Krizle zora düşen KOBİ'lere devletten
kefalet desteği hayata geçiyor. Hazine Müsteşarlığı ile
Kredi Garanti Fonu 20 ortak bankanın katılımıyla protokol
imzaladı. Protokol, yaklaşık 20 bin KOBİ'nin Hazine'nin sağlayacağı kefalet
desteği ile 10 milyar liralık kredi kullanmasını sağlayacak. Ancak bu imkan her
KOBİ'nin derdine de deva olmayacak. Babacan, Hazine ile
Kredi Garanti Fonu (KGF) arasında 1 milyar liralık kaynak
aktarımını öngören protokolün imza töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'de
KOBİ'lerle, bankalar arasındaki ilişkilerin daha sıhhatli bir zemine oturması,
buradaki sorunların aşılması, bankaların KOBİ'lere kredi kullandırırken
ellerinin daha rahatlaması ve KOBİ'lerin de kredi kaynaklarına daha kolay
ulaşması ile ilgili önemli bir protokol imzalandığını söyledi.
Protokolün yasal ve kurumsal altyapısı için epeyce uğraştıklarını, saatler,
günler süren toplantılardan sonra sadece geçiçi bir yasal bir çerçeve ve geçiçi
bir kurumsal düzenleme değil, kalıcı, sürdürülebilir bir yapı kurmak
istediklerini anlatan Babacan, bunun için öncelikle kredi garanti kuruluşlarına,
Hazine Müsteşarlığı tarafından destek verilebilmesinin önünü açacak bir yasal
düzenleme yaptıklarını kaydetti.
Daha önce böyle bir imkan olmadığını kaydeden Babacan, Bakanlar Kurulu
kararıyla bu desteğin çerçevesini çizdiklerini, şartlarını bir bakıma
belirlediklerini, daha sonra da bankaların da bu sistem içerisine paydaş olarak
hatta KGF'ye ortak olarak girmesini arzu ettiklerini anlattı ve şöyle devam
etti:
"Bu özellikle önemliydi. Çünkü bir yandan reel kesimi, bir yandan finans
kesimini, bir yandan da kamunun içinde temsil edildiği, öte yandan Hazine
Müsteşarlığı'nın verdiği destek sebebiyle Hazine'nin de yönetimde söz sahibi
olduğu bir yapı kurduk.
Bir bakıma 4 başın rızasıyla yani reel sektör, finans sektörü, KOSGEB ve
Hazine. 4 başın rızasıyla yürüyecek ve ortak akıl ürünü kararlar alacak bir
yapıyı oluşturmuş olduk. Bu dönemde özellikle ekonominin sıkıntılı olduğu,
tüketimle alakalı genel eğilimde bir yavaşlamanın olduğu, esnafımızın,
KOBİ'lerimizin finans kaynaklarına ulaşımda sıkıntı çekildiği bir dönemde bunun
önemli bir imkan olduğunu, önemli bir kapı açtığını düşünüyorum."
"Protokol, bir ilk"
Babacan, şu ana kadar KGF A.Ş'nin güzel çalışmalar yaptığını
ifade ederek, sermayesinin son bir kaç içerisinde güçlendirildiğini, ortaklık
yapısının güçlendirildiğini ancak bu yeni dönemde bankaların da ortak olması ve
Hazine'ninde destek vermesiyle beraber artık bundan sonraki dönemde ekonominin
çok önemli kurumlarından birisi haline geldiğini bildirdi.
"Bugün burada imzalayacağımız protokol bir ilk" diyen Babacan, KGF A.Ş'nin
bundan sonra yapacağı tek işin bu olmayacağını, çok farklı formatlarda, çok
farklı protokoller çerçevesinde uluslararası kuruluşlarla farklı işleri de
beraberinde yapabileceğini söyledi. Babacan, gelişmiş olan ülkelere bakıldığında
kredi garanti uygulamalarının çok farklı şekillerini gördüklerini ifade ederek,
şöyle devam etti:
"Ancak gelişmiş olan ülkelerde de kredi garanti sisteminin finans sisteminin
ayrılmaz, vazgeçilmez bir parçası haline geldiğini görüyoruz. Türkiye'de çok
yeni, son birkaç yıldır sermayesi güçlendirildikten sonra yavaş yavaş belki
tanınmaya başlandı, yavaş yavaş gelişmeye başlandı ama bundan sonraki dönemde
hep beraber şahit oluruz ki bu sistem gerçekten artık önemli, kurumsallaşmış
uzun vadeli bir sistem olur.
