SKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, bankaların müşteriden en az 350 YTL ücret almasına rağmen, eksperlere ödenen rakamın 150-200 YTL olduğunu söyledi. Yazıcı, bu ücretlerle kurumsal şirketlerin ya kaliteden ödün vereceğini ya da asgari ücretle eleman çalıştırması gerektiğini savundu.
Türkiye Sinai Kalkınma Bankası (TSKB) Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, sektörde kaliteli değerleme yapılmasının önünde engeller bulunduğunu, bunun başında da yasal mevzuat eksikliği ve ücretlerin düşüklüğü geldiğini söyledi. Finans kuruluşlarının-bankaların müşteriden konut ekspertizi için en az 350 YTL ücret almasına rağmen eksperlere ödenen rakamın 150-200 YTL olduğunu belirten Yazıcı, bu ücretlerle kurumsal şirketlerin ya kaliteden ödün vereceğini ya da asgari ücretle eleman çalıştırması gerektiğini savundu. Yasal mevzuat ile kurumsallaşma teşvik edilmediği için sektörde bir masa bir kasa çalışanlara karşı kurumsal şirketlerin haksız rekabete uğradığını belirten Yazıcı, şu an sektörde göze batmayan tüm bu sorunların mortgage geldiğinde ciddi riskler yaratacağını ifade etti. Yazıcı, gayrimenkul değerleme uzmanlarının yaşadığı mesleki zorlukları anlattı.
Komisyoncuyla karıştırılıyoruz
Mesleğin bir tanımı yok, kamuoyunda komisyonculukla karıştırılıyor. Sektörde hiç de etik olmayan bir şekilde her ikisini de yapanlar var. Ama bizim gibi lisanslı değerleme şirketleri böyle davranmaz, zaten mevzuat da buna izin vermez. Biz ticari kaygıdan uzak çalışıyor, objektif, bağımsız ve tarafsız değerleme yapıyoruz. Karşılaştığımız ciddi sorunların başında hiç de etik olmayan bir şekilde bazılarının her ikisini de aynı anda yapıyor olması geliyor.
Ücretler çok düşük
Sektörde ücretler çok düşük. Siz konut kredisi kullanmak için bankaya gittiğinizde, 350 YTL'den başlayıp yukarıya doğru çıkan ciddi rakamlar talep ediyorlar. Ama değerleme şirketlerine bunun 150-200 YTL'sini veriyorlar. Aradaki para onlara ticari kâr olarak kalıyor. Ama bu para ile ciddi bir değerleme raporu hazırlamak zor. Çünkü adam-saat ücreti ile çalışıyorsunuz. Tapu, belediyeye gitmek, dosyayı açmak, kontrol etmek, yeri ziyaret etmek, değer tespit çalışması yapmak hepsi için bir konut raporunda en az 1.5 günü ayırmak gerekiyor. Eğer kurumsal bir şirketseniz bu ücretlerle ancak asgari ücretle eleman çalıştırmanız gerekiyor. Ya da kaliteden ödün vermek, daha az işe bakmak gibi yöntemlere başvurulabiliyor. Ama bunların hepsi mortgage geldiğinde zarar olarak bizlere geri dönebilir.
Bir piyasa mevzuatı gerekiyor
Biz İSO 9001 kalite belgesi aldık, 30 elemanımız var. Bütün bunların bir bedeli var. Buna karşılık sektörde bir masa bir kasa çalışanlar var. Bunlar bazen değerleme işiyle hiç ilgisi olmayan insanlar. Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) işleri haricinde, kendilerini kabul ettirirlerse bankalara bile iş yapabiliyorlar. Çünkü tam bir piyasa mevzuatı yok. Kurumsal olmayan bu eksperler bir ofisi kapatıp başka bir ofis açabilir ve o rapora dayanarak kredi veren banka sorun olduğunda karşısında muhatap bulamayabilir.
Bilgiye ulaşma zorluğu var
Değerleme uzmanının tapuya, belediyeye gidip bilgiye ulaşması lazım. Ama buralarda bazen yazılı bilgi ile değil, şifahi bilgilerle iş yürütülüyor. Oysa mortgage geldiğinde her yapılan çalışmanın bir değerleme raporunun olması gerekiyor. Çok sık karşılaştığımız bir durum, sizin projede belediyede görünen daire numaranız 8'dir, tapuda ise 9'da oturuyor gözükürsünüz. Fazladan kullanılan alanlar, apartman boşluğuna yayılmış katlar sığınak alanlarının daireye dönüştürülmesi gibi problemlerle karşı karşıyayız.
Elemanı kendimiz yetiştiriyoruz
Bir başka sorun da eğitim eksikliği. Bugün okullu dediğimiz kimse yok, ben bile alaylıyım. Eleman aradığımızda alıp yetiştirmemiz gerekiyor. Oysa önümüzdeki 10 yıllık sürede bu işin lisans ve doktora programları hayata geçirilmeli.
Endeks konusunu yabancı müşterilerimiz de soruyor
TSKB Gayrimenkul Değerleme Genel Müdürü Cansel Turgut Yazıcı, daha önce gayrimenkul endeksi olmayışının Türkiye'de önemli bir sorun olduğunu belirterek, bu konuyu yabancı müşterilerinin de kendilerine sorduğunu söyledi. Yazıcı, "Sağlıklı bir endeks olmamasının nedeni, aslında hiç kimsenin bu kayıtları düzgün tutmamasından kaynaklanıyor. Gayrimenkul piyasamızın aslında ciddi bir kısmı kayıtlı değil, alım-satımlar gerçek fiyatlar üzerinden gerçekleşmiyor, bu nedenle böyle bir endeksin oluşturması çok zor. Sizin çalışmanızda ilanlardan yola çıkmanız fikri oldukça güzel" dedi. Yazıcı, Referans Emlak Endeksi'nin (REE) hiçbir verinin olmadığı böyle bir piyasada, sağlıklı ve düzgün olacağını tahmin ettiğini açıkladı.
|