b>Galatasaray yine durgun bir dönemden geçiyor. Savurgan dönemlerin neden olduğu borçlanma ve ekonomik kriz aşılmaya çalışılıyor. Doğal olarak mali sıkıntılar spor etkinliklerine ve başarılarına da yansıyor. Öte yandan Galatasaray'ın büyük yatırım projeleri de çok yavaş ilerliyor (ilerliyorsa şayet).
Geçenlerde Milliyet'te Fehim Genç , Riva konusunu ele almıştı. Haberde, İstanbul'un 1/100.000'lik imar planını hazırlayan Kentsel Tasarım Merkezi'nin Riva arazilerini devlet ormanı ve günübirlik rekreasyon alanı ilan ettiğini belirtiyordu. Günün birinde bu plan gerçekleşirse Riva'da Galatasaray'ın ve komşularının arazilerine yalnızca kafe ve lokanta gibi tesislerle piknik alanları yapılabilecek.
Öncelikle şunu belirtmekte yarar var. Herkesin İstanbul ve çevresinde yeşilin ve ormanın arttırılmasından yana olması doğaldır. Ancak bu işte adil davranmak gerekir. Bir hukuk devletinde her uygulamanın adalet çerçevesinde yürütülmesi gerektiği açıktır.
Riva'da Galatasaray'ın 1.175.000 m2'lik arazisi devlet ormanı değildir, üstelik orman niteliğinde de değildir; Galatasaray Spor Kulübü'nün yıllar önce parasını ödeyerek aldığı kendi tapulu malıdır.
Anılan arazi yürürlükteki imar planında, yıllardan beri konut bölgesi olarak tanımlanmış. Elimde daha birkaç gün önce düzenlenmiş imar durumunun bir kopyası var. Buna göre, üzerine yüzde 20 KAKS ile (yani bina toplam alanı arsanın en çok yüzde 20'si olacak şekilde), ayrık düzende, toplam yüksekliği 7 metreyi geçmeyen iki katlı evler yapılabilir. İmar durumunda ön, arka, yan bahçe mesafeleri bile verilmiş. Ayrıca ilköğretim okulu ve park için de yer ayrılmış. Bütün bunlara karşın şöyle bir not da var: "İmar planında ve mevzuatta bir değişiklik olursa hiçbir hak iddia edilemez." Gördüğünüz gibi, plan her an delinebilir.
İmar planı denen nesne, Türkiye'de yıllardan beri oraya buraya çekiştirilen bir araç olarak kötü kullanılıyor. Yeşil alanlar "turizm tesisi" adı altında gökdelenlere ve yoğun yapılaşmaya açılıyor. Kimi başka noktalarda da yapılaşma hakkı (halk dilinde imar hakkı) bulunan alanlar da kâğıt üzerinde "yeşil alan"a dönüştürülüyor. Ortada iki yönlü büyük bir haksızlık olduğu açık. Yeşil alanı yok pahasına alıp plan değişikliğiyle üzerine gökdelen dikene vergi dışı büyük bir rant yaratılırken yapılaşma hakkı bulunan arsalar kâğıt üzerinde de olsa yeşile dönüştürülüp sahipleri mağdur ediliyor. Bu uygulamada hak, hukuk, adalet yok.
Ülkemizde imar planı bakımından hiçbir şeyin garantisi yok. Bir günde imar zengini ya da imar yoksulu olabilirsiniz. Yaşanan orman talanı haberlerini gazetelerden izliyorsunuzdur.
Şimdi Galatasaray'ın elini çabuk tutması ve Riva projesini bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor. Riva'nın yürürlükteki statüsü değişirse gündeme gelebilecek bir öneri de şu olabilir: Kulübün Riva arazisi ile, Mecidiyeköy'deki tahsisli Ali Sami Yen Stadı arsasının değer biçilerek takası... Devlet Riva'yı yeşil alan ya da orman yapar; Galatasaray da bu kez kendi arsasına stadını... Ne dersiniz, olamaz mı?
|