br />
Necati Şaşmaz'ın marka yüzü olduğu Ukra City'nin en büyük projelerinden biri
olduğunu vurgulayan Yavuz, İstanbul'un siluetini değiştirecek, Osmanlı
mimarisinden esinlenerek hazırlanacak olan konutları hayata geçireceklerini
aktarıyor. 500-600 dönüm üzerine konumlandırılması planlanan bu proje için
Osmanlı dönemine ait arşiv taraması ve araştırma yapılıyor. Ukra İnşaat ayrıca
2017 yılında GYO (gayrimenkul yatırım ortaklığı) olmak ve Borsa'ya açılmak için
bir de hedef koymuş.
"Kurtlar Vadisi Pusu'ya sponsor olmuştuk. Necati Şaşmaz ile tanıştığımızda
birbirimizden karşılıklı enerji almıştık. O dönemde de Şaşmaz'ın bilinirliğimize
katkısı olduğunu gördük. Kurtlar Vadisi Filistin'e tekrar sponsor olmayı
düşünürken reklamlarımızda oynayabileceğine de karar verdik. Pazarlamadan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcımız Didem Diptaş da bizi yönlendirdi ve projeye
girdik. Çekim sonrası reklamı ilk kez izlediğimde, reklamdaki ışığı fark
etmiştim. Ancak dostların tebrik telefonlarını alınca 'Bu iş oldu!' dedim. İpsos
verilerine göre Ocak 2010'da yüzde 2 olan bilinirliğimiz bugün yüzde 52'lere
çıktı. Yıl sonuna kadar bu oranın yüzde 68'lere çıkacağını düşünüyoruz. Bunun
bir firmanın bir yıl içinde gelebileceği en iyi skor olduğunu düşünüyorum.
Elbette reklam sonrası bilinilirliğin devamlılığı esastır. Bu anlamda
yatırımlarımıza devam ederken profesyonellerimizi yetkilendiriyor ve sorumluluk
veriyoruz." diyen Atila Yavuz, Ukra City projesinin reklam kampanyasında medya
kullanımı için yıllık 8 milyon dolar bütçe ayırmış. Kime ne kadar
ödediğini kalem kalem vermese de firmanın ilk çıkış projesi olduğu için toplam
bütçelerinin yüzde 15'ini işin iletişimine ayırdıklarını kaydediyor. Süreç
içinde bu rakamı, diğer projelerinin öngördüğü iletişim yatırımı ne kadar
gerektiriyorsa yapmayı öngörüyorlar ve reklam bütçelerini toplam cironun yüzde
4-5 oranına çekmeyi düşünüyorlar. "Ben evcil bir patronum. İşim bitince eve
gider ve televizyonda neler var, hangisi daha çok izlenir takip ederim.
Öngördüğüm diziler de tutar. Bu sebeple reklamlarımızın planlamasını yaparken
görüş beyan ederim." diyen Atila Yavuz bugüne değin bu tahminlerinde de hiç
yanılmamış.
"Babam Ankara'da bayan terzisiydi. 40'lı yaşlara ulaştığında arkadaşlarının
da desteğiyle İstanbul'a gelerek bir markanın bayisi olarak ticarete atılmış.
2003 yılına gelindiğinde ise girdiği kimyasal üretiminden de vazgeçerek inşaat
işine girmiş." Atila Yavuz hayata pozitif bakanlardan. Hayırda şer, şerde hayır
arayan bir hayat görüşüne sahip olan işadamı, topluma karşı sorumluluk duyuyor
ve önemli kurumlarda görevler üstleniyor. Yavuz, "Esenyurt Belediyesini
Güçlendirme Derneği başkanı ve İnsan Hakları İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu
başkanı olarak görev yapıyorum. AB kriterleri çerçevesinde işin sürdürülmesi
için çaba sarf ediyorum. Kent konseyinde de üyeyim." diyor.
Yaptığı işin kalitesini çok önemseyen Atila Yavuz'un ev alacaklara küçük bir
uyarısı var, "Konut almak isteyenler önce inşaatın kalitesine baksın, bankalara
inşaat firmasını sorsun, internetten araştırsın ve söylenen güzel sözlere de
kanmasın. 2011-2012 döneminde günü kurtarmaya çalışan bazı şirketler ardı ardına
patlayacak ve sektörde bir duraklama yaşanacak. Ancak sonra aynı hızla güvenilir
şirketlerle konut yapımı devam edecek. İnşaat sektörü 200 başka sektörü de
harekete geçiriyor. Bu nedenle de sektördeki herkes dikkat etmeli." uyarısını
yapıyor.
Nereden nereye?
Atila Yavuz kendisine ve şirketine hedef koyan bir işadamı. "5 yıl sonra
inşaat sektöründe ilk beşteyim." iddiasında bulunacak kadar kendine güveniyor.
Zaman ne gösterir bilmem ama pazarlama süreçlerini doğru kullanarak yaptığı
hızlı çıkış onun ne kadar cesur olduğunu gösteriyor. Her şey iyi güzel ve doğru
gözüküyorken küçük bir not düşmeden geçemeyeceğim. Marka olmak uzun zaman ister.
Pazarlama ise nankör bir yatırımdır. Böylesine hızlı çıkışlar sonrasında
iletişimin mutlaka sürdürülmesi gerekiyor, çünkü tüketici bir anda her şeyi
unutuyor.
|