Göç, yoksulluk ve işsizlik gibi faktörlerin gecekondulaşmaya ve çarpık
kentleşmeye neden olduğu Diyarbakır’da büyük değişim için
düğmeye basıldı. Hollanda’nın Rotterdam kentinden gelerek bir
süredir Diyarbakır’ın çeşitli mahallelerinde çalışmalar yürüten Berlage
Enstitüsü ve Erasmus Üniversitesi’nden gelen ekip,
Diyarbakır’ın kentsel dönüşümüne destek olmak için hazırlanan Matra
Dönüşüm Projesini anlattı.
Bağlar Belediyesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve Bağlar Belediye
Başkanı Yüksel Baran da katıldı. Berlage Enstitüsü’nden
Vedra Mimica direktörlüğünde yürütülen çalışmalar kapsamında 4
mahalleyi inceleyen Hollandalı uzmanlar, Martino Tatara,
Hellen Geurts ve Alonso Ayab, slaytlarla
Muradiye, Aziziye, Alipaşa ve Lalebey mahallesi çalışmalarının ön sonuçlarını
sundu.
Diyarbakır’a şehrin kentsel dönüşüm sürecine destek olmak için geldiklerini
belirten Berlage direktörü Vedra Mimica, Matra’nın, Hollanda
Dışişleri Bakanlığı’nın AB’ye üye ülkelere destek olmak amacıyla başlattığı bir
proje olduğunu ve Diyarbakır dışında birçok kentte daha yapıldığını söyledi.
Matra Projesi’nin hedef grubunu Diyarbakır’a zorunlu göç ile gelen zor durumdaki
ailelerin oluşturduğunu söyleyen Mimica, bu ailelerin yüzde 40’ının beklentisine
cevap alabilmeyi amaçladıklarını ifade etti. Mimica “Bu projenin hayata geçmesi
için 50 yıl geçmesi gerekiyor gibi gelebilir sizlere ama ben o kadar uzak
görmüyorum. Bu plan 15 yıl içinde olacak. Bunun tam da zamanı. Kentin
vatandaşları bir araya gelip yoksul vatandaşların onurunu korumalı” dedi.
Muradiye ve Aziziye’yi inceleyen Helen Geurts, Muradiye’nin
sorunlarının dar yollar, nemli binalar, güvenlikli olmayan yapılar, güvenlik
sorunu, dayanışmanın bozulması, aile içi şiddet, yoksulluk ve işsizlik olarak
belirlediklerini anlattı. Geutrs, Muradiye için araştırmanın odağı olmamasına
rağmen kendiliğinden son üç ayrıntının ortaya çıktığını ve bunun çok çarpıcı
olduğunu belirtti. Ali Paşa ve Lalebey mahalleleri ile ilgili çalışmayı sunan
Alonso Ayab, buraların da benzer özellikler taşıdığını anlattı. Buradaki evlerin
yüzde 10’unda en az 1 engellinin yaşadığını da tespit ettiklerini belirtti. Sur
içi bölgesinde bir ön çalışma gerçekleştiren Martino Tattara
ise kentin şiddet mağduru olduğunu ifade ederek, kentleşmenin başında zaten
böyle bir şiddetin olduğunu kaydetti. Tattara “Avrupa ülkelerine baktığınızda
büyük dönüşüm süreçlerinin en başlangıcında bir takım ufak aktiviteler, kültürel
süreçler olduğunu düşünüyoruz. Şuanda yaptığımız bu çalışma gibi. Bu sadece
kenti motive etmeye başlayan bir çalışmadır” diye konuştu.
Sunumların ardından bir konuşma yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı
Osman Baydemir, Berlage Enstitüsü ile yürütülen bu çalışmanın
Diyarbakır’ın vizyonu olduğunu söyledi. Baydemir “Amacımız, Sur İçi Bölgesi’ni
soylulaştırmak değildir. Nüfusu oradan taşıyıp, başka yere götürüp, onun elinden
alınan kimliğini, Sur İçi’nden alınan itibarını, Suriçi’nin onurunu tekrar
Suriçi’ne iade etmektir” dedi.
Türkiye yönetimi tarihinde hiçbir yerel yönetimin cesaret edemediği, yanından
bile geçemediği gecekondu ve çarpık kentleşme sorununa neşter vurduklarını
belirten Baydemir, ciddi bir siyasi risk aldıklarını ifade etti. Sur İçi
Bölgesi’ni katleden şeyin sadece savaş olmadığını belirten Baydemir, adına
koruma amaçlı denilen planın asıl katli gerçekleştirdiğini söyleyerek bu planın
altında da mimarların ve üniversitenin imzası olduğuna dikkati
çekti.
|