Eylül ayına ait işgücü-istihdam-işsizlik verileri, ağustosa göre, resmin pek
değişmediğini; resmi işsizliğin yüzde 13.4’te, resmi işsiz sayısının 3.4
milyonda, tarım-dışı işsizliğin de yüzde 17’de seyrettiğini belirtiyor ama, bu
resmin üstüne “sayılmayan” işsizleri eklediğimizde durum farklı. Resmi işsiz
sayısına, “işgücü” dışında gösterilen iş bulmaktan umudunu kaybedenlerin,
mevsimsel çalışanların, yine istihdam içinde “eksik istihdam” edilenlerin
eklenmesiyle, gerçek işsizlik yüzde 22’nin üstüne çıkıyor, gerçek işsiz sayısı
da 6.3 milyona yaklaşıyor.
Küresel krizin miladı sayılan Ekim 2008’de 2.7 milyon olan resmi işsiz
sayısı, krizin dibe vurduğu Mart 2009’da 3.8 milyona kadar çıktı, sonraki
aylarda mevsimsel istihdamla azalsa da, Eylül 2009’da 3.4 milyon olarak
gerçekleşti. Bu, kriz başlangıcına göre 700 bin kişinin işsizler ordusunda yer
alması demek. Yine, Ekim 2008’de sayılmayan işsizlerle birlikte 5.8 milyon
olarak gerçekleşen gerçek işsiz sayısı da Mart 2009’da 7.4 milyona kadar çıktı,
sonraki aylarda mevsimsel istihdamlarla azaldıktan sonra Eylül 2009’da 6.3
milyona ancak indi.
Bahar ve yaz aylarında tarım, inşaat, turizm gibi mevsimsel istihdama yer
veren sektörlerin, eylülden başlayarak “sezonu kapadıkları”, dolayısıyla, bu
aydan sonra hem resmi, hem gerçek işsizlik oranının daha yüksek çıkacağını
söylemek mümkün. Nitekim, bu yıl, ağustostan eylüle toplam istihdamın 88 bin
azaldığını görüyoruz. Alt dallarda manzara şudur: Tarımdaki istihdam 100 bin,
inşaattaki istihdam 20 bin azalmış görünüyor. Bu azalma, turizmde de sürmüştür.
Buna karşılık yine ağustostan eylüle imalat sanayiinin 51 bin istihdam
arttırdığı görülüyor. Bunun ne kadar kalıcı olduğunu da önümüzdeki günlerde
göreceğiz.
***
Eylül verileri ile birlikte, kadınlar cephesine ilişkin bir eğilim yine
dikkat çekiyor. Krizle birlikte kadınların daha çok işgücü piyasasına
çıktıkları, iş aradıkları görülüyor. Ekim 2008’de 6.5 milyon olan kadın işgücü
eylülde 7.2 milyon. Yani, krizde 700 bin kadının işgücü piyasasına çıktığı
anlaşılıyor. İşgücü pazarına inmek, iş bulmak anlamına gelmiyor, ama kadınlar iş
arıyor. Ekim 2008’de 808 bin olan resmi kadın işsiz sayısı Eylül 2009’da 1
milyon 65 bine çıkmış. Yani kadınlar arasında işsizlik oranı yüzde 14.7 ile
erkek işsizliğinden 2 puan daha ileride. Yarısı tarımda istihdam edilen
kadınların, esas ürpertici işsizlikleri tarım dışı sektörlerde. Burada kadın
işsizliği, erkek işsizliğini tam 9 puan geride bırakarak yüzde 24’te seyrediyor.
Yani, kabaca kentlerde her 4 kadından 1’i işsiz durumda.
***
Endişe duyulması gereken bir işsizlik manzarası da gençlerle ilgili. 15-24
yaş grubundaki işgücü kriz başlangıcında 4.5 milyondu. Bunlara Eylül 2009’a
kadar işgücü ordusuna 250 bin kişi daha katıldı. Ancak kriz başında 3.5 milyon
işi olan gencin 70 binine daha iş bulunabildi. Dolayısıyla genç işsizlerin
sayısı 165 bin daha arttı ve 1 milyon 150 bine yaklaştı. Bu, yüzde 24’ün üstü
bir genç işsizliği demek, tarım-dışını dikkate alırsanız yüzde 30’a yakın bir
genç işsizliği demek. Kriz başlarken oran yüzde 26 idi. Krizle birlikte genç
işsizliği de 4 puana yakın artmış bulunuyor.
Gençlerin, kadınların bu ölçüde işsizliğe mahkûm edilmiş olmaları, her tür
huzursuzluğa, mutsuzluğa, iç kavgaya davetiyedir. Hükümetin, 2012’ye kadar “bu
böyle” türü açıklamaları tam bir basiretsizlik, teslimiyet ve sorumsuzluktur. Bu
böyle biline...
|