İstanbul'da düzenlenen ve iki gün süren ''Küresel İnsani Gelişme
Forumu''na ilişkin deklarasyonda ''Küresel kalkınma gündemini yeniden ele
almanın zamanının geldiği belirtilerek, ''Dünya, sürdürülebilir kalkınma
konusunda yenilenmiş bir taahhüde ve bu taahhüdün uygulanması için güçlü siyasi
liderliğe ihtiyaç duymaktadır'' ifadesi kullanıldı.
Kalkınma Bakanlığı tarafından yayımlanan ve katılımcı ülke yetkililerinin
görüşlerine yer verilen ''Herkes İçin Hakkaniyetli ve Sürdürülebilir Bir
Geleceğe Doğru'' başlıklı deklarasyonda, katılımcı ülkelerin herkes için
hakkaniyetli, insana odaklanan sürdürülebilir kalkınmanın, küresel ilerlemenin
temeli olması gerektiğini kabul ettiği kaydedildi.
Söz konusu ülkelerin sürdürülebilir kalkınmanın üç bileşeni olan sosyal,
ekonomik ve çevresel unsurları içeren ve insanı kalkınmanın odağına koyan yeni
bir vizyona ihtiyaç duyulduğu fikrinde birleştikleri belirtilen deklarasyonda,
''Bu, tamamen uyumlu ve tamamlayıcı sürdürülebilir kalkınma politikalarının
sinerji oluşturacak şekilde bütünleştirilmesini gerektirmektedir'' görüşüne yer
verildi.
Kalkınmanın insanlarla ve insanlar için hakkaniyetli, kapsayıcı ve insan
hakları temelinde olması gerektiğine dikkati çekilen deklarasyonda bu görüşün,
Haziran 2012'de Rio de Janerio'da düzenlenecek Birleşmiş Milletler
Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nda yürütülecek çalışmaların temelini
oluşturması gerektiğine inanıldığı ifade edildi.
''Dünyanın güçlü siyasi liderliğe ihtiyacı var''
Küresel kalkınma gündemini yeniden ele almanın zamanının geldiği belirtilen
deklarasyonda, ''Dünya, sürdürülebilir kalkınma konusunda yenilenmiş bir
taahhüde ve bu taahhüdün uygulanması için güçlü siyasi liderliğe ihtiyaç
duymaktadır'' denildi.
Evrensel değerler ve küresel sosyal adalet üzerine temellendirilen,
hakkaniyetli büyüme ile çevresel sürdürülebilirliği bir araya getiren küresel
bir vizyonun gerekli olduğu vurgulanan deklarasyonda şu ifadeler kullanıldı:
''Ekonomik kalkınmanın çoğu zaman çevresel bozulma ve artan eşitsizliği
beraberinde getirmekte olduğu kabul edilerek, sosyal içerme, sosyal koruma ve
hakkaniyet hususlarına daha fazla önem verilmelidir. BM Genel Sekreterinin
Yüksek Düzeyli Küresel Sürdürülebilirlik Paneli ve UNDP İnsani Gelişme
Raporlarında şekillendirilen bu vizyon, İstanbul'da tarafımızca
tartışılmıştır.
Daha sürdürülebilir ve hakkaniyetli kalkınmanın sağlanması amacıyla günümüz
zorluklarının aşılmasına yönelik yenilikçi çözümlerin finansmanı için ilave
kaynaklara ihtiyaç duyulmaktadır. Resmi kalkınma yardımı önemli bir kaynak
olmaya devam etmektedir ve etkili bir şekilde kullanılmalıdır.
Küresel çevresel ve sosyal sorunların çözümü için küresel sermaye ve yerel
kaynakların harekete geçirilmesinde eşgüdümlü bir yaklaşım gereklidir. Özel
sektör ve sivil toplumu dahil eden yeni ortaklıklar, kaynakları artırabilir ve
günümüz insanları ile gelecek nesiller için daha iyi bir yaşama katkı
sağlayabilir.''
Kadınların önemine dikkat çekildi
Sürdürülebilir kalkınma için kadınların temel hizmetlere erişimlerinin
sağlanmasının önemine de değinilen deklarasyonda, ''Kadınların güçlendirilmesi
ile eğitim, sağlık ve temel hizmetlere erişimlerinin sağlanması ve iş gücüne
katılımları yoluyla fırsatlarının geliştirilmesi elzemdir. Kadınların karar alma
süreçlerine daha geniş katılımlarının teşvik edilmesi sürdürülebilir kalkınma
çabaları için hayatidir'' değerlendirmesinde bulunuldu.
