u yıl 29’uncusu düzenlenen İstanbul Kitap Fuarı dün sona
erdi. Beylikdüzü’ndeki TÜYAP Kitap ve Kongre Merkezi’nde 30
Ekim- 7 Kasım tarihlerinde ortalama 400 bin ziyaretçinin katıldığı fuarın son
gününde 2009 yılının “Çocuk Kitapları Ödülleri” verildi. Çocuk ve Gençlik
Yayınları Derneği’nin düzenlediği ödül töreninde “2009 Yılının En İyi Çocuk
Romanı Ödülü”, “Frej Apartmanı” kitabıyla Nazlı Eray’a verildi. “2009 Yılının En
İyi Resimli Öykü Kitabı Ödülü” ise “Kim Korkar Kırmızı Başlıklı Kızdan” adlı
kitabıyla Sera Şahin Kanal ile illüstratör Ayşe İnan Alican’a verildi.
Fuarın son gününde gazetemiz yazarları Alev Coşkun ile Süheyl Batum’un
konuşmacı olarak katıldığı panel çok sayıda katılımcı tarafından takip edildi.
Panelde Coşkun ile Batum, “Türk Toplumunda Anayasaların Geçirdiği Evreler”
konusunu masaya yatırdılar.
Yaklaşık 4 ay önce kaybettiğimiz eleştirmen
ve denemeci Füsun Akatlı’nın anıldığı “Edebiyatta 40. yılında Füsun Akatlı’yı
anıyoruz” başlıklı panelde ise Akatlı’nın kızı Zeynep Altıok ile yakın arkadaşı
yazar Pınar Kür, Akatlı’yı anlattılar. Zeynep Altıok, “Annem felsefenin gözlüğü
ile edebiyatın peşinden gitti. Bozulana, kirlenene karşı direndi. Ne mutlu ki
beni ben yapan bir annem var” derken, Pınar Kür ise “Füsun Akatlı, Türkiye’de
çok ender bulunan, aydınlık ve parlak düşünen bir kafaya sahipti” görüşünü dile
getirdi. Kür, panelin sonunda, Akatlı’nın Sivas Katliamı’nın ardından yazdığı
bir yazıyı okuyarak, katılımcılara şu soruyu yöneltti: “Aradan geçen 15 yılda ne
değişti? Failler o gün de ödüllendirildi, bugün yine ödüllendirilmeye devam
ediyor”.
Şüyün ve Kuban söyleşisi
Önceki gün Doğan
Hızlan Kitaplığı’nda düzenlenen “29. İstanbul Kitap Fuarı Onur
Yazarı Doğan Kuban” başlıklı söyleşiye aynı adlı kitabı hazırlayan
Faruk Şüyün ve Doğan Kuban katıldı. Şüyün’ün
önerisiyle ailesinden bahsederek başladığı konuşmasında Doğan Kuban, “Asıl
önemli olan 1926’da doğdum, babam Osmanlı subayı annem de Osmanlı döneminde
eğitim görmüş bir kadın ben onların çocuğuyum” diyerek Osmanlıdan Cumhuriyet’e
geçişte kişisel olarak bir kesiklik yaşamadığını, iki dönemin eserlerini
okuyabildiğini belirtti. “Şimdi 80’i bile bilmiyorlar. Dolayısıyla hiçbir şey
bilmiyorlar. Doğrusu da anlatılmazsa bilmeyecekler” sözleriyle şimdiki nesillere
doğruyu anlatmanın önemini vurguladı.
|