Dünya yenilenebilir enerji tüketiminin, 2035 yılına
kadar yıllık yüzde 3,2 artacağı öngörülüyor. Hidrolik dışında yenilenebilir
enerji kaynaklarının kurulu güçteki oranının da yüzde 10'a yükselmesi
bekleniyor. Elektrik Üretim Anonim Şirketi'nin (EÜAŞ)
Elektrik Üretim Sektör Raporu'ndan derlenen bilgilere göre, yüksek petrol
fiyatları, fosil yakıtların çevresel etkileri üzerine duyulan endişeler,
dünyanın pek çok ülkesinde yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının
arttırılmasına yönelik verilen teşvikler, yenilenebilir enerji kaynaklarının
daha geniş oranda kullanımınının yolunu açıyor.
Rapora göre, 2035 yılına kadar dünya genelinde hidroelektrik ve diğer
yenilenebilir enerji kaynaklarının tüketiminde yıllık yüzde 3,2?lik artışlar
bekleniyor. Hidrolik dışında yenilenebilir enerji kaynaklarının kurulu güçteki
oranının 2030 yılında yüzde 10'a yükseleceği, hidroelektriğin ise aynı dönemde
yüzde 16'dan yüzde 13'e gerileyeceği öngörülüyor. Yenilenebilir
kaynaklardaki artışa en büyük katkının rüzgar enerjisinden geleceği
belirtiliyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik üretiminde kullanım
payının yüzde 18,7 (2008) seviyesinden 2020 yılında yüzde 21,7 ve 2035 yılında
da yüzde 23,1'e ulaşacağı tahmin ediliyor.
OECD ülkelerindeki artış, rüzgar ve biyokütleden
olacak Yenilenebilir enerji tüketiminde
beklenen bu artışın OECD dışındaki ülkelerde, özellikle Çin, Hindistan,
Brezilya, Malezya ve Vietnam'da inşasına başlanan orta ve büyük ölçekli
hidroelektrik santrallardan gelmesi bekleniyor. OECD ülkelerinde ise gelecekte,
Kanada ve Türkiye haricinde, büyük ölçekli çok az hidroelektrik santral inşa
projesi öngörülüyor. OECD ülkelerindeki
yenilenebilir enerji kaynaklarındaki artışın rüzgar ve biyokütle başta olmak
üzere, hidrolik dışındaki kaynaklardan karşılanması bekleniyor. Rüzgar
enerjisine olan yatırımlar, OECD-dışı ülkelerde özellikle Çin'de artmaya devam
ederken, güneş (PV ve CSP) ve dalga enerjisi uygulamaları ise henüz büyük ölçüde
ticarileşme sürecinin başlangıç aşamasında bulunuyor.
İklim değişikliğiyle mücadelede, enerji sektörü etkin rol
oynayacak Bu arada, çevre-enerji ilişkisinde
önemli bir yer tutan iklim değişikliği ile mücadelede, enerji sektörünün etkin
rol oynayacağı öngörülüyor. Enerji verimliliği başta olmak üzere, teknolojik
gelişmelere paralel iyileştirmeler, fosil yakıtlara alternatif olarak nükleer
enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımında yaygınlaşma, çevresel
etkileri azaltma hedefine yoğunlaşan Ar-Ge faaliyetleri (karbon tutma ve
depolama ve temiz kömür teknolojileri), gaz emisyonlarının azaltılmasına yönelik
geliştirilen politikaların temel unsurları görünümünde
bulunuyor. Karbondioksit eşdeğeri veriler
açısından bakıldığında, enerji sektöründen kaynaklı ve sera etkisi yapıcı gaz
emisyonlarının, 29,3 milyar tondan (2008) ortalama yıllık yüzde 1,4'lük
artışlarla 2035'de 42,6 milyar ton düzeyine ulaşacağı hesaplanıyor.
Emisyonlardaki bu artışın tamamının, enerji tüketimlerinde beklenen artışa
paralel olarak, gelişmekte olan OECD-dışı ülkelerde (başta Çin, Hindistan ve
Ortadoğu ülkelerinde) görüleceği tahmin ediliyor.
Küresel finansal krizin etkisiyle 2009'da emisyonların yüzde 1 düştüğü, ancak
2010'dan itibaren bu düşüşün yerini yeniden bir yükselişin aldığına dikkat
çekiliyor. Tahminler, 2035 yılında sıcaklık seviyesinin 6 C?den fazla artacağına
işaret ediyor.
|