Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Doğan Hasol ile “Mimarlık Denince” Kitabı Üzerine

Doğan Hasol, geçtiğimiz günlerde YEM Yayınları’ndan çıkan “Mimarlık Denince” adlı kitabının içeriğini aktarıyor.

Doğan Hasol ile “Mimarlık Denince” Kitabı Üzerine

“Mimarlık Denince” kitabını yazma fikri nasıl oluştu? Uzun yıllardır biriktirmiş olduğunuz yazılarınız bu kitapta bir araya geldi sanırım. 

Doğan Hasol: Onlardan bazı alıntılar var, ama çoğu yeni yazılar. Bu kitabın yayımlanmasını istememin asıl nedeni, insanların -özellikle aklı başında sandığımız birçok kişinin bile- son zamanlarda, “Türkiye’de mimarlık var mı?”, “Türkiye’de mimar var mı ki?” şeklinde bir sorgulama içine girmeleridir. Türkiye her şeyden önce bir mimarlıklar ülkesidir. Türkiye toprakları, dünyanın en önemli uygarlıklarının beşiği olmuştur; antik kentler, mimarlık eserleri… Dünyanın yedi harikasından ikisi de yine bu topraklarda yer almaktadır. Ülkemiz, mimarlığın anayurdu gibidir âdeta. Bize kalan bu mirası korumak bizim görevimizdir; ayrıca bu eserlerden esinlenmek de çok doğaldır. Özünden esinlenmekten sözediyorum, taklit etmekten değil. “Türkiye’de mimarlık var mı"? diye soranlara, “20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı” kitabımı okumalarını tavsiye ediyorum. Bu kitabı okuduktan sonra Türkiye’de mimarlık olup olmadığına kendileri karar verebilirler.

Günümüzde ne yazık ki, özellikle kamu kesiminde, Osmanlı ya da Selçuklu tarzı yapılara öykünen garip bir mimarlık anlayışının egemen olduğunu görüyoruz. Bu noktada şunu hatırlatmakta yarar var: Her dönem kendi mimarlığını yaratır. Taş döneminin, tarım çağının, endüstri çağının mimarlıkları birbirinden farklıdır. Bugün bilişim çağını yaşıyoruz. Bilişim çağının mimarlığı da, tabii ki ötekilerden farklı olacaktır. Bilişim çağını yaşadığımız bir dönemde, tarım çağı mimarlıklarına özenirseniz burada ciddi bir yanlışlık olduğu ortaya çıkar. Üstelik birtakım ödünç almalarla mimarlık yapılmaz. Mimarlık sanattır; sanatın birinci niteliği ise özgün olmasıdır. Bu nedenle mimarlık özgün eserler yaratmak, içinde yaşadığımız çağın olanaklarından yararlanarak ihtiyaçlarına uygun ürünler vermek zorundadır.

“Mimarlık Denince”de bunları anlatmak istedim. Topluma mimarlığın ne demek olduğunu anlatmanın gerekli olduğunu düşünüyorum. Günümüzde, birçok kimse mimarlıkla mühendisliğin ayrımının dahi farkında değil.

Bir de kitapta, kentsel planlama ve kentsel tasarımın mimarlıkla ilişkisine değinmek istedim. Bu uzmanlık dalları mimarlığın uzantılarıdır. Her ikisi de mimarlık alanına hizmet ederler. İyi mimarlık için kentsel planlama, kentsel tasarım, mimarlık, içmimarlık, peyzaj mimarlığı ya da bunlar gibi başka uzmanlıklar bir arada ortaklaşa çalışmalı.

Bugün, kimi binalar ortaya çıktığında, “silueti bozdu" diye yakınılıyor. Üstelik bunu söyleyenler, yetkililer. Siluetin bozulacağını tespit etmek için binanın ortaya çıkmasını beklemek gerekmez ki… Kentsel Tasarım denen bir dal var. Kentsel Tasarım uzmanlarına danışsanız size o binanın silueti bozacağını önceden söylerler. Şehir de bu hale gelmez. Siluet bozuluyor, suçlanan yine mimarlar oluyor; “Mimarlar buraya, bu gökdelenleri diktiler” deniyor. Şehrin bir belediyesi var. Oradaki alana, gökdelen imar durumu veren de yine belediye. Gökdelen yapma hakkına sahip bir mal sahibini, hangi mimar az katlı bina yapmaya ikna edebilir? Ayrıca gökdelen aforoz edilecek bir şey değil, bir yapı türüdür. Yalnızca doğru yere yapılması gerekir.



