ilenin ikinci kuşağı Engin Yeşil, uzun yıllar ABD'de
kaldıktan sonra üç yıl önce Türkiye'ye döndü ve inşaat sektörüne el attı. Yeşil,
Beylikdüzü'nde 375 bin metrekarelik bir alan üzerinde beş etapta tam 14 bin
konutluk Innovia projesini inşa ediyor. Birinci fazında
oturumun başladığı projenin 2 bin 800 adetlik ikinci etabının satışları da
tamamlandı. Yeşil, 39 bin liradan başlayan fiyatlarla satışa çıkardığı üçüncü
etabın da önemli bir bölümünün satışını bitirdi. Yeşil İnşaat Yönetim Kurulu
Başkanı Engin Yeşil, "Burası değil Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük projesi"
olduğunu söylüyor.
Siz ayakkabı işinden inşaata nasıl
geçtiniz?
Ayakkabıcı olan ben değilim benim babam ayakkabıcı.
Ben yıllardır ABD'deydim. Orada telekom işi ile uğraştım. Üç sene önce gelince
de inşaat sektöründe fırsat olduğunu görüp bu sektörü seçtim. Dolayısıyla
ayakkabıdan inşaata atlama diye bir olay yok. Ayakkabı işini kızkardeşim
yürütüyor.
Neden inşaatı seçtiniz?
Türkiye'de
inşaatta çok potansiyel var. İstanbul'da da çok iş var. Çarpık yapılaşma, nüfus
artışı, göç, insanların 30 yaşın altında olması, evlenmesi, deprem korkusu,
niteliksiz yapılar... Bunların hepsini bir tarafa koyduğun zaman sektör
yükseliyor. Yok krizdi, bilmem neydi filan ama ihtiyaçlar devam
ediyor.
Kimse asansörsüz beşinci kata çıkmak istemiyor, arabasına park
yeri aramak istemiyor, çocuğu ile evinin önündeki parkta oynamak istiyor.
Hepsini toplarsan bu sektörün öne çıkmayacağını düşünmek mümkün değil.
Bak birşey anlatayım sana, geçen gün karşıda bir arsa bakmaya gittim,
adamın ofisi de Kadıköy'de. Ofise kadar yaklaşık 1 km Kadıköy'de yürüdüm ama iki
kişi yan yana gidemedik. Her yer dolu, yollar dolu... Bu yoğunluk nasıl
olabilir? Ama her yer böyle. Bu insanların ihtiyacı biter mi? Onun için
Türkiye'de doğru projeler tutar.
Ucuz fiyatın matematiği
belli
Bu tip ucuz konut satan firmalarla ilgili
herkesin aklında şu soru var: Nasıl bu kadar ucuz olabiliyor? Mesela siz düşük
fiyatları nasıl tutturabiliyorsunuz?
Bizim tip büyük hacimde
yapılan inşaatlarda maliyetler mümkün olduğu kadar düşük oluyor. Ortalama
metrekare maliyeti arsa payı hariç 650-700 lira. Ama maalesef İstanbul'da
arsalar çok pahalı ve fiyatları şişiren de o. Bizim en büyük şansımız bu 375 bin
metrekarelik dev araziyi çok ucuza almamız oldu.
Ne
kadara?
Fiyat değil ama şöyle bir rakam vereyim. Bu arsanın üçte
biri bizim, üçte ikisi kat karşılığı. Kat karşılığındaki oran da yüzde 17.
Halbuki kat karşılığı inşaatlarda ortalama yüzde 30'lar civarındadır. Ama biz
yüzde 17'de tutunca maliyetleri de düşürebildik.
Bir de bizim gibi
firmaların çok olması benim işime gelir. Ben ilk çıktığımda insanlar 'bu fiyata
nasıl satacak?' diyordu. Ama başkaları da çıkınca 'demek ki olabiliyormuş'
diyor.
Bu arsa kaç kişinin?
Toplam 650 arsa
maliki vardı. Biz 1 yıl boyunca toplamak için uğraştık ve sonunda da anlaştık.
Zaten burada birinci adım arsayı o 650 kişiden alabilmekti. İkinci adım,
oraya uygun bir model geliştirmek. Maliyetleri ancak çok fazla konut üreterek
düşürebiliyorsun. İşte o zaman da 150 bin liralık daire oluyor sana 70 bin lira.
Ucuz fiyatın matematiği belli. Ucuz arsa, büyük hacimler ve alanı
maksimize etmek. Mesela bizde tuvaletlerde banyolarda sürgülü kapı var. Kapının
açılma mesafesini bile kazanmak için uğraştık. O şekilde de 3+1 daireyi 105
metrekareye çıkardık ama gelip görmen lazım. Öyle bir yaptık ki, 1 metrekareye
daha ihtiyaç yok. Böyle olunca da fiyatlar
düşüyor.
|