4 yıldır kutlamadan çok çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla düzenlenen Dünya Çevre Günü'nün bu yılki teması "Çöller ve Çölleşme''. Sloganı ise "Kurak Alanlar Çölleşmesin". Bu, Türkiye'nin de sorunu olmasına karşın daha çok Tuzla'daki zehirli atık dolu variller ile Sinop'a yapılması düşünülen nükleer santral konuşuldu.
Tuzla'da yasadışı olarak gömülmüş halde bulunan zehirli variller ve nükleer santral kurulması için ilk somut adımların atılması Türkiye'ye hareketli ve tehlikeli günler yaşattı. Tuzla'da varil skandalının ortaya çıktığı sırada oldubittiye getirilen Çevre Yasası, yine yapılan yasal değişikliklerle kıyıların yağmaya açılması gibi sıcak gelişmeler gündemi uzun meşgul etti. Tüm bu gelişmeler nedeniyle Türkiye 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde yine kutlama havasından çok uzakta...
Birleşmiş Milletler'in 1972 yılında aldığı karar doğrultusunda 5 Haziran, Dünya Çevre Günü ilan edildi. 34 yıldır kutlamadan çok çevre sorunlarına dikkat çekmek amacıyla etkinliklerin düzenlendiği 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nün bu yılki ana teması ''Çöller ve Çölleşme'' sloganı da ''Kurak Alanlar Çölleşmesin'' olarak belirlendi. Kuraklık, Türkiye'yi doğrudan tehdit eden bir konu olmasına karşın bu yıl yaşanan gelişmeler gündemi değiştirdi. Yaşanan birçok çevre sorunu içinde Tuzla'da bulunan zehirli atık dolu variller ve Sinop'a yapılması planlanan nükleer santral sorunu ön plana çıktı.
İnsan sağlığına zararlı
Tuzla'nın Orhanlı beldesinde 20 Mart'ta toprağa gömülü halde çok sayıda zehirli atık dolu varil bulundu. TÜBİTAK'ın yaptığı analiz sonuçlarında 15 atık örneğinin 12'sinin zehirli olduğu belirlendi. Araziden alınan atık örneklerinin yaklaşık yüzde 80'inin insan sağlığına zararlı kanserojen madde içermesi, tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdi.
Orhanlı'nın Mescit ve Bingöl mahallelerinde birkaç gün ara ile bulunan atık dolu varillerin bertaraf edilmek üzere İZAYDAŞ'a gönderilmesi işlemine 16 Nisan'da başlandı. 8 gün süren çalışmaların sonunda toprağın altından 640 adet varil çıkarıldı. Zehirli varillerin bertaraf edilmek üzere İZAYDAŞ'a gönderilmesi ayrı bir tartışma yarattı.
Uzmanlar, atıkların yakılması sırasında açığa çıkan dioksin ve furanların bertaraf edilmek istenen kimyasallardan çok daha tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, temiz üretimin önemine işaret ettiler. Olayla ilgili zehirli varillerin sahibi olduğu iddia edilen Unifar firmasının 3 yönetici hakkında ''çevreyi kasten kirletmek'' gerekçesiyle dava açıldı. Bu karardan kısa bir süre sonra firma küçülme kararı alarak işçi çıkarmaya başladı.
Tuzla raporu
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, İstanbul Tabip Odası, Çevre İçin Hekimler Derneği, Tarım Orkam-Sen İstanbul Şubesi'nin uzmanlarından oluşan bir komisyon da bölgede incelemelerde bulunarak bir rapor hazırladı.
Raporda, çevre sağlığı konusunda bütçe ayırmayan hükümet başta olmak üzere vahşi çöp depo alanı oluşturan belediyelerin, tehlikeli atıklarını doğaya veren sanayicilerin, en temel hakkımız olan sağlıklı bir çevrede yaşam hakkımızı elimizden aldığı vurgulandı.
Unutulanlar...
Türkiye'nin tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmeye çalışıldığına dikkat çekilen raporda, Samsun'da karaya vuran ve Sinop'ta depolanan tehlikeli kimyasallar içeren İtalyan varilleri, İskenderun açıklarında batan Krom VI'dan zengin termik santral külü içeren Ulla gemisi, İkitelli'de hurdalığa atılmış olan nükleer atıklar anımsatıldı.
|