Gökdelenleri aforoz etme eğilimimiz, ülkemizde doğru yerde konumlanmadıklarından olsa gerek...

DH: Öyledir… Örneğin, Paris’in merkezine yapılan bir gökdelen vardır: Montparnasse Gökdeleni. O gökdelen yapıldıktan sonra bin kez pişman oldular. Şimdi Parisliler, “Paris’in en güzel göründüğü yer bu binanın tepesidir” derler. Çünkü bu bina görüntüye girmez orada, olay bu. Kısaca, her şeyin doğru çözümü vardır. Sonradan Paris’in dışındaki La Defense bölgesi gökdelenlerle oluştu.

Bir yapı türü olarak gökdelen, endüstri devrimi sonrasında, özellikle Şikago Ekolü döneminde çelik ve betonarmenin ortaya çıkmasıyla yaygınlaşmıştır. Bir parantez açıp söyleyeyim: Modern Mimarlık endüstri çağının mimarlığıdır. Gökdelenler, köyden kente akımla birlikte şehirlerin yoğunlaşmaya başlamasıyla ve yeni malzeme ve teknoloji ile ortaya çıkmıştır. Çelik ve betonarme  yüksek yapı yapabilme olanağı yaratmıştır. Gökdelen yapmak için bunlar da yeterli değildi; çünkü binanın 40. katına yürüyerek çıkamazsınız; asansör lazım. Peki, asansör yeterli mi? Hayır, o da yeterli değil. Bu kez suların pompalanması gerekiyor üst katlara.


Bizim öğrenciliğimizde, “Mimar orkestra şefidir” denirdi. Mimarın o dönemdeki orkestrası; statik mühendisi, tesisat mühendisi ve elektrik mühendisinden oluşuyordu. Mimarlık pratiği günümüzde özellikle uzman kişi ve ekiplerin uyumlu bir birlikteliğine dayanıyor. Mimarın bugünkü orkestrasında, çevre etki değerlendirme, strüktür, ısıtma-soğutma-havalandırma, akustik, aydınlatma, yalıtım, cephe, mutfak-çamaşırhane, yönlendirme, asansör, yapı otomasyonu, can ve yangın güvenliği, şantiye yönetimi vb. konular için pek çok uzmanlıklar devrededir. Mimarın her şeyi bilmesi mümkün değil. Gerektiğinde, tasarım ve uygulama evrelerinde bütün bu uzmanlar ortak kararlar için zaman zaman bir araya gelerek orkestrayı oluşturmalılar. Mimar bu birlikteliğin koordinatörüdür.

Bugün bilişim çağını yaşıyoruz, yani bilgi ve iletişim çağını. Bizim ilk mimarlık yıllarımızda bilgisayar yoktu. İlk başlarda ona “elektronik beyin” sonra da “komputer” deniyordu; en sonunda güzel bir sözcükle “bilgisayar” olarak girdi hayatımıza. Bilgisayarlar, mimarlıkta da başlarda sadece çizim ve tasarım amaçlı kullanılıyordu; bugün artık bilgisayar sayesinde robotik üretim dahi yapılabiliyor. Bu çağın mimarlığı doğal olarak öncekilerden çok farklı olacaktır. Zaten öyle olması gerekir. Bunu doğru yorumlamak gerekiyor. Kitabımın amaçlarından biri de bu süreçleri anlatmak.

TÜMÜNÜ GÖSTERSONRAKİ SAYFA HABERİN DEVAMI:   1  |   2  |   3  |   4
http://www.yapi.com.tr/haberler/dogan-hasol-ile-mimarlik-denince-kitabi-uzerine_172693.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!