Foto: Ahmet Ekici (AA)
Çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet
dönemlerine ait birçok önemli eseri bünyesinde barındıran
Sivas, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, aşıklık geleneği ve
kültürel özellikleriyle UNESCO nezdinde önemli bir yere sahip.
Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim
ve Kültür Kurumu (UNESCO) nezdindeki daimi temsilcisi olan Büyükelçi
Gürcan Türkoğlu, UNESCO'nun ''Dünya Kültür Mirası Listesinde''
yer alan Sivas'a geldi. Kültür ve Turizm İl Müdürü Kadir Pürlü ile kentin tarihi
ve turistik mekanlarını gezen Türkoğlu, özellikle Divriği'ye giderek gezdiği Ulu
Camii ve Darüşşifasından çok etkilendiğini belirtti.
Türkoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
Sivas'ta bulunmaktan çok memnun olduğunu belirterek, ''Sivas,Anadolu tarihinin
çok önemli bir şehri, ayrıca modern Türkiye'nin de son derece dinamik bir kenti'
dedi. Ziyaretinde, Sivas'taki yöneticilerin ve halkın, şehrin korunması ve
kalkınmasına çok özen gösterdiklerini yakından gördüğünü ifade eden Türkoğlu,
şunları söyledi:
''Sivas'ın UNESCO nezdinde çok özel bir yeri var.
Divriği'deki Ulu Cami ve şifahane, UNESCO'nun dünya kültür mirası listesinde
Türkiye'den yer alan 9 yer arasında bulunuyor. Bu, UNESCO'nun çok önem verdiği
bir eser. 13 Eylülden itibaren Paris'te, UNESCO merkezinde Divriği Ulu Camii ve
şifahane ile ilgili büyük bir fotoğraf sergisi açılacak. Divriği Ulu Camii ile
ilgili olarak yayınlanan bir kitabın da sunuşu yapılacak. Ayrıca Ulu Cami'nin,
şifahanenin mimari özellikleri ve korunma durumu ile ilgili bir konferans
düzenlenecek.'' ''Kültür mirası
bakımından değerini kanıtlamış''
Sivas'ın hem somut kültür mirası, hem de somut olmayan kültür mirası
bakımından UNESCO'nun dünya listesine girmiş bir şehir olduğunu vurgulayan
Türkoğlu, ''Geçen sene UNESCO'nun ilgili komitesi aşıklık geleneğini de dünyanın
somut olmayan kültür mirası listesine dahil etti. Bu çok önemli bir gelişmeydi.
Dolayısıyla Sivas, hem somut kültür mirası, hem de somut olmayan kültür mirası
bakımından evrensel değerini kanıtlamış oldu'' dedi.
Şehirlerden gelen
insanların esere özen göstermesinin çok önemli olduğunA işaret eden, koruma
çalışmalarına da değinen Türkoğlu, bu çalışmaların UNESCO'nun sorumluluğunda
olmadığını, ancak teknik destek verdiğini belirtti.
|