EM ve E5 otoyolları tarafından bölünen, yüzlerce bacadan tüten duman altında kalmış bir belde Dilovası... Geniz yakan havası, bakır kızılı akan deresiyle bir ölüm ovası.
Kocaeli Dilovası'ndaki hava kirliliği ve fabrika atıklarının oluşturduğu kirlilik, hergün biraz daha artarak devam ediyor. Dumandan nefes almanın zorlaştığı Dilovası'nda büyüyen nesil, gelecekte kendilerini bekleyen hastalıklardan habersiz yaşamlarını sürdürüyor.
Yoksulluğun gölgesindeki Dilovası halkının yüzünde keder ve korloı var. İnsanların çoğu rahatsız ve artan kanser vakalarından dolayı tedirgin. Yıllardır bu konuyla mücadele eden Dilovası Çevre Koruma Derneği yöneticileri ise sorunun çözümün sanayicide olduğunu söylüyor. Sanayici karşında zaman zaman çaresiz kaldıklarını anlatan üyeler, devletin sanayiciyi bu denli pervasız korumasından sıkılmış durumda.
Bundan daha kötüsüyse mevcut durumun Dilovası'nın kaderi haline gelmiş gibi görünmesi. Çevrenin nerdeyse tamamen yok olduğu bu kasabanın insanlarının aradığı çıkış yolu, ne yazık ki kederden ve hüzünden başka bir sonuca varamıyor. Kendi yaptıklarını ise sadece kirli suya atılmış bir temiz damla olarak niteleyen Çevre Koruma Derneği üyeleri, bunu her koşulda yapmaya devam edeceklerini vurgulamaktan geri kalmıyor.
'Kimse birşey yapamıyor'
Derelerinde farelerin dolaştığı, sularının kirli aktığı, havasından zehir solunan Dilovası için ne yerel yöneticiler, ne siyasi partiler ne de medya, bir şey yapamıyor. Çocukların yüzüne dahi yansıyan bu korloı ve umutsuzluktan hızla uzaklaşıp, herşeyi unutmalı mı, yoksa nereye kadar kaçabileceğimizi bir kez daha düşünmeli mi? İstanbul'a 100 km uzaklıktaki bu kasabada yaşanan çevre felaketinin birinci elden sorumlusu olan bir fabrika müdürünün üşenmeden kapıya kadar gelip 'Neden fotoğraf çekiyorsun, neden haber yapıyorsun, Dilovası'nda fotoğraf çekmek için izin aldın mı?' şeklindeki sorusuysa bu renk değiştirmiş pislik akan nehirlerin bu noktaya kadar gelmesinde kimin rolü olduğunu bir kaz daha gözler önüne seriyor.
'Beldede iyi bir planlama şart'
Dilovası Belediye Başkanı Musa Kahraman da sanayinin ülke ekonomisine katkısını inkâr etmediklerini, ancak çevresel konularda daha duyarlı olunmasını beklediklerini kaydetti. Beldenin, Marmara Bölgesi'nin en çok göç alan, sanayicinin en çok aktarıldığı yer olduğunu ve bu durumun doğal olarak birçok problemi beraberinde getirdiğini ifade eden Kahraman, şunları söyledi: "Gebze'de oturmak göç edenlere cazip geliyor. 'Dilovası, hazine arazisi çok olan bir yer' diyerek buraya geliyorlar. Burada daha önce sosyal alanlar, iskân alanları ve kamu kurum kuruluşlarının yerleşimi için bir proje yapılmamış, yapılamazdı da. Zira buralar hazine arazisi. Göreve geldiğimizde sıkıntı ve keşmekeşlik çok fazlaydı.
Hava kirliliği ve diğer olumsuzluklar vardı. Bir taraftan beldedeki 170 sanayiciye, 'çevrede kirlilik oluşturuyorsunuz' derken, diğer taraftan işsiz vatandaşların istihdamını isteyeceksiniz. İyi bir planlama gerektiği için işe koyulduk. Sayın Ayar ve diğer komisyon üyeleri beldeye gelerek incelemeler yaptılar. Rapor oluşturup, TBMM'ye verdiler. Bu raporun bir an önce görüşülmesini istiyoruz. Raporun kabulü halinde organize sanayi sınırları içerisindeki mahalleler uygun olan bir yere taşınacak. Ancak orada da 2B alanı önümüze çıkıyor. Dolayısıyla orman vasfını yitiren bu yerlerin imara açılması gerekli. Kaldı ki buralarda vatandaş yaşıyor ve yerel idareler tarafından da onlara hizmetler zaten veriliyor.'
|