Hangi kuruluş, sistem olursa olsun ilk başlangıçta eksiklikler olur hatalar
olur bunlar farkedildikçe uygulamayla beraber düzeltilir. Sistemi kurduk diye bu
böyle demek doğru değil. Uygulama ile beraber sık sık bir araya geleceğiz. Adeta
yeni doğan bir bebek nasıl bakıma muhtaçsa, çok yakından ilgilenme isterse bu da
böyle olacak. Taki kendi ayakları üzerinde durup yürüyüp koşana kadar hep
beraber hükümet, kurumlar, bankalar TOBB ile beraber bu işin çalışmasını
izleyeceğiz, eksiklerini sıkıntılarını zaman içinde gidererek yolumuza devam
edeceğiz."
KGF'nin amacı
Babacan, KGF'nin asıl amacının kriz nedeniyle geçici olarak sıkıntıya girmiş
KOBİ'lere destek çıkmak olduğuna dikkat çekerek, "Bu kriz hiçbirimizin suçu
değil, Türkiye'nin bu krizde en ufak bir suçu yok, ama bu krizden etkileniyoruz.
Bu krizden etkilenirken de kurumlarımızı korumak zorundayız, Zaten 5 yıldır, 10
yıldır problem yaşayan şirketler olabilir bu onların derdine pek deva olmayacak"
dedi.
Pazarı korumak önemli
Önemli olanın aynı zamanda pazarları da koruyabilmek olduğunu belirten
Babacan, KOBİ'lerin hem kurumsal yapılarını hem de pazarlarını
koruyabilmelerinin önemine işaret etti. Babacan, müşterinin kolay
kazanılmadığını, bedel ödenerek, alın teri dökülerek kazanıldığını ifade ederek,
"Hem kurum olarak KOBİ'lerin potansiyelini korumaları, hem de pazarlarını
korumaları önemli bu süreçte" dedi.
Yüzde 65 destek
KGF A.Ş'ye Hazine'nin sağladığı destekle kredilere yüzde 65 oranında bir
destek verileceğini belirten Babacan, şöyle devam etti:
"Yüzde 65 oranında kredilere kefil olacaktır. Bankalarımızın üzerinde sadece
yüzde 35 risk kalacaktır. Sorunlu kredilerde tahsilat başlandığında da bu böyle
olacak. Burada oluşturulacak kredi hacmini yaklaşık 10-12 milyar lira olarak
tahmin ediyoruz. Bu ilk etapta Hazine'nin sağladığı 1 milyar liranın kaldıraç
etkisi oluşan ilave bir kredi hacmidir. Şu anda tüm KOBİ'lerimizin toplam kredi
hacminin 80 milyar lira olduğunu düşündüğümüzde 10 milyar makul bir rakamdır.
Ancak, bu 10 milyar stok miktarıdır. Yani zaman içinde ödenip tekrar
kullanılacak krediler ile 2 yıllık protokol yapıyoruz, ortalama 1 yıl vadeli
olsa bu krediler bunun 2 misli bir akım olacak. 10 milyar bir borç stoğu olarak
devam edecek bir bakıma. Akım olarak baktığımızda rakamın 10 milyarın
üzerinde."
"Müracaatlar 1 hafta 10 güne kadar yapılabilecek"
İmza töreninin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Babacan,
protokolün bugünden itibaren yürürlüğe girip girmeyeceğine yönelik bir soru
üzerine, bu protokolle artık yasal ve kurumsal çerçevenin tamamlanmış olduğunu,
bundan sonra yetkinin önemli bir kısmının KGF Yönetim Kurulu'nda olacağını
söyledi.
Babacan, 20 bankanın bu işin içinde yer aldığını belirterek, bu 20 bankanın
da bankacılık sisteminin yüzde 95'ini temsil ettiğini ifade etti. Babacan,
"Bundan sonra bu 20 bankanın her şubesi KGF'nin şubesi gibi çalışacak.
Müracaatlar 1 hafta 10 güne kadar yapılabilecek" dedi.
"1 milyon liralık kefalet ne kadarlık kredi anlamına geliyor?" şeklindeki
soruya, KGF Yönetim Kurulu Başkanı Faik Yavuz, "2,5 milyon lira" yanıtını
verirken, Babacan ise 2,5 milyon liralık kredinin yüzde 65'lik kısmının 1,5
milyon lira ettiğini belirterek, kredinin tamamının biraz daha yüksek olacağını
kaydetti.
Babacan, yüzde 65'lik oranın garantili bir alacak olması nedeniyle banka
sermaye yeterlilik rasyosunun hesaplanırken bu garanti altındaki kısmın hesaba
katılmayacağını bildirdi ve "Dolayısıyla bankalarımız kullandırdıkları kredinin
yüzde 65'lik kısmı için sermayelerini bir bakıma bağlamış olmayacaklar. Bu da
bankalarımızı rahatlatacak" diye konuştu.
|