Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Gaziantep’te ‘Tasarımdan Uygulamaya’

TKB’nin “süreklilik ödülü”nü alan Gaziantep, kentlerin geçmişlerini kucaklayarak çağdaşlaşması konusunda “seminer verecek” düzeye gelmiş. Artık sadece “cartlak kebap ve fıstıklı baklava” yemek için değil, “Taymis Kahve”de çayınızı yudumlarken tarihle buluşmak için de Gaziantep’e gitmelisiniz...

Cumhuriyet Gazetesi
3 Gaziantep’te ‘Tasarımdan Uygulamaya’

Üye belediyelerin “başarılı” koruma projelerini ödüllendiren Tarihi Kentler Birliği (TKB), aynı başarıyı her yıl gösterenlere “süreklilik ödülü” vermeye başladı. Bunu ilk hak eden Gaziantep, Tarsus ve Osmangazi’ye 23 Mayıs’taki “Beşiktaş Buluşması”nda “teşekkür” edilmişti. Koruma projelerini “kesintisiz” sürdürmenin “üyelik koşulu” olduğunu vurgulayan TKB, ödül alan Gaziantep uygulamalarını 19-21 Haziran’da “seminer konusu” yaptı. Üye belediye başkanları ve yerel yöneticilerinin katılımıyla gerçekleşen seminere konuk olarak Halep Valisi Tamer Hacce de gelmişti.

Seminer, “Tasarımdan Uygulamaya Koruma Süreci” başlığı altında Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Asım Güzelbey’in kültürel çevreyi koruma çalışmalarını anlatmasıyla başladı. TKB’nin 10 yılda yarattığı “yerel koruma bilinci”ni kanıtladığını belirten Prof. Dr. Metin Sözen de belediyelerin kentlerine sahip çıktıklarını gösterebilmeleri için “önce tarihi yaşatma”ları gerektiğini anımsattı.

Sahiplerinin olumlu yaklaşımıyla Büyükşehir Belediyesi’nce alınan ve TOKİ’nin katkılarıyla onarılan 1909 yapımı Bayaz Han’ın “Kent Müzesi” işleviyle açılışına ise Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da katıldı. Kalkınmada kültürel zenginliğin önemine değinen Günay; “Şimdiye dek sanayileşmesiyle övündüğümüz Gaziantep, kültür turizmini geliştirecek bu projelerle daha da ilerleyecektir” diyordu..

Mimarların evi

İlk gün Mimarlar Odası’nın, eski sahibinin adıyla “Hüseyin Enç Kültür Evi”ne dönüştürdüğü tarihi konak ziyaret edildi. Avlulu taş ev, anıtsal duruşu, iç mekân zenginliği, yöresel bezemeleri ve bodrumundaki mağaralarıyla, Antep sivil mimarisinin özgün bir örneği... Açılışına katılan “komşu nine” mimarlardaki sevinci görünce demiş ki: “Ama bu tıpkı eskisi gibi olmuş; yeni ne var ki böyle toplanmışsınız?”

Kimlik değerlerini göz ardı eden imar anlayışının yabancılaşmaya neden olduğunu gösteren bu söz için “Restorasyonun doğruluğunu kanıtladığından hoşumuza gitti” diyen Şube Başkanı Asım Güzel, bitişik parselde de toplantı salonu yapmak istediklerini belirtiyor.

Biz de Antepli mimarları “meslek mirası”na sahip çıktıkları için kutlarken, komşu ninenin şaşkınlığını “kültür yoksunu imar politikaları”nı sürdürenlere havale ediyoruz...

‘Kültür Yolu’nda...

Yaklaşık 300 kişinin katıldığı teknik gezide 2007 TKB ödülünü de alan “Kültür Yolu” proje uygulamalarından Kale ve çevresi ile Naib Hamamı, Butik Otel, Kır Kahvesi, Şirvani, Tahtani ve Âlâüdevle camileri; Kale’de Savunma ve Kahramanlık Panoraması, Cam ve Emine Göğüş Mutfak müzeleri ile Mevlevihane; Yeni Han ile Hışva, Budeyri, Yüzükçü, Millet, Tütün, Şıra ve Pürsefa hanları; Bıçakçılar ve Bakırcılar çarşıları ile Uzun Çarşı, Zincirli Bedesten (eski Et Hali), Tahmis Kahvesi ve Pişirici Mescidi’ndeki koruma ve yenileme çalışmaları incelendi.

