“Okullar açıldı mı? Açıldığını senden öğrendim. İki kızımı da
gönderemeyeceğim. Antalya’ya sera işine gidiyorum. ‘Seracılıkta iş var’ dediler.
Üç çocuğum ve eşimle gideceğim, nerede kalırım, nerede yaşarım bilmiyorum. Gidip
göreceğiz. Burada kalıp ne yapalım?” Bir zamanlar Manisa
Selendi’de huzur içinde yaşayan Roman
vatandaşlardan Yaşar Koca, sürgün sonrası geldikleri
durumu bu cümlelerle özetliyor. Sürüldükleri Salihli’de
devlet kira yardımını bırakınca ortada kalakaldılar. Kimi
çadıra çıktı, kimi bir akrabasına sığındı. Selendi’den sürülen 21 Roman aile
darmadağın oldu.
Selendi’de bir yılbaşı gecesi başlayan ve kısa süre sonra linç girişimine
dönüşen Romanların sürgün hikâyesi, dram halini aldı. Sürülen 21 aile önce
Gördes’e sığındı. Ardından valiliğin olaya el atmasıyla Salihli’ye
yerleştirildi. Ailelere yardım ve prefabrik evler vaat edildi. Ancak şu anda
dağılmış olan ailelerin çoğu sokakta kalıyor.
Beş kişilik bir ailenin reisi Burhan Uçkun, olayların merkezindeydi.
Selendi’deki ilk tartışma Burhan ile kahvehanedekiler arasında başlamıştı.
Burhan, kendisine Roman olduğu için çay verilmediğini iddia ediyor, kahvehane
işletmecisi ise yasak olmasına rağmen Burhan’ın sigara içtiğini söylüyordu. Bu
olay, linç girişimine kadar uzanmıştı.
Uçkun, Salihli’deki bu çadıra uzanan hikâyesini şöyle anlatıyor: “Bir yıl
kira sözü verdiler, altı ayda verilmez oldu. Kira 200 TL. Paramız olsa
çıkmazdık. Kula’da asfaltın yan tarafına çadır kurduk. Nevresim takılarından
çadır yaptık. Üç küçük çocuğum var. Üşüyoruz ama başka çare yok. Hurda işi
yapıyorum. Kilosunu 30 kuruştan veriyorum.”
‘Tütün kırdık, üzüm kestik...’
Tuncay Koca ise Salihli’deki evini 14 Temmuz’da boşaltmak zorunda kalmış:
“Ev sahibi ‘Oturmak isterseniz kiranızı kendiniz ödeyeceksiniz’ dedi.
Topluca valiliğe ve kaymakamlığa dilekçe verdik. Kabul etmediler. Salihli’ye
gittiğimizde prefabrik ev yapılacağını söylemişlerdi. Sonra kiralık ev buldular.
‘Bir yıl kiralar ödenecek, elektrik, su paraları verilecek’ denilmişti. İki -üç
aileyi bir eve koydular. TOKİ’den ev yapacaklarını da söylemişlerdi. Manisa’nın
Selimşahlar kasabasında yapılacağını söylediler. ‘Oraya gitmek ister misiniz?’
diye sorup bir de kâğıt imzalattılar. Ondan da ses çıkmadı.”
Kiralarının 300 TL olduğunu belirten Koca, “Bunu ödeyemezdik. 11 kişi bir
evde yaşıyorduk. Üç aile hep birlikte Uşak Eşme’de tütün kırdık. Günlüğüne 15 TL
verdiler. Çadır kurduk. Tütünden sonra Alaşehir’e üzüm kesmeye gittik. Babam
felç olunca geldik. Nevresimlerden yaptığımız çadırda yaşıyoruz. Naylon
örtüyoruz ama yine de su geçiriyor. Her çadırda dört-beş kişi var” diyor.
Tuncay Koca’nın babası Süleyman Koca, Selendi’ye yerleşen en eski
Romanlardandı. 35 yıl Selendililerle barış içinde yaşamıştı. Radikal’in daha
önce duyurduğu haberlerde, Selendi’deki arkadaşı Tamirci Kemal’e selam gönderen
Süleyman Koca’nın durumu ayrı bir dram. Sürgünden sonra geldikleri Salihli’de
üzüm kesmeye gidememişti. Çünkü üzüm işine götüren kâhyalar yaşlı olduğundan
seçmiyordu. Eskiden Selendi’de minibüsünde zücaciye işi yapıyordu. Olaylar
sırasında minibüsü yakılmıştı. Artık çalışamadığı için çok üzülüyordu. Ramazan
Bayramı’nda felç geçirdi. Bir bacağı ve bir kolu tutmuyor.
Nevrigül arkadaşlarını özlüyor
Çadır ahalisinden Nevrigül’ün aklı ise Selendi’de bıraktığı okulunda:
“Karnemin hepsi beş. Gizem, Asya, Sinem, Beyza vardı. Hepsini çok özlüyorum.
Öğretmenim ‘Senin gibi üç öğrencim olsa yeter’ diyordu. Okula gitmek istiyorum.
”
Yaşar Koca’nın en küçük oğlu Hakan. Selendi’den ilk Gördes’e sürüldüklerinde
Hakan geride kalan güvercinini özlediğini söylemişti. Hakan şimdi okul çağına
geldi ancak onun da okul hayali şimdilik sadece hayal. Sepetçi ailesi için
kiralanan ev ise Salihli’de meydana gelen selden etkilenmişti. Sepetçi ailesinin
kira süresi üç ay uzatıldı. Ancak verilen süre de 10 gün sonra dolacak.
Seyfettin Sepetçi kara kara düşünüyor: “Yazın mevsimlik işçi olarak iyi kötü
çalıştık. Karnımızı doyurduk. Gidecek yerimiz yok. Paramız yok. Evden çık
dediler.”
Göbek attıran açılım unutuldu
Selendi’deki olayların ardından sürülen 21 aileye çok sözler verilmişti.
Manisa Valisi Celalettin Güvenç, “Romanlara 20 adet prefabrik ev kurulacak.
Kendilerine iş, çocuklarına okul imkânı sağlanacak. Kızılay Romanlar için 12’şer
metrekarelik PVC evlerden kuracak. İçlerinde portatif masa, sandalyelerle çatal,
bıçak, yatak, battaniye olacak” demişti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, geçen yıl Manisa’ya gönderilen
10 milyon TL’lik ödeneğin bu yıl biraz arttırılacağını söylemişti:
“Hükümet olarak insanlarımızı mağdur etmeyeceğimizi defalarca söyledik.
Sosyal huzuru korumak için elimizden geleni yapıyoruz. Romanlar’la ilgili
sorunların da diyalog içinde çözüldüğünü biliyorum. İşse iş, aşsa aş vermeye
hazırız.“
Başbakan Recep Tayip Erdoğan da İstanbul’da Romanların göbek attığı sevinç
gösterileri arasında gerçekleştirilen Roman Açılımı’nda TOKİ’den toplu konut
projesi sözü vermişti:
“Ben artık Roman kardeşimi çadırlarda, derme çatma binalarda görmek
istemiyorum. Konutları ayda 100 lira taksitle 20 yıl vadeyle vereceğiz.”
|