Taksim’de toplanan kalabalık
beklenmedik bir hızla hareket ediyor, pankartların açılması,
IMF’yi protesto eden birkaç slogan derken eylemcilerin yola
dökülüp trafiği kapatması birkaç saniyeyi geçmiyor, polis duruma geç uyanıyor,
yine de dünyaya karşı oynamak zorunda oldukları “demokrasi münazarası”nı sonuna
kadar devam ettirmeye kararlılar. Kalabalık Kongre Vadisi’ni
kapatan barikata doğru yürüyor; ellerinde el yapımı pankartları, trampetleri ve
kornaları. Sloganları bu tip eylemlerde alışılageldiğinin aksine yaratıcılıktan
uzak ve düz değil. Pabucu yarım IMF’nin hatırını soruyorlar, polisten çay
getirmesini istiyorlar ama her defasında dönüp dolaşıp İstanbul’u direnişe
çağırıyorlar...
Direnistanbul IMF ve Dünya Bankası toplantılarının yapıldığı
ekimin ilk haftasında gerçekleşen protesto eylemleri sırasında sesini en çok
duyuran oluşumlardandı. Aylar öncesinden “İstanbul için isyan
vakti” demeye başladılar. Orta Avrupa’da yaşadıkları kötü tecrübelerden
sonra İstanbul’u rahat rahat toplanıp dünyanın geri kalanının kaderini
çizebilecekleri bir yer olarak görenlere burada da kendilerini istemeyenler
olduklarını hatırlattılar. Eylemden sonra Direnistanbul üyeleriyle bir araya
geldiğimizde lafı birbirlerinden kaparak anlatmaya başladılar.
Atalay’a göre Direnistanbul’un ses getirmesinin sebeplerinden
biri heterojen yapısı. Eşcinsellerden, anti-militaristlere kadar çok geniş bir
yelpazesi olan oluşum birçok yerel hak temelli örgütle de iletişim halinde
faaliyetlerini yürütüyor. Elbette üyelerin Lambda, Biz
Erkek Değiliz, Sosyalist Ve Komünist Kolektif gibi
birçok farklı oluşumdan edindikleri tecrübeleri, arkadaşlıkları ve
anti-otoriterlik, anti-kapitalizm gibi benzer hayat görüşleri var.
Ancak toplumsal hareketlerin “ideolojik temelli yapılardan farklı
olarak” ortak dertleri olan insanlara ulaşıp doğrudan müdahale
edilebilen çözümler üretmekten geçtiğini biliyorlar. Bu yüzden herhangi bir
ideoloji gözetmeden kentte benzer dertleri olan birçok yerel direniş örgütüyle
temasa geçmişler. Tabii ki bu müdahaleden anlamamız gereken kendini sorunun
öznesi haline getirmek değil, sorun hakkında paylaşımcı bir zemin oluşturmak.
Kürşat, farklı alanlardaki çalışma gruplarını birlikte mücadele
etme noktasına getirmek için gösterdikleri çabayı anlatıyor:
“Burada farklı mücadele gruplarından gelen insanların tecrübelerini aynı yere
aktarmasından gelen bir çeşitlilik ve ilkesel ortaklıklar var. Bu yaklaşım
Direnistanbul’un IMF ve Dünya Bankası’na meselenin yol açtığı yıkım ve
mağduriyetler üzerinden bakmasına yol açtı. Bu küresel kapitalizme karşı
çıkmakla sınırlı kalacak bir şey değil. Petrol bazlı yakıtlardan genetiği
değiştirilmiş tohumlara, tarım politikalarının çiftçiyi yok etmesi, ekolojik
dengenin bozulması, yaşam alanlarının polis baskısına alınması gibi sonuçlar
eylemlerdeki tematik çeşitliliği ortaya çıkardı.”
|