18 Han, 9 cami, 4 hamam, Mevlevihane ve çok sayıda özgün sivil yapıyla bezeli “Kültür Yolu”nda yaklaşık 5.5 km. cephe düzenlemesi, 3.5 km. yol, kaldırım, altyapı ve peyzaj çalışmaları yapılarak, kentin tarihiyle birlikte yaşaması sağlanmış...

Tarihi Şire Han’da “yöresel yemekler lokantası”ndaki öğle yemeği ne kadar etkileyiciyse, Prof. Dr. Metin Sözen’in adının verildiği kültür merkezi inşaatını “denetlercesine” incelemesi de o kadar anlamlıydı. Mimarlar Odası evini de yapan inşaat mühendisi Mehmet Kulak’ın ise restorasyona gösterdiği “mimari duyarlılık” övgü topladı.

Kentin kalbi çarşılar

Özellikle eski çarşıların canlandırılması, günlük yaşamın da zenginleşmesine neden oluyor... Örneğin 8 sokağa yayılan 280 dükkânlı Bakırcılar Arastası’nın 500 yıllık geçmişi var. Çarşının özgün kimliğinin korunarak düzenlenmesi sonucunda hem bakırcılık yeniden gelişmeye başlamış hem de alışveriş canlanarak esnaf ile sanatkârların yüzleri güler olmuş... 1890’larda Ermeni Kız Koleji olarak yapılan eski Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okulu restore edilerek “Tarihi Çevre Koruma Şube Müdürlüğü” ve “Koruma Uygulama Denetleme Bürosu” olarak hizmet veriyor. Türkiye’nin ilk yöresel “gastronomi” müzesi olan Emine Göğüş Mutfak Müzesi, eşsiz lezzetteki yemeklerin “geleneksel emektarlığı”nı sergiliyor. 17. yy ortalarına tarihlenen Naib Hamamı’nın restorasyonu, Osmanlı hamam kültürünü gelecek kuşaklara da aktarıyor. Yol çalışması sırasında açığa çıkan eski kilise “Ömer Ersoy Kültür Merkezi” olarak kullanılıyor.

1578’den kalma camisini Fransız saldırılarında yitiren “Bey Mahallesi” ise sokak sağlıklılaştırma çalışmalarıyla ve “bakımlı kullanım”ın örneklerini sergilemeye başlayan sivil mimarlık yapılarıyla “kentsel koruma”nın ne denli etkileyici olduğunu kanıtlıyor...

Sözün kısası, TKB’nin “süreklilik ödülü”nü alan Gaziantep, kentlerin geçmişlerini kucaklayarak çağdaşlaşması konusunda “seminer verecek” düzeye gelmiş. Artık sadece “cartlak kebap ve fıstıklı baklava” yemek için değil, “Taymis Kahve”de çayınızı yudumlarken tarihle buluşmak için de Gaziantep’e gitmelisiniz...

