Hem Mülksüz, Hem de İcralık Oldular!

Birgün Gazetesi'nden Olgu Kundakçı'nın haberine göre, Boyabat Barajı ve HES projesi nedeniyle toprakları yok pahasına kamulaştırılarak, sular altında kalan köylüler icralık oldu. Proje, 2011 yılında Sinop, Çorum ve Samsun illerine bağlı 8 köyün tamamı olmak üzere toplam 28 köyün tarım arazilerini sular altında bıraktı. Acele kamulaştırma kararı ile Kızılırmak vadisinin birinci sınıf sulu tarım arazilerinin metrekaresine 5 TL fiyat biçilirken, bu karara itiraz edenlere yerel mahkeme bu sefer daha düşük fiyat biçti, EPDK ise kamulaştırma davası açanlara avukatlık ücretini karşılamaları için icra takibi başlattı. Kamulaştırılan arazilerinin her parseli için 1320 TL avukatlık ücreti ödemek durumunda kalan köylüler borç batağında.

’Tapulu malımız gasp edildi‘

Samsun’a bağlı Yukarıdarıçay köyünden Tekin ailesinin 30 dönümlük arazisi baraj nedeniyle sular altında kaldı. Topraklarının metrekaresi acele kamulaştırma kararı ile 5 TL’ye kamulaştırıldı. Abit Tekin’in kamulaştırma bedelini düşük bulup, karara itiraz etmesi sonucunda yerel mahkeme kamulaştırma bedelini 5 TL’den 4 TL’ye düşürdü. Mahkeme kararını Yargıtay’a götüren Abit Tekin, “Yerel mahkemenin verdiği kararla EPDK’ya 30 bin TL borçlandırılmış oldum. Bir de üstüne avukatlık bedeli adı altında hakkımızda 17 bin TL’lik icra takibi başlatıldı. Arazilerimiz, Kızılırmak kenarında bölgenin en verimli arazisiydi. Yıllık 35-40 bin TL’lik gelirimiz vardı. Geçim kaynağımız elimizden alındı, tapulu malımız gasp edildi. Bir de üstüne borçlu çıkarıldık” dedi. EPDK’nin avukatlığını eski AKP Samsun İl Başkanı’nın yapması ise bölge halkının tepkisini çekti.

‘Biçilen değer, adil değil’

Bölge halkının avukatı Metin Gökçe, “Tek bir ailenin arazisi için EPDK tek bir dava açabilir, ancak arazideki parsel sayısı kadar ailelere dava açıldı. Her parsel için bir ailenin 1320 TL avukatlık ücreti ödemek zorunda kalması kamulaştırma bedellerinin düşüklüğü de düşünüldüğünde ciddi bir mağduriyet yarattı” diye konuştu.

Boyabat Barajı için belirlenen kamulaştırma bedellerinin oldukça düşük olduğuna dikkat çeken  Gökçe, “Bu araziler 1. sınıf sulu tarım arazisi. Metrekaresinin değeri 32 TL ile 80 TL arasında. Erzurum’da 26 TL, Çatalca’da 28 TL, Rize’de 56 TL’lik kamulaştırma bedelleri belirlenirken, böyle verimli topraklara  4 TL gibi cüzi bir fiyat biçilmesi adil değil” dedi. Bölge halkının baraj projesiyle göçe zorlandığını ve köylülere kentsel ve tarımsal iskan hakkı tanınmadığını belirten Gökçe, “Özellikle yaşlı insanlar çok olumsuz etkilendi.  Bir buçuk yıl içinde 50’ye yakın insan yaşamını yitirdi” dedi.

***

’Devlet sularını çeksin, biz parasını öderiz’

Baraj projesi en çok yaşlı insanları etkiledi. Rahime Ural, 90 yaşında. Yukarıdarıçay köyünde 12 dönümlük arazisini kaybetti. Hakkında icratakibi başlatılan Ural, ”Tarlalarımız hep suyun altında kaldı. Devlet sularını geri çeksin, biz paralarını veririz” dedi. 114 yaşındaki Rukiye Tanış ise baraj projesiyle evinin ve bahçesinin kamulaştırılması ardından sokakta kaldı. İki katlı evine ve arazisine 12 bin TL fiyat biçildi. Rukiye Tanış, “Evimin içinde olsaydım öldürseler söktürmezdim evimi, dağıttırmazdım. Bir buçuk senedir çektiğim acıyı kimse bilmez. Evimi dağıttılar. Devlet toprağımızı geri versin” dedi.