nayasa Mahkemesi, belediyelere padişah yetkisi veren yasayı (5216) iki yıldır görüşmüyor. AKP’li belediyeler, bu yasayla istedikleri yeşil alanları imara açıyorlar. Bu yasayla SİT alanları bir gecede rantçıların apartman bloklarına dönüşüyor. Bu yasayla İstanbul’un çamlıkları Arap emirlerine malikane oluyor.
Bu yasayla belediye bütçesinden partili seçmenlere kömür, makarna, çocuklarına top dağıtılıyor. Bu yasayla sanki Türkiye’de yokmuş gibi İtalya’dan ağaç, Çin’den kaldırım taşı getiriliyor. Bu yasayla içki içilmeyen bölgeler, tarikat mahalleleri kuruyorlar. Bu yasa kendi yandaşlarına "ihalesiz" iş verme imkánı sağlıyor.
Bu yasayla; Başbakan-bakanlar çağdaşlığı oynarken, irtica yerel yönetimler eliyle körükleniyor.
*
Bu yasa iki senedir Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor, görüşülmesine sıra gelmiyor.
Şimdi kafanızı kaşıyın:
Anayasa Mahkemesi, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden bir yeşil alanı bina-mina yapmak için istedi. Büyükşehir Belediyesi bir gecede Yüce Mahkeme’nin istediği alanı "kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanına" dönüştürüp, peşinden Anayasa Mahkemesi’ne tahsis etti, arkasından inşaat başladı bile.
Neye göre?..
Anayasa Mahkemesi’nin iki yıldır görüşmediği bu yasaya göre.
*
Böyle hukuk olur mu?.. Böyle bir devlete kim "hukuk devleti" diyebilir?..
En yüce mahkeme, hem vurgun-soygunla, hem doğayla, hem rejimin geleceğiyle ilgili bir yasayı iki sene görüşmeyip, üstelik o yasadan kendisi de yararlanıp yeşil alanı kapatırsa...
İki sene... İki senede erik ağaçları meyve veriyor. Peki, kaç ivedi yasa böyle aylarca-yıllarca bekliyor?.. Latin Amerika’ya aile boyu geziler daha mı çekici, bekleyen yasaları görüşmekten?..
O zaman bizler kime sığınabiliriz?.. Hukuk bitmişse?.. Yargı çökmüşse?.. Hangi taşa vuracağız başımızı?.. Hangi kayaya?..
|