Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nca Türkiye genelinde uygulamaya konulan ve 31 Aralık 2017'den önceki kaçak yapılara af getirileceği belirtilen 'İmar Barışı'na başvurular sürüyor. 'İmar Barışı'na, sit, mera, milli park gibi koruma statülerine sahip yaylalarda inşa edilen kaçak yapılarla gündeme gelen Karadeniz Bölgesi'nde yoğun başvuru yapıldı. Başvuruların 15 Haziran, ödeme süresinin ise 30 Haziran'a uzatıldığı 'İmar Barışı'na Karadeniz'de 900 bine yakın başvuru yapıldı. 'İmar Barışı' bedelini ödeyen kent sakinleri, kaçak yapıları için 'Yapı Kayıt Belgesi' aldı. Karadeniz'de başvuruların çoğunluğu ise kaçak yapılarla gündeme gelen yaylalardan yapıldı.
'Mera' uyarısı geldi: işgal olarak değerlendirilecek DHA'da yer alan habere göre 'İmar Barışı' başvuruları sürerken, Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan mera alanları ile ilgili valiliklere uyarı yazısı gönderildi. Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarıda, mera ve ormanlık alanlara her çeşit bina yapımını yasaklayan '4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4'üncü maddesi hatırlatılarak kanun kapsamında kalan alanlara müdahaleleri çoğaltacak 'Yapı Kayıt Belgesi'nin verilmemesi istendi, verilenlerin de mülkiyete hak teşkil etmeyeceği duyuruldu. Uyarıda, mera alanlarına inşa edilen yapıların işgal ve tecavüz olarak değerlendirileceğine yer verildi. Uyarı ile yaylacılara mera alanlarındaki yapıları için verilen 'Yapı Kayıt Belgeleri'nin iptal edilmesi gündeme geldi.
"Kanunu, yönetmelikle by-pass etmek mümkün değil" Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Dr. Coşkun Erüz, kanunların her zaman yönetmelikten önce geldiğini belirterek, mera kanunun var olduğu bir yerde herhangi bir yönetmelikle kanunu by-pass etmenin mümkün olmadığını söyledi. Kanuna göre meraların mera ve yayla vasfının dışında hiçbir şekilde kullanılamayacağını hatırlatan Erüz, "Mera kanununu Tarım ve Orman Bakanlığı'nın uhdesinde, imar konusu ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı uhdesinde. İki farklı bakanlık üzerinden uygulama yapılmış. Zaten mera kanununda 'yayla, yayla olarak kullanılır' yani hayvancılık yapılacak, temelsiz belli boyutları geçmeyecek şekilde hayvanları barındırmak üzere geçici yayla barınakları yapılabilir. Ama bu kişinin hayvancılık yaptığı ispatlanırsa, orayı yayla olarak kullanacağı ispatlanırsa o zaman izin veriliyordu. İmar Barışı her yerde geçerlidir ama kanun var. Vatandaş gitmiş 50-100 metrekare yere bir bina inşa etmiş. Yanına 10 dönümü 'benim kullanım alanımdır' diye çevirmiş. Bunlar tabi ki mera kanununa uygun değildir" dedi.
"Vatandaş olmayan hakkı talep etti" Vatandaşların İmar Barışı ile mera alanlarındaki yapılar için başvuru yaptığını hatırlatan Erüz, şunları dedi: "Vatandaştan belirttiği metrekareye göre belli bir ücret tahsis edilmiş, bunun sonucunda da vatandaş devlete 'ben gereğini yaptım ve hakkımı talep ediyorum' diyor. Böyle bir sonuç doğdu. Maalesef uygulamadaki eksiklikten dolayı, vatandaş kendinde olmayan bir hakkı talep etti. Çünkü hak diyor ki, 'eğer burası mera ve yayla ise önce Tarım ve Orman Bakanlığı'ndan ilgili izinleri alarak yapın'. Fakat böyle bir ayrım yapılmadığı için vatandaş başvurusunu yaptı. Vatandaştan para alınıp da bu geri ödenmezse, bunun geçerliliği olmaz. Bu para iade edilir. Eğer böyle bir durum oluşursa vatandaş 'ben parayı verdim, belgemi aldım ve yasal olarak ben yapmam gerekeni yaptım, eğer benim hakkım değil ise bu parayı neden aldınız, hakkım değilse bu belgeyi bana neden verdiniz' diye soracak. Devletin bu noktada bir sorgulama yaparak hareket etmesinde fayda var. Fakat vatandaş da bu noktada açığı kullandı. Dolayısıyla 'ben bunu bilmiyorum' diyerek davranmak mümkün değil. Yaylalarda başvuranların neredeyse tümü zaten hep şehirli, yaylacılık yapanlar değil. Yaylada yazlık yapan insanlar. Dolayısıyla yol yordam çok iyi biliniyor, yaylada yol yordam bilmeyen garibanlar da inanın yayladan hak bile almadı, başvuruyu bile bir çoğu yapamadı. Çünkü o parayı verecek gücü yoktu. Bu noktada devletin hukuku işletip, yasayı aşmayacak şekilde düzenleme yapması gerekir."
"İnanılmaz çarpık yapılaşma var" Uygulamanın bu şekilde devam etmesi halinde yayla denen bir vasfın kalmayacağını ifade eden Erüz, "Önüne gelene bir tahsis vermeye devam edersek, bu gidişle yayla diye bir şey kalmayacak. Çünkü inanılmaz bir çarpık yapılaşma var. Buna önlem almak gerekirken, gidip yılda 2-3 ay vatandaş keyif yapacak diye, 81 milyonun hakkını maalesef fırsatı olan, parası olana peşkeş çekildi. Oralar hiçbir şekilde kanunen alınamaz, satılamaz, ev yapılamaz sadece hayvancılık ve yaylacılık için kullanılması gereken alanlardır" ifadelerini kullandı.
|