apı dünyasının bilgi merkezi Yapı-Endüstri
Merkezi’nin 2005 yılından bu yana mimarlık ve yapı sektöründe
ekoloji, sürdürülebilirlik, çevre dostu binalar ve
uygulamalar konularında başarıyla sürdürdüğü çalışmalara bir
yenisini daha ekledi; Ekodünya Yaklaşırken - Green Drinks
Buluşmaları’nın ilki bu akşam (26 Ekim Salı) YEM’de
gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını gerçekleştiren
Yapı-Endüstri Merkezi Genel Müdürü Barış Onay, ‘Ekodünya Yaklaşırken
- Green Drinks Buluşmaları’nın ilkinin ‘yeşil ulaşım’ teması altında gerçekleştirildiğini,
bundan sonra da 2011 yılı Nisan ayına kadar, her ayın son salı
akşamı etkinliklerin gerçekleştirileceğini belirtti. 27 Nisan - 1 Mayıs 2011
tarihleri arasında Yapı Fuarı / Turkeybuild İstanbul kapsamında düzenlenecek
Ekodünya Fuarı’na kadar her ay Green Drinks iş birliği ile düzenlenecek
etkinliklerde ortak vizyona ve ortak geçmişe sahip insanların sunumlarını
dinlemenin ve tartışmanın önemini vurguladı.
Barış Onay’dan sonra söz
alan ‘Clean Globe’ markasının tasarımcısı ve yöneticilerinden Bengü Uluengin,
Green Drinks’in ruhuna sadık kalarak herkesin rahatça sohbet edebileceği bir
toplantı olacağını düşündüğünü belirtti ve ‘yeşil ulaşım’ temasının çeşitli
trafik sorunları nedeniyle erişilebilirlik sorunu yaşadığımız bu günde çok
anlamlı olduğunu sözlerine ekledi. Her ayın son Salı akşamı yeşil parantezinde
pek çok konunun ele alınacağını aktardı.
İlk sunumu
gerçekleştiren ve Kopenhag İklim Zirvesi dahil birçok çalışmada otomobil
sektörünün iklim değişikliğine olan etkisi üzerine konuşmalar yapan, Otomotiv
Sanayi Derneği Teknik Koordinatörü Hülya Özbudun, konuşmasına, Yapı-Endüstri
Merkezine bu tip konuları merkezine alan toplantılar düzenlediği ve farkındalık
yarattığı için teşekkür ederek başladı. “Bir yerden başka bir yere gidip
gelme’ şeklinde tanımladığı ulaşımın hayatımızda önemli bir yere sahip olduğunu
aktaran Özbudun, hayatımız boyunca ulaşımın değişik modlarından yararlanmakta
olduğumuzu ifade etti. Çevresel etkileri azaltmanın, yüksek düzeyde
erişilebilirlik sağlamanın, hava kirliliği, enerji tüketimi ve gürültü gibi
faktörleri azaltmanın, yeterli altyapı ile akıcı trafiğe sahip olmanın yeşil
ulaşım kapsamında temel unsurlar olduğunu belirten Özbudun, bu anlamda yerel,
tarihi, kültürel, biyolojik değerleri de korumak gerektiği dile
getirdi.
Bu anlamda otomotiv
sanayinin çevreyi gözeten ve çevreye dikkat eden bir sektör olarak bilinmek
istediğini aktaran Özbudun, karayolunda CO2 emisyonu azaltımının önemine dikkat
çekerek, bunun entegre ulaşım sistemi yaklaşımı ile mümkün olduğunu belirtti. Bu
anlamda emisyonu azaltmak üzere prototiplerde çalışmaya devam ettiklerini
aktaran Özbudun, temiz enerji teknolojileri ve yeni araç teknolojileri konusunda
politika geliştirilmesinin gerekliliğine de dikkat çekti. Elektrikli araçlara
yönelik beklenti ve sorunları da şemalaştıran Özbudun, tüketici, altyapı, kamu
ve sanayi bakımından aşılması ve desteklenmesi gereken bir takım maddeler
olduğunu anlattı.
Özbudun, ‘ulaştırma sektörü’ne politika önerilerini;
taşımacılık modlarının dengelenmesi, akıllı ulaşım sistemlerinin düzenlenmesi,
araç doluluk oranlarının arttırılacak biçimde planlanması, karayolu altyapısının
geliştirilmesi ve çevreci sürücü eğitimlerinin verilmesi şeklinde sıraladıktan
sonra ‘akaryakıt sektörü’ne yönelik politika önerilerini de karbon içeriği düşük
yakıt kullanımı, doğalgazı ve yenilenebilir yakıt kaynakları yaygınlaştırma
şeklinde sıraladı. Bu kapsamda ‘kamu teşviki’nin de çok önemli olduğunu belirten
Özbudun, çevreci yaklaşımın desteklenmesinin gerekli olduğunun altını çizerek
konuşmasına son verdi.