Küresel, bölgesel, ulusal ve yerel düzeyde sürdürülebilir kalkınma için iyi
yönetişim şart olduğu belirtilen deklarasyonda, Birleşmiş Milletler'in kapsamlı
sürdürülebilir kalkınma stratejilerinin oluşturulması ve uygulanması açısından
ulusal kapasitelerin desteklenmesi ve tüm toplumsal aktörlerin sürece dahil
edilmesinin önemi vurgulandı.
Katılımcı ülkelerin ekonomik büyüme ve refah artışının kapsayıcı, insana
yaraşır yeni iş alanları yaratıcı ve yoksulluğu azaltıcı olması gerektiğinin
farkında oldukları ifade edilen deklarasyonda, ''Faydalar toplumun her bireyine
ulaştırılmalıdır. Hak temelli toplumsal anlaşmaların oluşturulması ve sosyal
korumanın çevre boyutunu da içerecek şekilde genişletilmesi yoluyla herkesin
temiz ve güvenli bir çevreye ve düzgün yaşam standartlarına sahip olma hakkının
sağlanması ve savunulması da gerekmektedir'' görüşü savunuldu.
Sürdürülebilir kalkınmanın ölçülmesi
Gelecek nesillerin şimdiki nesillerle en azından aynı kalkınma fırsatlarına
sahip olmasını sağlayabilmek için mevcut üretim ve tüketim şekillerinde
düzenlemelere ihtiyaç duyulduğu ve bu düzenlemelerin yapısal dönüşümleri
gerektireceği kaydedilen deklarasyonda, şu görüşlere yer verildi:
''Ölçümlemenin öneminin ve gücünün de farkındayız. Neyi ölçebilirsek onu
yönetebiliriz. Buna karşılık, ne ölçtüğümüz ne yaptığımızı etkiler. Bu nedenle
sürdürülebilir kalkınmaya doğru ilerlemenin daha kapsamlı bir şekilde ölçülmesi
hayatidir. İnsani gelişmeye dair resmin bütününün yakalanabilmesi için GSYH'nin
ötesine geçen, sürdürülebilir ve hakkaniyetli sonuçları vurgulayan ölçüm
yöntemlerine ihtiyaç duymaktayız.
İlerlemenin ölçülmesi için daha uygun yöntemleri tasarlamak ve kullanmak
amacıyla Birleşmiş Milletler'de ve dünyanın başka yerlerinde yürütülen
çalışmalara ve uygun bir şekilde verilerin toplamasında ülkeler ile toplumlara
daha fazla destek olunmasında ısrarcıyız.''
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un ''Yüksek Düzeyli Küresel
Sürdürülebilirlik Paneli ile Sürdürülebilirlik ve Hakkaniyet üzerine İnsani
Gelişme 2011 Raporu''ndaki tavsiyelerin katılımcı ülkelerce ''memnuniyetle''
karşılandığı belirtilen deklarasyonda, 2015 yılında ''Binyıl Kalkınma
Hedefleri''ni gerçekleştirmeye yönelik ilerlemenin devam ettirilmesinin önemi
vurgulandı.
Deklarasyonda 2015 sonrası için ''Tüm milletlerle ilgili olması açısından
evrensel bir karaktere sahip olan, özellikle en az gelişmiş ülkeler için
yoksulluk ve eşitsizliğin azaltılmasının devam eden önemini de içerecek şekilde
sürdürülebilir kalkınma gündeminin bütününü yansıtan, sürdürülebilir kalkınmanın
üç bileşenini (sosyal, ekonomik ve çevresel) ve bileşenler arasındaki
bağlantıları içeren, ilerlemenin etkili bir şekilde izlenmesini teşvik
edebilecek ve zorluklara karşılık verilebilmesini sağlayacak ölçülebilir
göstergelere dayanan'' yeni bir küresel çerçeve konusunda fikir birliği
oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
Deklarasyonda, ayrıca foruma ev sahipliği yapan Türkiye Hükümeti'ne de
teşekkür edildi.
|