Enerjide 'Yeşil' Hidrojen Teknolojisi Yine Gündemde

Uluslararası Enerji Ajansı, yayınladığı bir makaleyle hidrojen teknolojisini temiz enerji geleceğinin anahtarlarından biri olarak değerlendirdi. Pandemi sürecinde ekonomilerin önlemlerine değinen yazıda, "Ekonomik iyileşme paketleri, dünyada temiz enerjiye geçişi destekleyerek iş imkanları yaratmak açısından eşsiz bir fırsat sağlıyor." ifadesine yer verildi.

BirGün’de yer alan Reuters kaynaklı habere göre; Hollanda, Avustralya ve Portekiz gibi bazı ülkeler bu teknolojiye yatırım yapmaya zaten başlamıştı. Yatırımcı, politikacı ve işletmeler AB ve diğer ülkeleri, kriz sonrası iyileşme planlarını kamyonculuk ve ağır sanayi gibi alanlarda hidrojeni desteklemek için kullanmaya çağırıyor.

Hidrojenin yakıt olarak kullanılması 1970'lerden bu yana konuşulmakla birlikte, yaygın kullanımının çok pahalı olacağı belirtiliyor. Ancak bu enerjiyi destekleyenler, altyapı yatırımları, ulaşım, gaz şebekeleri ve sanayiden gelen taleplerin artmasıyla maliyetlerin düşeceğini belirtiyorlar.

Bugün kullanılan hidrojenin büyük bir kısmı, karbon emisyonu üreten bir süreçle doğal gazdan çıkarılıyor. Ancak sudan elektrolizle "yeşil" hidrojen elde etme imkanı da var ve bu teknoloji sayesinde yenilenebilir enerjiyle karbonsuz bir süreç içinde yoğun enerji üretilebiliyor.

Ulaşım alanında ise daha yeşil taşıtlar vaat etmekle birlikte, yüksek fiyat ve yakıt istasyonu eksikliği dezavantajları arasında. Ancak bu teknolojinin destekçileri, ağır taşıtlar için potansiyeli olduğu fikrindeler.

Daimler ve Volvo Trucks, geçen ay bir açıklama yaparak, hidrojen yakıtlı ağır vasıta taşıtlarını on yıl içinde piyasaya sürme planlarını kamuoyuna duyurdu.

Bernstein'dan analizcilere göre, fosil yakıtlardan yapılan hidrojenin güncel fiyatı kilogram başına 1 ile 1.8 dolar arasında değişirken, yeşil hidrojenin kilogram fiyatı 6 dolar civarında.

Buna karşın, artan talep elektroliz maliyetini düşürebilir. Düşen yenilenebilir enerji maliyetleriyle birlikte, 2050 yılına kadar yeşil hidrojen kilogram başına 1.7 dolara ve hatta 1 doların altına da düşebilir. Bu arada yükselen karbon fiyatları değişimi teşvik edebilir.

Geçtiğimiz yıl içerisinde Almanya, Ingiltere, Avustralya ve Japonya hidrojen stratejileri üzerine çalıştıklarını duyurmuştu. Süreç, pandemiyle birlikte geçtiğimiz ay hızlandı.