Timur Gayrimenkul, altyapı sektöründe faaliyet gösteren ve
son 10 yılda 6 Milyar € toplam fon yöneten Berlin merkezli DIK (Deutsche
Infrastruktur Kapital) ile ortaklık kurdu. Timur Gayrimenkul'ün ve
DIK'in yarı yarıya ortak olduğu DIK Türkiye, DIK Türkiye
Yönetim Kurulu Üyesi ve Timur Gayrimenkul Genel Müdürü Erden
Timur, DIK Kurumsal Finans ve İş Geliştirmeden Sorumlu Yönetim Kurulu
Üyesi Selim Kuzu ve DIK Global Pazar Araştırmaları Direktörü
John B. Marshall’ın katılımıyla Çırağan Sarayı’nda basına
tanıtıldı.
5 yıl içinde 2 milyar Euro'luk yatırım
Timur Gayrimenkul Genel Müdürü Erden Timur, yeni ortaklığın
Türk gayrimenkul sektörü için büyük önem taşıdığını ve hayata geçirecekleri
gayrimenkul projelerine 5 yılda 2 milyar Euro yatıracaklarını açıkladı. Sektör
için 2 milyar Euro’nun çok önemli bir yatırım olduğuna dikkat çeken Erden Timur,
DIK’ın altyapı alanında proje geliştirme ve gerçekleştirmede uzun yıllara
dayanan uzmanlığına vurgu yaparak, “Timur Gayrimenkul olarak bu önemli fonun
aktarılacağı projeleri hayata geçirme ve başarıyla sonuçlandırma sorumluluğunu
taşıyoruz” dedi.
Timur, DIK Türkiye ile konut, ofis ve bu projeler kapsamında perakende satış
alanları ve otopark yatırımları gerçekleştireceklerini belirterek, şöyle devam
etti:
“Türk gayrimenkul sektöründen farklı olarak bu yeni ortaklıkla projelerimizi
şirketimizin fonları ile finanse etmemiz ciddi anlamda zaman ve maliyet avantajı
sağlıyor olacak ve bu avantaj da hem proje şirketi hem de yatırımcıya yansıyacak
ve bu ortaklıkla birlikte projenin %65’lik kısmını şirketimiz kendi fonlarıyla
üstleniyor olacak”.
"Öz sermayemizle Türkiye pazarındayız"
DIK Kurumsal Finans ve İş Geliştirmeden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi
Selim Kuzu da, altyapı sektöründe dünyadaki dört şirketten biri
olduklarını belirterek, teknik alt yapı, deniz altyapısı ve gayrimenkul
geliştirme alanında 25 yıla dayanan tecrübelerinin olduğunun altını çizdi. Kuzu,
“Dünyada ciddi anlamda alt yapı projeleri yapıyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde
büyük ölçekte sermaye piyasalarından bağımsız gelişen reel ekonomi projelerine
yatırım yapıyoruz. Gayrimenkul geliştirme alanında her zaman çok dikkatli ve
özenle çalışıyoruz. Ancak, Türk gayrimenkul piyasasının geleceği olduğuna
yürekten inanıyoruz. Bu inanç doğrultusunda, Timur Gayrimenkul ile kurduğumuz
ortaklığın da gücüyle Türkiye’de gayrimenkul alanında ilerlemeyi hedefliyoruz”
dedi.
Türkiye pazarına girmeden önce çok ciddi araştırmalar yaptıklarını belirten
Selim Kuzu, lokal durumdan çevre analizine, sanayinin durumundan çalışan ve
yaşayan insanların durumuna kadar tüm bu süreçleri analiz ettiklerinin altını
çizdi. Kuzu, fonlama sisteminin arkasında çok kapsamlı bir ekip çalışması
olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: Öz sermayemizle projelere giriyoruz;
kâra da zarara da ortak oluyoruz. Bu da Türk gayrimenkul sektörünün ve
Türkiye’nin geleceğine olan inancımızın en önemli göstergesidir".
