Dünya Bankası, 600 Milyon...
Dünya Bankasından Sağlanan...
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının...
TSKB ile Dünya Bankası’ndan...
Yenilenebilir Enerjide 1 Milyar...
Dünya Bankasından Sanayide...
Dünya Bankasından Yeşil Dönüşüme...
Dünya Bankasından 155 Milyon...
Dünya Bankası Yeşil Dönüşüm...
Dünya Bankası'ndan Türkiye'ye...
Dünya Bankası Türkiye için...
Dünya Bankası Desteğiyle Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi Kuruluyor
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Özhaseki, Dünya Bankası'nın desteğiyle dünyada ilk defa uygulanacak Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi ile yapılacak işlerde, sosyal ve çevresel riskin göz önünde bulundurulacağını bildirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İller Bankasınca (İLBANK) düzenlenen Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi Açılış Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, şehirlerin altyapısının düzenlenmesi, üstyapısının güzelleştirilmesi insanların daha modern, mutlu, refah içerisinde yaşayabileceği bir ortamın sunulması noktasında destekte bulunan İLBANK ile faaliyet zinciri yürüttüklerini belirtti. Bakanlığı son dönemlerdeki önemli konularının 6 Şubat depremleri ve Marmara'da meydana gelebilecek deprem olduğunu ifade eden Özhaseki, şunları paylaştı: "6 Şubat depremlerinin hasarı çok büyük oldu. 680 bin civarında konut, 170 bin civarı iş yeri, depo gibi yerlerin yıkıldığını gördük. Bütün bunları giderebilmek adına neredeyse bir senedir gece gündüz demeden bakanlığımızın her bölümü arı gibi çalışıyor. Köylerimizde 50 bin civarında çelik ev yapıyoruz, şehirlerimizin meydanlarını yapıyoruz. Dünya Bankası ortaklığından gelen kredileri de altyapı hususunda kullanıyoruz. Türkiye'yi yakından tanıyan müttefik olduğumuz ülkelerden insanların o bölgedeki incelemelerinde, 'Birçok Avrupa ülkesi böyle bir depremin altından kalkamazdı, bizim temsil ettiğimiz bazı ülkelerde bu depremin yarısı bile olsa emin olun biz altından kalkamazdık' gibi ifadelere çok rastladık." "Bugüne kadar 2 milyon 250 bin konutu dönüştürdük" Marmara Denizi ve çevresinin önemini vurgulayarak, burada 20 milyondan fazla insanın yaşadığı 7 şehir bulunduğuna işaret eden Özhaseki, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin gayrisafi milli hasılasının yüzde 47'sini o bölge oluşturuyor. Böyle bir bölgede depremin oluşturabileceği zararın en aza düşürülebilmesi amacıyla çalışma yürütüyoruz, gece gündüz demeden uğraşıyoruz. Ümit ediyoruz ki orada olabilecek bir depremden sonra büyük bir hasar oluşmaz. Bizim gibi, kadim şehirlerde o günün standartlarına uygun konut yapmışsanız, bu konutların her birisinin yenilenmesi icap ettiği açık bir gerçekliktir. Depreme dirençli şehirler oluşturmanın tek yolu kentsel dönüşüm. 2012'de yasa çıkardık, bugüne kadar 2 milyon 250 bin konutu değiştirdik, dönüştürdük. Şu an 425 bin civarında konutun da inşaatları devam ediyor; değişecek, dönüşecek. Biz buna devam ettiğimizde İstanbul'umuzu, Marmara Bölgesi'ndeki şehirlerimizi de depreme karşı dirençli hale getiririz diye düşünüyorum." İklim değişikliğine de değinen Özhaseki, BM raporlarına göre 2050 yılına kadar dünyadaki ısı artışının bu hızla devam etmesi durumunda iklim değişikliğindeki olumsuz gidişat nedeniyle 216 milyon insanın yer değiştireceğini, bunun da birçok sıkıntıyı beraberinde getireceğini söyledi. Özhaseki, atmosferi kirleten ülkelerin sorumluluğunun fazla olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti: "Ülke olarak bizim bu noktada çok az sorumluluğumuz olmasına rağmen isteyerek ve bilerek biz bu mücadele içerisinde yer alıyoruz, bundan sonra da yer almaya devam edeceğiz. Ülkemizde yapabileceğimiz ne kadar faaliyet varsa bütün bunları hızla yapmaya devam ediyoruz." "Kamulaştırma yapılırken vatandaşın gönlü, fikirleri alınacak" Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi'yle yeni bir aşamaya gelindiğini söyleyen Özhaseki, şöyle devam etti: "Dünya Bankası ile kurulacak bu ortaklıkta bir partner olarak görülüp, yetkinin verilmesi ve dünyada ilk defa uygulanacak bir sistemin ortaya çıkmış olması da bizim için bir evredir, aşamadır. Önümüzdeki günlerde artık bir iş yapılacağı zaman bu işin sosyal ve çevresel riski mutlaka göz önünde bulundurulacak ve bunun standardı belirlenecek. En azından kamulaştırma yapılırken vatandaşın gönlü, fikirleri alınacak. Projeden etkilenecek olan kurum, kuruluş ve kişilerin görüşleri çok daha dikkatli bir şekilde incelenecek, irdelenecek. Şikayetler varsa bunlar bertaraf edilmeye çalışılacak, bir taraftan da iş güvenliği ön planda tutulacak." "Zamandan tasarruf" Dünya Bankası'nın desteği sayesinde sistemin, bankanın politikası haline geldiğini ifade eden Türk, "Kurulan bu sistemle yatırımların çevresel ve sosyal etkilerini değerlendirme sürecini ortalama bir yıldan 2 aya indireceğiz. Zamandan yapılan bu tasarruf ile yerel yönetimlerimiz kullandıkları dış finansman için operasyonel döneme daha erken geçerek, geri ödeme yükümlülüklerini önemli ölçüde azaltacaklardır." diye konuştu. "Çok büyük bir başarı" Lopez, Türkiye'nin attığı adıma işaret ederek, "Bir ülke, kurum dünyada ilk defa bu uygulamayı hayata geçiriyor. Bakanlığınızın, hükümetinizin liderliğinde yapılmış olan çok büyük bir başarı. Bu sistemi uygulamaya başladığınızda önünüze bazı zorluklar çıkacaktır. Bu alanda zorluk yaşadığınızda bizi arayın, size bu konuda destek olmak istiyoruz. Yaptığınız işi dünyada yaygınlaştırmak için sizin başarınız bize örnek olacak." dedi. Programa, bakan yardımcıları, bakanlık yetkilileri, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, Fransız Kalkınma Ajansı Türkiye Direktörü Tanguy Denieul, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı Türkiye Ofisi Başkanı Daisuke Watanabe ve davetliler katıldı. Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi Çevresel ve Sosyal Yönetim Sistemi, bölge müdürlükleri ile diğer ilgili daire başkanlıklarının çevresel, sosyal etkinliğini de artırarak banka içinde kurulacak sistemle dış finansmanla yürütülen projelerde çevresel ve sosyal risklerin kontrol edilmesi, izlenmesi ve raporlanmasını sağlayacak. Proje hazırlığının verimliliğini ve projelerin uygulanması sırasında çevresel ve sosyal risk yönetiminin etkinliğini artıracak sistem, İLBANK'ın, yatırım faaliyetlerinde genel sürdürülebilirlik yaklaşımını, ana akım haline getirmesine olanak tanıyacak. |