Grand Duke Jean Modern Sanat Müzesi Açıldı Ama Tartışma Bitmedi

br/>














New York Times, "MUDAM" olarak da anılmaya başlanan Lüksemburg Grand Duke Jean Modern Sanat Müzesi'ni sayfalarına taşıdı. 8 Temmuz tarihli sayıda Alan Riding imzasıyla yayımlanan makalede, I.M. Pei'nin müze için tasarladığı yeni ve zarif geometrik tasarım hakkındaki tartışmalara değinilerek, söz konusu küçük dukalığın 17 yıldır böyle bir müze yapısını kabul etmekte zorlandığı tespitinde bulunuluyor ve "Varlıklı Avrupalılar için vergi cenneti olan zengin bir ülkeye modern sanat ne katabilir?" sorusu ortaya atılıyor.

Christian de Portzamparc'ın tasarladığı yeni konser salonunun yanıbaşında yükselen 100 milyon dolarlık müze her ne kadar para ve kültürün el ele yürüyebileceğini kanıtlamış olsa da, Pei'nin bu yalın ancak görkemli binasının hala koleksiyonunu bekleyen bir müze görünümü sunduğu belirtiliyor.

Tartışmaların öncelikle müzenin yer seçiminde düğümlendiğinin ve sıkı tartışmalar sonucunda Dräi Eechelen Park bölgesi üzerinde karar kılındığının anımsatıldığı makale, şöyle devam ediyor.

"Müzenin, bu bölgedeki bir kalenin kalıntılarının üzerine ve bir diğer kale kalıntısının hemen yanına kurulmasına karar verildiğinde ise yeni tartışmalar ortaya çıktı. 1997'de, müzenin Thungen kalesinin üzerine kurulmasına ve yanında yer alacak olan yeni kale müzesi ile bağlantılı olmasına karar verildi. 1999'da, Pei'nin tasarımına sahip yapının inşasına başlandı."

Ne var ki, yapının inşasına başlanması başka tartışmaları tetikledi. Kullanılacak taşların rengi konusundaki tartışma, toplamda dört yıllık bir gecikmeye neden oldu. Ardından bir gün, komşu kale müzesinin müdürü, modern sanat müzesi ile kendi müzesi arasında bağlantı kurulmasını istemediğini belirtti.

Makalede, I.M. Pei'nin bu konudaki görüşü şöyle özetleniyor: "İlk fikir, eski olandan yeni olana doğru gitmekti. Aksi halde girişi arkaya koyarak yapının etrafında dolaşmak zorunda kalacaktık".

Makalenin devamında aslında son haliyle müzenin girişini, bahçeler ve bir plazanın yönlendirdiğine, girişin, birbiriyle kesişen iki etkileyici taş duvarın altından geçerek olumlu bir etki kazandığına ve müzenin üzerinde yer alan yaklaşık 30.50 m yüksekliğindeki cam kubbenin dış görünüme bir kale etkisi kattığına değiniliyor. Bu kubbe ile giriş katının bütünüyle aydınlatıldığı belirtilerek, şöyle devam ediliyor:

"İkinci kattaki galerilerde tepe aydınlatmalıdır. Girişin altındaki katta ise iki küçük galeri ve bir oditoryum bulunur. Bahçelerden müzeye doğru yönlenen geçit, Pei'nin tasarladığı etkileyici heykelsi merdivenler ve sekizgen bir pavyona ulaşır. Klasik modern çizgileriyle müze, ziyaretçiyi karşılayan duruşunun yanısıra, kavramsal sanat ve video işleri üzerine yoğunlaşarak ev hissi yaratmaya çalışır. Atriyumdaki geniş alan, sanatçılara farklı yerleştirme ve performanslar için kullanışlı bir mekân sağlar. Bir sanat müzesi için olanaksız olarak görülen biçimde, geçmişe değil geleceğe bakmayı öneren MUDAM, yöneticisi Marie-Claude Beaud tarafından 21. yüzyılın müzesi olarak tanımlanıyor. Ancak gelecek yıl için müzenin üstleneceği yeni rol şimdiden hazır. Bu müze sayesinde, 2007 yılında Avrupa kültür başkenti olacak olan Lüksemburg'un sunabileceği bir şeyi olacak".

İngilizceden özetleyerek çeviren: Tufan SAĞNAK