illiyet'in "İşte devletin giremediği site" manşetiyle duyurduğu haberin gelişmelerini izlemiş olmalısınız. Beykoz'da ormanı betonlaştıran katliam karşısında Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, "silahlı adamların memurları siteye sokmadığını" söylüyor.
Peki, bu işler hangi güce, hangi nüfuza dayanılarak yapılabiliyor?
Örneğin, Bursa'daki Amerikan Cargill fabrikası akla geliyor. Tarım arazisine yasaya aykırı olarak yapılan fabrikanın kapatılmasına mahkeme karar veriyor. ABD Başkanı Bush, Başbakan Erdoğan üzerinde nüfuzunu kullanarak, fabrikanın çalışmasını sağlayacak yasal düzenlemenin yapılmasını istiyor. Ve yasa değiştiriliyor.
Manevi değerlere önem verildiğinin söylendiği bir dönemde yağma kültürü olabildiğine yayılıyor.
Orman... Tarım arazisi... Ve sonra kamu malı deniz geliyor insanın aklına.
Tam 124 yıllık geçmişi olan Büyük Kulüp, Caddebostan sahilinde kamu malı denizin üzerinde bir alanı kapatarak beton tesis kuruyor. Çevre sakinlerinin itirazı üzerine, İstanbul Liman Başkanlığı bunun izinsiz yapıldığını saptıyor; Büyükşehir Belediyesi, buranın "Kadıköy Belediyesi tarafından 14 Ağustos 2006'da yıkımının yapılacağını" bildiriyor.
Okurumuz Murat Akdağ'ın kulakları çınlasın, aradan 107 gün geçti, ne hukuk işledi ne yasa.
Bakın hele, o tarihi Büyük Kulüp bugünkü yöneticilerinin elinde ne durumlara düştü.
Bu konuda 30 Ağustos'ta yayımlanan yazımız üzerine, Büyük Kulüp Başkanı Duran Akbulut gönderdiği yazının girişinde, 6 bin üyeli kulübün seçkin (bir kısmı da herhalde nüfuzlu) üyelerinin adlarını vermeden meslek dökümünü yapıyor. Üyeler arasında müsteşar, genel müdür, vali, Yargıtay, Sayıştay üyeleri, hâkim ve savcılar, başbakanlık ve bakanlık yapmış eski ve yeni parlamenterler, "eski ve yeni" genelkurmay başkanları, kuvvet kumandanları, korgeneral ve koramiraller yer alıyor.
Akbulut'un yazısı 30 Ağustos'tan sonra yazıldığına ve "eski ve yeni genelkurmay başkanları" denildiğine göre, Orgeneral Yaşar Büyükanıt'tan bu konuda açıklama isteme hakkımız doğuyor. Çünkü, duyarlılığını bildiğimiz Büyükanıt'ın, Büyük Kulüp yönetiminin bu "icraatı" karşısındaki tavrını merak ediyoruz.
|