br />
"2 yıllık denemeyi hep beraber kullanalım"
"Protokol imza süresinin sona ermesinden sonra ne olacak?" şeklindeki soru
üzerine Babacan, protokolün Hazine'nin bu sisteme destek vermesi ile alakalı
olduğunu kaydederek, sistemin bütünü üstüne bir Hazine garantisinin olmadığını
söyledi. Hazine'nin sınırlı bir şekilde ve bu çerçevede destek verdiğini
kaydeden Babacan, şöyle devam etti:
"Bunun 2 yıl olmasının sebebi bir deneme süresidir. Memnun kalınırsa
süreçten, bu ilerde uzatılabilir de. Biz bunun yasasını çıkartırken kredi
garanti kuruluşları dedik. Kredi Garanti Fonu A.Ş ile bu işe giriyoruz. Eminim
ki çok başarılı olacaktır. Ama bir sıkıntı olursa, bir başka kredi garanti
kuruluşu üzerinden de bu işlemlerin yapılabilmesi için kapı da açıktır. Güven
noktasında en ufak bir sorun yok. 20 bankanın ortak oluşu da çok çok
güçlendirdi. İnşallah iyi bir şekilde yürüyecektir. Gönlümüzden geçense, eğer
başarılı olursa bunun devamı.
Ama şu da var ki ekonomik konjonktür o gün nasıl olacak ona da bağlı. İçinde
bulunduğumuz konjonktür değişir, çok daha farklı, çok daha olumlu bir ortamda
olursak bunun şartları çerçevesi yeni şartlara uygun şekilde o gün itibarıyla
yeniden düzenlenebilir. Bunu bir miktar bir olağanüstü durum uygulaması görmekte
fayda var. Yani 2 yıldan sonra daha normal şartlara göre farklı koşullarda bunun
devam etmesi de mümkün olabilir. Çok bariz bir şey söylemeyelim, şimdilik
önümüzdeki bu 2 yıllık denemeyi hep beraber kullanalım."
"2010 bütçesinde gerekli tedbirleri aldık"
Babacan bir soru üzerine, çıkarılan yasa ile 1 milyar liraya kadar yetki
aldıklarını ve 1 milyar lirayı artırmanın da bir yasa değişikliği gerektirdiğini
belirterek, "Ancak 1 milyarın defaten aktarılması gerekmiyor. Bütçemize 1 milyar
liralık bir anda yük gelmesi gerekmiyor. Protokolde de açıkça kaynak ihtiyacı
oldukça KGF'na kaynak aktarılacak deniyor" dedi. Kredinin kullandırılmasının
ardından geri dönüşlerin başlamasıyla, geri dönüşler de sıkıntı yaşanması
durumunda bu kaynağın devreye gireceğinin altını çizen Babacan, şunları
söyledi:
"Diyelim ki yüzde 3, yüzde 5 aksama olduğunda bu kısım, bu 1 milyar liralık
kaynak içinden kullanılmaya başlanacak. Dolayısı ile 1 milyarlık kaynağın, 3-4
yıla yaygın zaman içerisinde ve küçük partiler halinde aktarılacak bir kaynak
olmasını bekliyoruz.
Kredi kullandırıldığı anda gerekmiyor. Geri dönüşlerde sorunlar yaşanmaya
başlandığı anda bu aktarımlar yapılacak. Bununla ilgili biz 2010 bütçesinde
gerekli tedbirleri şu anda almış bulunuyoruz. Düğmeye bastıktan belki 9 ay sonra
küçük küçük talepler başlayacak. Protokolle Hazine'nin imzası sağlamdır
biliyorsunuz. Aksi halde 100'lerce milyar dolarlık Hazine'nin imzasının
bulunduğu yükümlülükler vardır."
Babacan, bütçeye ödenek konulduğunu ve gerektikçe KGF A.Ş'ye aktarım
yapılacağını bir kez daha tekrarladı. Amacın kriz nedeniyle sorun yaşayan
KOBİ'leri rahatlatmak olduğunu da belirten Babacan, bu etkilenmenin de ağırlıklı
olarak 30 Haziran 2008'den sonra başladığını söyledi.
KOBİ'lere maliyet
"Kredinin KOBİ'lere maliyeti ne olacak?" şeklindeki soru üzerine Babacan,
"yüzde 1" yanıtını verdi. Kredinin 65'inin garantili olması nedeniyle faiz
oranının normal faiz oranından bir miktar daha düşük olabileceğini söyledi.
Babacan, protokole katılan 20 banka bulunduğunu hatırlatarak, bankalar arasında
rekabet oluşacağını bu nedenle de faizlerin normal faizlerin biraz daha altında
olabileceğini ancak, faizleri bankaların kendilerinin belirleyeceğini
kaydetti.
Takipteki alacaklar
Babacan, bir soru üzerine, şu anda takipteki alacaklara bakıldığında
KOBİ'lerde yüzde 7'lik bir oran görüldüğünü bildirdi.
Sistemin problemsiz şekilde devam eden KOBİ'lerde de kredi hacmini
genişletici bir etkisi olacağını ifade eden Babacan, özellikle teminat konusunda
bankaların elini rahatlatacağını kaydetti ve şöyle konuştu:
"Bankalarımız normal bir krediden talep edeceği teminatla yüzde 65'i garanti
edilmiş krediden talep edeceği teminat arasında önemli bir fark olacak. Bizim
beklentimiz daha düşük teminatlarla daha yüksek kredi sağlayabilmeleridir
KOBİ'lerin. Dolayısı ile bu sistemin bundan sonraki dönemde de önemli faydalar
getireceğini düşünüyoruz. Uygulama ile aklımıza gelmeyen sorunlar ortaya
çıkabilir, ortaya çıktığında da zaman içinde bunlar düzeltilerek devam
edilir."
Babacan, protokolde yer alan 20 bankanın, 9 bin 387 banka şubesinin
bulunduğunu belirterek, bu rakamın sistemin yüzde 95'ine tekabül ettiğini, bu
şubelerin KGF şubesi gibi çalışacağını söyledi. Bundan önceki KGF A.Ş
uygulamalarında biri bankaya, birinin de KGF'na olmak üzere 2 ayrı müracaat
gerektirdiğini hatırlatan Babacan, "Burada tek müracaat var o da banka şubesine.
Dolayısı ile tek durakta bu kredi işlemleri çözülmüş olacak. KGF ile bankalar
kendi aralarında daha sonra düzenleyecek, bu da KOBİ'ler için bir kolaylıktır"
dedi.
|