STRONG>
Mahkeme
kararlarına karşın doğayı katleden HES’lerin yapımı tüm hızıyla
sürüyor
Ömer ŞAN
Türkiye genelinde yaklaşık
2 bin hidroelektrik santral (HES) projesi yaşama geçirilirken
her birinin kurulması planlanan yörelerde yurttaşlar da, derelerine sahip çıkmak
için örgütleniyor. Çevreci köylülerin başlattıkları hukuk mücadeleleri sonucunda
da peş peşe yürütmeyi durdurma ve iptal kararları alınıyor. Bugüne kadar toplam
25 HES projesi için yürütmeyi durdurma ve iptal kararı verildi.
Yargı, son olarak Muğla Yuvarlakçay ile Artvin Yusufeli
ve Maçahel’deki HES projelerine “dur”
dedi.
HES’lerle ilgili tartışmalar ilk olarak Rize Çamlıhemşin
Fırtına Vadisi üzerinde kurulması planlanan ve BM
Holding tarafından geliştirilen Dilek-Güroluk
regülatörleri ve HES projesiyle gündeme geldi. DSİ tarafından 1965
yılında, tüm havza genelinde 6 adet regülatör, 5 adet baraj ve 10 adet HES olmak
üzere çeşitli büyüklüklerde toplam 21 adet enerji üretim amaçlı yapının inşasını
öngören plan hazırlandı. Ancak 24 Haziran 1986’ya kadar herhangi bir çalışma
yapılmadı. Bu tarihte ilk olarak BM Mühendislik, Dilek-Güroluk HES projesini
Fırtına Deresi’nin kollarından Hala ve Hemşin dereleri üzerinde Yap-İşlet-Devret
modeli ile gerçekleştirmek amacıyla Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na
başvurdu. 19 Mayıs 1998’de Fırtına Deresi ve kolları doğal sit, Zilkale ve
Kale-i Bala çevresi I. derece arkeolojik sit ilan edildi. Ancak
firma çalışmaları hızlandırınca protesto gösterileri daha da büyüdü. Bütün
kararlara ve tepkilere karşın Çevre Bakanlığı, 25 Haziran 1998’de ÇED raporuna
“olumlu” belgesi verdi. Hemen ertesi gün de Dilek-Güroluk HES’in temel atma
töreni düzenlendi. Yöre halkının hukuksal mücadelesine uluslararası çevre
örgütleri de destek verdi. 10 Mart 1999’da Trabzon İdare Mahkemesi kararıyla
yapılan bilirkişi incelemesi 68 bin ağacın kesileceğini, bırakılacak olan yüzde
16 oranındaki suyun da deredeki canlı yaşamının sürmesi için yeterli
olmayacağını gözler önüne serdi.
Bundan sonra mahkemelerin peş peşe
yürütmeyi durdurma kararı vermesi ve şirketin itirazlarıyla dava Danıştay’a
gitti. Son olarak 2001 yılında Danıştay 6. Dairesi, mahkemenin verdiği
“ÇED raporunu iptal eden” kararını onaylayarak, yörelerinde
santral kurulmasını istemeyen 305 Çamlıhemşinliyi haklı buldu. Ancak bölgede ve
Fırtına Vadisi’nde HES projeleri yine devam etti.
* *
*
Senoz ‘sit alanı’ özelliğini
yitirdi
Rize’deki Senoz Vadisi’nde kurulması
planlanan Uzundere-1 regülatörü ve HES projesi için Çevre ve
Orman Bakanlığı “ÇED gerekli değildir” kararı verdi, ancak bu
karar Rize İdare Mahkemesi’nce durduruldu. Ancak firma, kapasite arttırımına
giderek yeni bir dosya sundu. Bakanlık da “ÇED gerekli değildir” kararında ısrar
etti. Bunların ardından valilikçe ve mahkemece birçok kez çalışmaların
durdurulması yönünde kararlar verilmesine karşın firma çalışmalara kesintisiz
devam etti ve proje tamamlanma aşamasına getirildi. Firma da 6 Kasım 2009’da
aynı proje için toplam 63.68 MW’lık kurulu güç öngörüp ÇED Raporu hazırlayarak
idareye sundu. Bu rapor da “Nihai ÇED Raporu” olarak kabul edildi.
Yine
aynı bölgede yapımı devam eden, Çataldere 1-2-3 HES’leri için
verilen “ÇED gerekli değildir” raporu için de Rize İdare Mahkemesi,
“yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Yapımcı firma Atabey Enerji
Üretim Sanayi ve Ticaret AŞ, yeni bir proje tanıtım dosyası hazırlayarak Rize
Çevre ve Orman Müdürlüğü’ne gönderdi. İdare, “ÇED gerekli değildir” dedi,
mahkeme bunu da iptal etti. Karar Çayeli İlçe Jandarma Komutanlığı’nca firmaya
tebliğ edilip çalışması sonlandırıldı.
Aynı bölgede yapılması planlanan
Kayalar Regülatörü ve HES projesi için de ÇED’e gerek olmadığı söylendi, mahkeme
yürütmeyi durdurma kararı verdi. Aynı vadide Melikom ve Gürpınar HES projelerine
ÇED raporu alınması için halkı bilgilendirme toplantıları yapılması amaçlandı.
Ancak yöre halkı toplantıları protesto etti. Geçen süreçte Senoz’da muhtarlar,
bölgenin “doğal sit alanı” ilan edilmesi için Trabzon Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kurulu’na başvurdu. Kurul, HES’ler ve taşocaklarının
çalışmaları nedeniyle bölgenin sit özelliklerini yitirdiğine dikkat çekti. Senoz
Derneği ise mahkeme kararlarına karşın çalışmaların durdurulmadığına dikkat
çekerek yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
* *
* Yuvarlakçay nöbeti sürüyor
Mehmet
Emin BERBER
Köyceğiz’deki Yuvarlakçay üzerinde
AKFEN Holding tarafından yapılması planlanan hidroelektrik
santralına (HES) karşı köylüler ve çevrecilerin 12 Aralık 2009’da başlattıkları
eylem ve çadır nöbeti sürüyor. Muğla 1. İdare Mahkemesi’nin açılan davada, 481
köylünün istemi doğrultusunda yürütmeyi durdurma kararı vermesi bir umut ışığı
oldu. Yuvarlakçay’ın doğduğu yer olan Topgözü’nde 11 çadırda tutulan nöbet,
giderek daha fazla katılımcıyla sürüyor. Bölgenin son ziyaretçilerinden TEMA
Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca, “Buradaki köylülerin yaptığı hizmet tarihsel bir
olaydır” dedi. Mahkemenin valilik ÇED olurunun yürütmesini durdurduğunu
anımsatan Yuvarlakçay Koruma Platformu Sözcüsü Seba Çobanoğlu
şunları söyledi: “Hukuk yolu ile de köylülerin haklılığının tescil
edilmesini bekliyoruz. Bu nedenle idare mahkemesi kararı doğrultusunda
mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra bu konuda yeniden bir
karar verilecek.”
|