http://www.yapi.com.tr/haberler/gaziantepte-tasarimdan-uygulamaya_70406.html

Read Comment Section
3 Yorum Yorum Yaz
  • sevgili kubilay kardeşim hassasiyetin ve doğru teşhisin için size teşekkürü borç biliyorum. malesef yıllardır bu işin içinde ter döken biz ustalar hiç bir zaman dinlenmedik ve değer görmedik, yalnızca düşük tekliflerin rağbet gördüğü bu işlerde 30 yıldan beri kırıntılarla veya bir kaç denemeyle başarılamamış en son bizim yapabildiğimiz yerler sayesinde ekmek yiyoruz. her hangi bir ünvan veya maddi güç sahibi olmadığımız için de uzaktan izlemek zorunda kalıyoruz. Benim karşı çıktığım yanlızca bunlar değil sevgili Gaziantebimin taşı toprağı tükenmiş mi ki diğer illerden alınan ucuz maliyetli taşlar kullanılıyor, kalifiye eleman olsa anlayacağım ama hiç bir özelliği aynı olmayan taşların kale restorasyonunda olduğu gibi kilometrelerce öteden belli olmasına rağmen hala kullanımında neden ısrar ediliyor anlamış değilim. yüz yıllar önce bu taşları buradan kullananlar bu işi bilmiyorlar mıydı, hani antebin güzel bir sözü var der ki (EKMEĞİ EKMEKÇİYE VER, BİR EKMEK TE ÜSTE VER) çok yazık göz göre göre bir tarih katlediliyor, çok yazık bu şehre yıllarını emeğini canını vermiş ustalar harcanıyor. saygılarımla YANITLA
  • Çözümü yok mu dediğinizi duyar gibiyim.Elbette ki bunun da bir çözümü vardır ve oldukça da basittir. İlk önce denetleyici mekanizmanın eğitilmesi gerekmektedir. Bu da ancak bu sektörde yıllardır şantiye sahalarında tecrübe edinmiş,restorasyon üzerine eğitim almış, işine hakim kişilerin yaş ve cinsiyetine bakılmaksızın bu acemi kadrolara dahil edilip yetki verilmesi ile olur. Sadece Gaziantep’te değil diğer yerlerde de emin olun bu işi dışarıdan danışmanlığını yapacak insanları kolaylıkla bulabilirsiniz. Bu sektörde yıllarca eli taş ve ahşabın içinden çıkmamış, her türlü eserin onarımında görev almış ustalar mutlak vardır. Bunlara belediyelerde,özel idarelerde,vakıflar bölge müdürlüklerinde ya da il kültür müdürlüklerinde bir oda tahsis etmeniz hem bu eski usta ve sanatkarları onore eder hem de acemi olan personelin ufkunu açar. Bu bulduğunuz eski ustaları aynı zamanda şantiyede çalışacak yeni nesil ustaların eğitiminde de kullanırsınız. Müteahhit sorununu ise ne yazık ki çözmeniz oldukça zordur.Siyasi tezgahlarla iş alınmasına, eğitiminin ve tecrübesinin sorgulanmamasına, aynı zamanda rüşvetin kol gezmesine müsaade edildikçe bu ülkede bu alanda başarılı işler beklemek hayalden öte gidemez. Bu son paragrafta değindiğim müteahhitlerden yıllarca bu ülkenin her yöresinde iş yapmış, işine oldukça hakim ve saygılı, alaylı ya da mektepli tüm müteahhitleri tenzih ederim.Saygılarımla… YANITLA
  • Merhabalar,öncelikle şunu belirtmek isterim ki bunca zamandır kaçak ve çarpık yapılaşma ile kaybolma noktasına gelen eserlerin Gaziantep'te yeniden ortaya çıkarılmasına çok sevindim. Ama sadece açığa çıkarılmış olmalarına sevindim o kadar. Nihayetinde iyi bir şeyler oluyor,fakat işin hakkı veriliyor mu?Gelin biraz bu noktada sizi aydınlatayım. Tarihi eser restore etmek oldukça zahmetli,bir o kadar da tecrübe,bilgi ve birikime dayalı olan bir hadisedir.Şimdi buradan başlayarak tüm yanlışları maddeler halinde ele alalım; 1-Bir defa böyle işlerin ihale sırasında yüksek kırımla alınması daha doğrusu buna müsaade edilmesi oldukça saçma ve mantıksızdır. 2-Bu sektörde eskiden sadece Vakıflar Genel Müdürlüğünde bu konuda uzmanlaşmış kişilerce şantiyeler denetlenirken, günümüzde başta Gaziantep gibi şehirlerde yeni oluşumla meydana getirilen kadrolara bu iş tahsis edilmiştir.Bu kadroda yer alan arkadaşların kimisi yeni mezun, kimisi hayatı boyunca eski eser görmemiş, bu konuyla alakalı en ufak bir eğitim dahi almamış kişilerdir. İşte bu nedenle şantiye sahasına gittikleri vakit aval aval bakmakla kalmayıp, yapılan tüm yanlışlıklara ister istemez göz yummaktadırlar. Çünkü işin aslını bilmemekte, sorup öğrenme gayreti göstermeyi acizlik olarak düşünmektedirler. 3-Bu alanda uzun yıllardır fazla çalışma yapılmamasından dolayı meslek erbabı insanlar kalmamış. Sanatkarlar olmayınca da ortalık vasıfsız ustalara kalmıştır. Bir de buna işten anlamayan sadece ticari kaygı ile gözünü para hırsı bürümüş müteahhitlerin yanlışları eklenince ne yazık ki eserler sadece ortaya çıkmakla kalmış, lakin restorasyonun özü olan aslına uygun çalışmalar yapılamamıştır. Kısaca sizin anlayacağınız üçüncü sınıf ustalarla, dördüncü sınıf kontroller eşliğinde beşinci sınıf müteahhitlere bu işler teslim edildiği sürece hayırdan çok zarar görürsünüz.Çünkü onarılan eserlerin aslına uygun yapılmaması gelecek yüz yıllara tarihi mimarinin yanlış aksettirilmesine neden olacaktır.Orjinalliğini kaybeden eserler kıymetini yitirmekle kalmayıp, tarihi miraslar içerisinde anılmayacaktır bile. YANITLA
3 yorumdan 3 tanesi gösteriliyor. 
Yorumunuzu ekleyin
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!