuz coğrafyada, 1. ve 2. kuşak komşu ülkelerde 2023’e kadarki zaman
diliminde alt ve üst yapı inşaat projelerindeki hamleyi dikkate alarak, inşaat
malzemesi ihracat hacmini 100 milyar dolara, müteahhitlik hizmetlerinden
Türkiye’nin elde ettiği geliri 100 milyar dolara ve yurtiçi inşaat sektörü
hacmini de 100 milyar dolara çıkarmayı hedeflediğini anlatan Alkin, “Türkiye,
2023 yılında toplam ihracatının yüzde 20 ile 25 oranında bir bölümünü yüksek
kalitede ve nitelikli inşaat malzemesi ihracatı ile gerçekleştirmeyi başarırsa;
100 milyar dolarlık inşaat malzemesi ihracat hedefi başarılabilir. Ulusal bazda
ise; Türkiye’nin toplam sabit yatırımlarının en az yüzde 50’sinin inşaat sektörü
yatırımları olarak gerçekleşmesi ve inşaat yatırımlarında ortalama reel
büyümenin yüzde 18 düzeyinde gerçekleşmesi, sektörün yurtiçi pazar büyüklüğünün
de 100 milyar doları yakalaması, hatta geçmesi anlamına gelecektir”
dedi.
Bu bağlamda yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesinin gerekli
olduğunu ifade eden Alkin, dolaylı vergi indirimi uygulamalarının önemli bir
etken olduğunu vurguladı. Önümüzdeki dönemlerde kümelenme çalışmalarına ve
ihracat alanında coğrafi bölgelenmeye dikkat edilmesi gerektiğini söyledikten
sonra inşaat sektörüne yönelik stratejilerin oluşturulmasının gerekli olduğunu
ifade ederek sözlerini tamamladı.
|