Kuzu, 2 yıl süren derin araştırmalar ve gözlemler sonunda Timur Gayrimenkul
ile ortak olmaya karar verdiklerini ve Timur’un ‘projelere müteahhit gibi değil,
tasarımcı gibi yaklaşması’, ‘insanların ihtiyaç ve beklentilerini ön planda
tutması’, ‘dünya standartlarında çözümler sunması’ ve ‘yatırımlarını çoğunlukla
öz sermaye ile yapıyor olmaları’ ortaklık kararındaki en önemli etkenler
olduğunu vurguladı. Kuzu aynı zamanda üç yıldır Türkiye’de deniz altyapısı
konusunda yatırım yaptıklarını, Tuzla’da hala inşaatı süren Türkiye’nin 4000 mil
çevresindeki tek bakım onarım tersanesinin Avrupa ve Asya’nın en büyük bakım
onarım tersanesi olacağını belirtti.
"Türkiye, modern ekonomik gelişiminin ikinci aşamasına
geçmiştir"
Daha sonra söz alan DIK Global Pazar Araştırmaları Direktörü John B.
Marshall ise, tüm ülkelerde olduğu gibi Türkiye pazarına girmeden önce
2 yıl süren ve 10 Milyon €’yu bulan bir araştırma yaptıklarını belirtti. Türkiye
pazarının güçlü ve dinamik bir pazar olduğunu söyleyen Marshall şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Değerlendirme sistemimiz, analiz ettiğimiz ülkelerde en çok gelecek ve kar
vaad eden sektörleri güvenli bir şekilde ve erkenden tespit etmemizi ve bundan
hareketle getirisi yüksek olan projeleri bulup geliştirmemizi sağlamaktadır.
2002 yılından beri Türkiye’yi yatırım ülkesi olarak gözlemlemekteyiz. DIK olarak
önümüzdeki on yıl ülkenin modern ekonomik gelişiminin ikinci aşaması olacağı
öngörüsünü taşıyoruz".
Marshall, DIK’nın yatırım yapmayı tercih ettiği ülkelerin başında önümüzdeki
on yılda en yüksek getirili ve en sürdürülebilir projelerin beklendiği
gelişmekte olan ülkeler olduğunu söyledi. Avrupa genelinde ilk etapta yatırım
yapılacak ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Marshall, bunun bir nedeninin de
yapılan araştırmalara göre geniş tabanlı artan refaha paralel olarak Türk
Gayrimenkul Sektörü’nde kalite beklentisinin artacak olması olduğunu söyledi.
John B. Marshall, sözlerine yaptıkları aştırmaların 2015 öngörülerine dayanan
spesifik sonuçlarını paylaşarak devam etti; “İstanbul nüfusunun 2015 yılında
14.59 milyon, hane halkı sayısının da 4.09 milyon olması öngörülmektedir.
Hane halkı sayısının 1,6 milyonu konut talebi yaratacak gelir gücüne sahip
olacaktır. 2015 yılında oluşacak 2.186.598 adet konut ihtiyacının 1.179.788’i
hane halkı artışı, 173.250’ü yenileme, 183.560 deprem, 650.000’iyse kentsel
dönüşüm kaynaklıdır. Bu bağlamda doğacak 2.600.000 konut talebinin yüzde 48’si
yeni ihtiyaç, yüzde 46’sı yenileme kaynaklı, yüzde 6’ıysa yatırım amaçlı
olacaktır. Yine bu konut talebinin yüzde 5’i A grubu lüks konutlara, yüzde
66’sı B grubu standart ve nitelikli konutlara, yüzde 29’uysa C grubu sosyal
konutlara yönelik olacaktır. Bahsi geçen bu 2,6 milyon adet yeni konut için 400
km2 yeni araziye ihtiyaç duyulacak ve bu talebi karşılayacak konut arzının %74’ü
piyasa, %26’sı kamu tarafından üretileceğini ön görüyoruz. Diğer taraftan, 2015
yılında konut kredilerinin GSMH’nın %15’ine, Banka Aktiflerinin %12’sine
çıkması öngörülmekte, 100.000 TL büyüklüğünde 1 milyon adet kredi
kullandırılması beklenmektedir”.
Marshall, “Grubumuzca gayrimenkul ve emlak, bir yatırım sahası olarak ön
planda görülmemektedir. Biz, kullanıcılar için yeni, modern ve çevresinin
gelişmesine de katkıda bulunacak yaşam sahaları sağlamak isteriz” dedi.
|