Kastamonu Loç Vadisi köylülerinin vadideki
hidroelektrik santral (HES) inşaatine karşı 8 Aralık'tan beri
sürdürdükleri oturma eylemi tüm yaşam savunucularını İstanbul
Beyoğlu'nda bir araya getiriyor. İlk günden itibaren Loçlular'la
birlikte nöbette olan Karadeniz İsyandadır Platformu'ndan
Deniz Erbak, Orya Enerji'nin Cide'ye bağlı vadide yapmakta
olduğu HES'e karşı direnişi bianet'e anlattı:
"Öncesinde köyde iş makinelerinin önüne atlamıştık. Özel güvenlikler darp
etti, jandarma amca ve teyzelerimizi gözaltına aldı. Çalışanların tehdidi söz
konusuydu. Tüm baskılara rağmen sadece yaşamlarına sahip çıkmak isteyenler
olarak direnişimiz sürüyor."
"HES'ler okullarda yenilenebilir enerji, gerçekte gasp ve
talan"
Erbak, HES'lerin okullarda "yenilenebilir enerji" olarak anlatıldığı ama
bunun gerçekliği olmadığına dikkat çekiyor:
"Sırf Loç'ta değil, birçok Karadeniz köyü, Munzur, Hasankeyf, Hakkari'de, her
yerde gasp ve talan projeleri var. Direnişlerimiz şirketlerin başındaki
kapitalistlerin hoşuna gitmiyor."
"Mezopotamya ve Karadeniz'de yaşayan ve devlet tarafından ayrıştırılmak
istenen halklar, bugün HES'lere karşı omuz omuza mücadele ediyor; ayrıştırma
politikasını hiçe sayıyor. Direniş süreci bir dönüşüm oldu."
"Borçka'da on binler göç etti, yeni nesil dili
konuşamayacak"
"Projelerle farklı politikalar uygulanmak isteniyor: Devlet farklı kültürleri
yok edip, kendi kapitalist ve devletçi kültürünü zorla kabul ettirmek istiyor.
Örneğin Artvin Borçka'da yapılan baraj yüzünden on binlerce köylü göç etmek
zorunda bırakıldı."
"Köyler su altında kaldı, kültürler yok edildi. Orada yaşayan Gürcüler büyük
şehirlere göç etmek zorunda kaldığından, belki bir sonraki nesil dillerini
konuşamayacak. Bu Lazlar, Kürtler, Zazalar, Ermeniler için, herkes için benzer
işliyor."
Tekel işçisi Ballıoğlu: Birleşik mücadeleyle aşabiliriz
Bir tanıdığı vasıtasıyla haberdar olduğu direnişe bilgi almak için gelen ve
iki gündür köylülerle eylemde olan Tekel işçisi Ercan Ballıoğlu
da "Bazı şeyleri artık birleşik mücadeleyle aşabileceğiz; 4-C, taşeronlaştırma,
güvencesizleştirme, doğanın katledilmesi..." diyor.
"HES'ler Antep'te, Adıyaman'da da bazı yerleri sular altında bıraktı, Halfeti
yok oldu. Oradaki arkadaşlarımız mücadelelerinde tek kaldıkları için belki
seslerini duyuramadılar ama bundan sonra kamuoyuna daha çok mal olduğundan daha
başarılı olacak" diyen Ballıoğlu, ekliyor:
"Sendikalarla, odalarla görüştükçe burayı duyuracağım. İçinde bulunduğum
platformların Kentsel Dönüşüm ile ilgili projeleri var; bunlara karşı yeni
eylemlerle bir muhalefet oluşturmaya çalışacağız. Kentsel Dönüşüm her
tarafı bir rant haline çevirme politikası, HES'ler de aynı şekilde bir
politika."
|