Gezi Parkı Yeniden İBB’nin
Vakfa Devredilen Sosyal Tesisler...
Vakıflar, Şehit Mezarı için...
Urla'daki DHMİ Tesisleri,...
Hidiv Kasrı’nı da İBB'den Alacaklar
MSGSÜ’nün Vakıflar’a Devri...
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden,...
Gezi Parkı’nın Devredildiği...
Vakıflar’ın Açıklaması İBB’yi Doğruluyor
Gezi Parkı Meclis Gündeminde
Gezi Parkı’nın Devredildiği...
Gezi Parkı İBB’nin Elinden Alındı
Gezi Parkı'nın Vakfa Devredilmesine Suç Duyurusu
Halkın Kurtuluş Partisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi mülkiyetindeki Taksim Gezi Parkı’nın Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devredilmesine karşı yetkililer hakkında suç duyurusunda bulundu.
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) avukatları, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy, Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Rifat Türker ve İstanbul 1. Bölge Müdürü Hayrullah Çelebi hakkında “Görevi Kötüye Kullanma” ve “Hakkı Olmayan Yere Tecavüz” suçlarını işledikleri iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet’te yer alan habere göre; HKP avukatları tarafından Başsavcılığa verilen dilekçede Gezi Parkı’nın Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri Vakfı’na devrilmesinin çelişkili olduğu belirtildi. Dilekçede, “Ortada Kanuna Karşı Hile olduğu açıktır ki bu hem özel hukuk ve hem de ceza hukukumuzca korunan bir ilkedir. Yani önce arsayı kültür varlığı ilan ediyor 2012 yılında sonra da vakfa devrediyor. Ayrıca Vakıflar Kanunu madde 30’un uygulanabilmesi için ilk şart yapının yani Topçu Kışlası’nın vakıf yolu ile yapılmış olması. Ancak Topçu Kışlası 19. yüzyılda Sultan Selim’in bir devlet kurumu olarak yaptırdığı binadır. Bu ilkeye aykırı hareket edilmesi TCK m. 257 Görevi Kötüye Kullanma suçu oluşturur. Ortada olmayan bir hak olduğuna göre de TCK m. 154’te düzenlenen Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu mevcuttur.” denildi. Dilekçenin devamında ise şu ifadelere yer verildi: “Vakıflar; tarihte de ortak mülkiyete sahip, kamunun maliki olduğu taşınmazların vakıflar aracılığıyla, vakıfların paravan olarak kullanılmasıyla özel mülkiyete aktarılıp, kamunun zarara uğratıldığı, hatta Osmanlı’nın çöküşüne zemin hazırlayacak Dirlik Düzeninden Kesim Düzenine geçişin aracı olduğu için aynı sürecin yaşanmasından kaygı duyan Müvekkil Halkın Kurtuluş Partisi’nin kırmızı çizgisidir. Müvekkil Parti, İstanbul’da yaşayan üyelerinin hukuki menfaatlerini de korumakla mükellef olduğu için suçtan zarar gördüğü de tartışmasızdır.” |