Türkiye’yi dünyaya tanıtan turizm afişlerinin gözdeleri;
Anadolu uygarlıklarının simge evleri; geleneksel mimarimizin kuşaktan kuşağa
yaşatılabilen ender örnekleri ve Harran Üniversitesi’nin bile
“logo”sunda kutsadığı konik kubbeli Harran evleri artık
“yok”lar... Şanlıurfa’daki sivil kuruluşların deyimiyle “Moğolları aratan kültür
katliamı”nı Cumhuriyet gazetesinde duyurduğumuz 10 Mayıs’tan bu yana da ilgili
ve sorumlu herkes “suskun”luk içinde...
29 Mart yerel seçimler öncesinde SİT alanında artan yıkımlara ve kaçak
yapılaşmaya aylarca “seyirci” kalan AKP’li eski belediye başkanı İbrahim
Özyavuz, oy uğruna gösterdiği bu “suç” niteliğindeki aldırmaz tutumuna
rağmen seçimi kaybetti.
Seçimi kazanan “akrabası” ve MHP adayı Mehmet Özyavuz ise
Harran’ın tarihi dokusunu koruyacağını söylese bile kendisinin de tepki
göstermediği “seçim yıkımları” nedeniyle ortada “tarihi
doku” kalmadı. Bölgede incelemeler yapan Arkeolog Nezih
Başgelen’in edindiği bilgilere göre 1. derece sit içinde yıkılan ve
tahrip edilen konik kubbeli eski Harran evi sayısı 180’den fazla...
Dahası, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca “örnek Harran
evi” işleviyle yaşatılmaları öngörülen 4 evden bile 3’ü yıkılmış
durumda. Başgelen, eski evlerin yerinde yükselen beton yapıların temelleriyle,
arkeolojik bir hazine olan “Harran höyüğü”nün de tahrip
edildiğini belirtiyor...
Aynı alanda kaçak inşa edilen briket ve beton yapılar ise günümüzden 1200 yıl
önce dünya ile ay arasındaki mesafeyi doğru hesaplayan “Sabit Bin
Kura” ve atom çekirdeğini ilk keşfeden “İbn-i Battan”ların hocalık
yaptıkları dünyanın en eski üniversite alanını adeta bir “gecekondu
kent”e dönüştürmüşler...
Milletvekili baskısı
Böylesi acımasız bir tarih soykırımı karşısında, kanunların gereğini yapmakla
yükümlü ilgililerin herkesi şaşırtan “sakin”liklerinde ise eski Belediye Başkanı
İbrahim Özyavuz’un “eşi” olan AKP Şanlıurfa Milletvekili
Çağla Aktemur Özyavuz’un etkili olduğu konuşuluyor.
Seçimlerden önce bölgeyi ziyaret eden Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay’ın eşi Gülten Günay’a
Şanlıurfa’nın tarihi yerlerini gezdirmesine rağmen Harran’a götürmeyen bayan
milletvekilinin, kocasının açıkça göz yummasıyla yok edilen Harran evlerinden
ötürü yerel yönetime yönelik yasal işlemleri engellemeye çalıştığı söyleniyor.
Şanlıurfada’ki “sivil girişim”, daha şubat ayında kültür katliamına dikkat
çekerek tüm sorumluları SİT alanındaki yıkımlara ve kaçak yapılaşmaya müdahale
etmeleri çağrısında bulunmuşlardı.
Şanlıurfa Barosu, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Ziraat Odası,
Şanlıurfa Tabip Odası, Eczacılar Odası, ŞMMMO, GAP Gazeteciler Cemiyeti,
Şanlıurfa Gazeteciler Birliği, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Mimarlar Odası,
ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma Vakfı) Şanlıurfa Temsilciliği,
Şanlıurfa Vakfı Şanlıurfa Şubesi, İnşaat Mühendisleri Odası, Ziraat Mühendisleri
Odası, Makine Mühendisleri Odası, Harita Mühendisleri Odası, Elektrik
Mühendisleri Odası, Jeoloji Mühendisleri Odası, Urfa Mirasını Koruma Derneği,
Urfa Kültür Merkezi, Kültürel Mirası Koruma Derneği, Şanlıurfa Turizmi
Geliştirme Derneği ve Harran Hukuk Derneği’nin ortak açıklamalarında şunlar
vurgulanmıştı: “Hz. İbrahim’den dolayı ‘İbrahim’in Şehri’ olarak tanınan bu
kent, Yakup Peygamber kuyusu ile, İslam alimlerinden Hayat el-Harrani’nin
türbesi ile, Babil ve Asur dönemlerindeki Pagan inancına ait ‘Sin Mabedi’ ile
dünya inanç turizmi içerisinde önemli bir yere sahiptir...”
Şimdi söyler misiniz; böylesi bir “kutsal şehri” yıkanlar ve seyirci kalanlar
nasıl “dindar”, nasıl “milliyetçi” ve nasıl “muhafazakâr”
olabilirler?
|