Ekodünya
Yaklaşırken - Green Drinks etkinlik dizisini oldukça önemli bulduğunu ifade
ederek sözlerine başlayan EMBARQ - Sürdürülebilir Ulaşım Merkezi Türkiye
Direktörü Sibel Bülay, konuşmasında ‘İnsan Odaklı Ulaşım’ temasına dikkat çekti.
Kentiçi ulaşımın yaşam kalitesi üzerindeki olumsuz etkilerinin giderilmesi için
insan odaklı ulaşım planlamasının gerekli olduğunu ifade eden Bülay, ulaşımın
oldukça kompleks bir sistem olduğunu aktardı. Ulaşımın sürdürülebilir olabilmesi
için önce ‘Sosyal Adalet’e sahip olması gerektiğini ifade ettikten sonra paydaş
katılıma ve şeffaf politika üretimine vurgu yaptı.
Ağırlıklı olarak
karayolunu tercih ettiğimizi ifade eden Bülay, şehir içi ulaşımda yanlış aracı
tercih ettiğimizi belirterek: “Şehirde trafik tıkanmaya mahkum çünkü trafik su
gibi ayrıca ulaşımın amacı trafiği rahatlatmak değil, insanların ulaşımını
sağlamaktır” dedi. Konuşması sırasında engelli insanlara yönelik düzenlemeleri
oldukça yetersiz bulduğunu ifade eden Bülay, “Araç odaklı kent görmek isteyenler
Ankara’yı görmeliler” dedi.
Boğaz geçişi ile ilgili olarak çarpıcı
veriler sunan Bülay, bir otomobilin 80 otobüs yolcusuna denk geldiğini ve bir
otomobilin 5 kat daha fazla yakıt tükettiğini ifade ederek boğaz geçişlerinde
bir şeridin otobüse ayrılmasının kapasite anlamında yeni bir boğaz köprüsüne
tekabül edeceğini belirtti.
Anadolu ve
Avrupa yakasında araç ulaşımını öngören e bitki örtüsünü tahrip eden
yapılaşmaların ısı değişimine olan etkisine dikkat çeken Bülay, 2.köprünün
yapımından sonra İstanbul’da 1 derecelik ısı artışı yaşandığına ve bunun önemli
bir artış olduğuna vurgu yaptı.
Paris, Londra ve New York’ta ‘yeşil
ulaşım’ bağlamında bisiklet ve yaya altyapısına yönelik önemli yatırımların
yapıldığını ifade eden Bülay, otobüsler için uygulanan aynı zamanda taksi ve
bisikletliler ile paylaşılan ‘tercihli yol’ planlamasına dikkat çekti. Bununla
birlikte Türkiye’de Eskişehir’de ki uygulamaların da ‘insan odaklı ulaşım’
bağlamında ümit verici olduğunu aktaran Bülay, EMBARQ’ın uygulamalarını
aktardıktan sonra “Sürdürülebilir dünya bizim seçimlerimizle başlıyor” diyerek
sunumuna son verdi.
Açık hava
organizasyonları ve bisiklet gezileri düzenleyen TAM Organizasyon ve Promosyon
firmasının kurucusu Bisikletliler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Murat
Suyabatmaz ise sunumuna portatif bisikleti dinleyicilere tanıtarak başladı.
Bisikletliler Derneğinin 2008 senesinden bu yana faaliyetlerini sürdürdüğünü
ifade eden Suyabatmaz, tek bir şeyin pek çok şeyi değiştirebileceğini ifade
etti. Bisiklet kullanımına bağlı olarak, çevreyi, sağlığı, hava kalitesini
etkileyebileceğimizi, karbon salınımını azaltabileceğimizi, ulaşımı
pratikleştirebileceğimizi ve sosyalleşebileceğimizi aktaran Suyabatmaz, her
şeyin hayal etmekle başladığını belirtti.
New York, Sydney ve Paris’ten
bisiklet kullanımına yönelik uygulamaları aktaran Suyabatmaz, bisikletin toplu
taşımaya entegre olabilmesinin önemini dile getirerek, “İstanbul’da bisiklet
kullanımını mümkün olmaz diyenlere en iyi örnek Adalardır” diyerek sözlerine son
verdi.
|