b>Milli Kütüphane'nin yanındaki İnönü Bulvarı üzerinde, altgeçitin üstünde kalan refüjde Ankara Anakent Belediyesi'nce "Gökkuşağı Yolu" ismiyle bir alışveriş bölgesi yapıldı. Belediye tarafından yapılan tanıtımlarda bu alanın "üniversite gençliğinin yeni mekânı" ve "cazibe merkezi" olacağı belirtiliyordu.
Bu alan için, 27 Ağustos 2006 tarihinde Serdar Ortaç konseri eşliğinde havai fişekli görkemli bir açılış töreni düzenlendi. Açılış öncesinde 10 gün boyunca belediye tarafından yüksek tirajlı gazetelere yarımşar sayfalık ilanlar verildi. Kentin büyüklü küçüklü bilboardlarında, mobil anonslarla, belediye otobüslerindeki afişlerle bu alanın açılışı günler öncesinden duyuruldu. Sadece açılış ve tanıtıma bile yüz milyarlarca lira para harcandı.
340 metre uzunluğunda, 15-20 metrelik dar refüj alanının üzerine marketler, büfeler, kafeteryalar açıldı. Ankara'nın prestijli markaları bile bu alanı "nedense" çok cazip bularak yer aldı. Aradan geçen 6 ayda Gökkuşağı Projesi tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Bir türlü "cazibe merkezi" olamadı. Hatta müşteri yokluğu nedeniyle kafe ve mağazalar sinek avladığından dükkânların kapısına tek tek kilit vurulmaya başlandı.
Böyle bir proje kimin fikri?
Altından taşıt tüneli geçen yolun üzerindeki refüje böyle bir rekreasyon projesi yapılmasına nasıl karar verildi? Hangi ihtiyaç ve gerekçeyle böyle bir proje fikri oluşturuldu? Bu sorular tamamen yanıtsız durumda... Ankara'daki diğer projelerde olduğu gibi Anakent Belediye Başkanı'nın "rüküş hayallerinden" biri daha elbette...
Aslında böyle olacağı başından belliydi. Alana çok yakın olan Bahçelievler 7. Cadde'de her tür aktivite ve "gençliğin cazip bulduğu" pek çok mekan varken, iki yanında önemli bir taşıt trafiği olmasından dolayı kışın çamur, yazın tozdan kurtulamayacak daracık bir yol refüjü alanındaki konteynerden bozma kafelere eğlenmek ve dinlenmek için kimin gelmesi bekleniyordu?
Böylesine yoğun bir ticari kullanım düzenlemesinin yapılma gerekçesinin, ihtiyaçtan daha çok, reklam ve rant beklentisi olduğu açıktı. Ancak bu kez olmadı. Ölü bir yatırıma dönüştü ve vergilerimizle yarattığımız belediye kaynaklarının önemli bir bölümü bir kez daha Anakent Belediye Başkanı'nın keyfi hayalleri uğruna çarçur edildi.
Harcanan trilyonlar ve gizlenenler
Belediye verilerine göre Haziran 2006 tarihi itibariyle bu proje için 3.610.011 YTL (3 trilyon 610 milyar) para harcanmış durumda... Cafcaflı açılış törenine ise ne kadar harcandığı söylenmiyor. Zira bu satırların yazarı, Büyükşehir Belediyesi'ne yaptığı bilgi edinme başvurusunda, bu alanın açılışına yönelik tanıtım ve reklâm giderleri (gazete ilanı, bilboard, mobil anons, afiş, tv, radyo reklâmları, vb.) için kaç YTL harcandığı, açılış günü organizasyonu için (Serdar Ortaç konseri, havai fişek, vb.) toplamda ne kadar harcama yapıldığını sordu.
Ancak, verilen yanıtta bu organizasyonu yapan Belediye Şirketi Anfa Altınpark İşletmeleri'nin ticari bir şirket olduğu gerekçesiyle bu bilgilerin verilemeyeceği belirtildi. Bu durum, tamamen şeffaflıktan uzak, hiçbir biçimde hesap vermeyen, ya da hesap sorulmayan bir belediye yönetimiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Ankaralılar'ın bunu çok iyi sorgulaması gerekiyor.
İmar Kanunu'na aykırı proje
Diğer yandan, tesislerin yapıldığı yer, kamuya ait olan bir "yol alanı"dır. Yollar, tıpkı çocuk bahçesi ve otoparklar gibi, kentin o kısmında oturan tüm mülk sahiplerinden kesilen arsa paylarıyla oluşturulur. Bir yol alanı, refüj (ayırma alanlarını) de içerir. Yol alanına dahil olan farklı bölümlerin hepsi kamuya aittir ve ancak kamu yararına kullanılabilir. Bu sebeple ticari kullanımların kamuya ait bir yol kesiminde yapılması, imar hukukuna açıkça aykırılık oluşturuyor.
Ancak, Ankara Büyükşehir Belediyesi, sorumluluğu altında olan bu bölgede "yol" kullanımında olan alanda "kafe ve market" işlevli ticari kullanımları plansız ve ruhsatsız olarak yaptı. Tüm bu nedenlerle, alandaki işletmelere ruhsat verildiyse bile bunun kesinlikle mevzuata aykırı olduğu söylenebilir. Eğer işletmelere ruhsat verildiyse, bu talimatı veren belediye yetkilileri hakkın da derhal suç duyurusunda bulunulmalı...
Bölgede yol açtığı sorunlar
Gökkuşağı ticaret merkezi alanı yapılmadan önce hem Milli Kütüphane önünde hem de karşısında oldukça geniş bir kaldırım vardı. Ancak proje kapsamında ticaret alanı elde etmek için yaya kaldırımı yok edildi ve 1 metrelik dar bir şerit bırakıldı. Daralan kaldırımlar nedeniyle gün boyu toplu taşım yolcuları ve alandan faydalanan yayalar yol alanına taşıyor ve trafikte önemli tehlikeler yaşanıyor.
Öte yandan, alanın tam yanında Kızılay-AŞTİ metrosunun bir istasyonu inşa ediliyor. Dolayısıyla bu metro faaliyete geçtiğinde alan çevresinde hem otomobiller, hem de otobüs bekleme noktası olarak açık alanlara ihtiyaç olacak... Proje ile, maalesef bu amaçla kullanılabilecek bir rezerv alan da kullanılamaz hale getirilmiş oldu. Sonuç olarak bu projeyi neresinden tutarsanız tutun elinize yapışıyor.
Son derece keyfi kararlara dayanmasından tutun, mevzuata bütünüyle aykırı yer seçimine; harcanan trilyonlarca kamu kaynağından, işletme sahiplerinin bireysel zararlarına; yayalar için yol açtığı sorunlara kadar tam bir keyfilik ve sorumsuzluğun ürünü... Fiyaskoyla sonuçlanan bu keyfilikten ve hukuksuzluktan vakit geçirilmeksizin hesap sorulması ve alanın eski haline getirilmesi gerekiyor. Bu konuda da görev, başta milletvekilleri ve meslek örgütleri olmak üzere tüm duyarlı Ankaralılar'a düşüyor.
Eser ATAK / Şehir Plancısı
|