Geleceğin Binaları Beton Yerine...
Modern Zamanların Nuh'un Gemisi...
Rusya’nın Kuril Bölgesinde...
Ege Denizi'nde 4,1 Büyüklüğünde Deprem
Akdeniz'de 4,4 Büyüklüğünde Deprem
Kars'ta 4.0 Büyüklüğünde Deprem
Bağcılar’da 7 Büyüklüğünde...
NASA'dan Göktaşı Açıklaması
Malatya ve Elazığ, Peş Peşe Sallandı
“Deprem Güvenceli Bir Türkiye...
Depremleri Araştıran “Paleosismoloji...
THBB Elâzığ Depremi İnceleme...
Manisa’nın 2 Bin Yıllık Deprem Gerçeği
İran'daki Deprem Van'ı Etkiledi
Prof. Dr. Naci Görür Manisa...
Karayip Denizi'nde 7,7 Büyüklüğünde...
İran'da Nükleer Tesis Yakınlarında...
Mora Yarımadası'nda 6,1 Büyüklüğünde...
Balkanlar’da Şiddetli Deprem
Depremlerin Ağırlık Merkezi “Pasifik Ateş Çemberi”
Dünyadaki depremlerin yüzde 90'dan fazlası "Pasifik Ateş Çemberi" adı verilen kuşakta gerçekleşiyor.
Dünyadaki tüm depremlerin yüzde 90'ı, büyük depremlerin ise yaklaşık yüzde 80'i "ateş çemberi" olarak adlandırılan Pasifik Deprem Kuşağında meydana geliyor. Tektonik depremler, deprem çeşitleri arasında dünya üzerinde gerçekleşen sarsıntıların tamamına yakınını oluşturuyor. Mart ayının ilk haftası, deprem bilincinin oluşturulması ve bu felakete karşı hazırlıklı olunması amacıyla Türkiye'de çeşitli etkinliklerle "Deprem Haftası" olarak kutlanıyor. Depremler, oluşumlarına göre tektonik, volkanik ve çöküntü olmak üzere toplam üç kategoriye ayrılırken, tektonik sarsıntılar, şiddet ve büyüklük bakımından en yıkıcı deprem çeşidi olarak öne çıkıyor. Yer kabuğunda fay adı verilen kırıklarda meydana gelen hareketler, dünya genelinde gerçekleşen depremlerin tamamına yakınını oluşturuyor. Yer kabuğundaki kırılmalar nedeniyle ani ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsması yoluyla meydana gelen depremler, yer kabuğunu oluşturan yaklaşık bir düzine irili ufaklı levha sınırında oluşuyor. Dünyadaki en yoğun tektonik deprem kuşağını, büyük depremlerin yaklaşık yüzde 80’inin meydana geldiği Pasifik Deprem Kuşağı oluşturuyor. Şili'den Yeni Zelanda'ya kadar uzanıyor Yaklaşık 40 bin kilometre uzunluğundaki kuşak, Şili'den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleut Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’ya kadar uzanıyor. İkinci büyük deprem kuşağı, Endonezya’dan başlayarak Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlas Okyanusu’na kadar uzanıyor ve Alp-Himalaya Deprem Kuşağı adıyla biliniyor. Türkiye’nin büyük bir bölümü bu deprem kuşağında yer alıyor. Küresel Deprem Tehlikesi Değerlendirme Programı'nın (GSHAP) deprem haritasına göre, Asya ve Amerika yeryüzündeki tüm depremlerin yüzde 90'ına yakınının meydana geldiği Pasifik Ateş Çemberi'nde yer alıyor. Kuzey Amerika ABD’nin Sierra sıradağlarının güneyinde, Meksika'daki aktif deprem bölgesi Puerto Vallarta kenti yakınından Guatemala sınırındaki Pasifik kıyılarına kadar uzanıyor. Kokos ve Karayip levhaları sınırı, Orta Amerika'nın batı sahillerinin çoğu sismik açıdan aktif durumda. Kıtadaki diğer bir faaliyet bölgesi de Jamaika'dan Güneydoğu Küba'ya ve Haiti ile Dominik Cumhuriyeti arasında bir yay (Karayip Levhası) oluşturuyor. Dünyada kaydedilen en güçlü 10 depremden 4'ü Güney Amerika'da meydana geldi. Güney Amerika ve Asya Asya’daki deprem faaliyetleri, en yoğun olarak Endonezya takımadalarının etrafını saran Avustralya levhası ve üç kıtasal levhanın arasında uzanan Japonya’da görülüyor. Dünyadaki volkanik aktivitelerin yaklaşık yüzde 10’unun meydana geldiği bu bölgede bulunan Endonezya, Fiji ve Tonga adaları gibi ülkelerde her yıl çok sayıda deprem kaydediliyor. Dünyanın büyük deprem bölgelerinden bir diğeri olan Orta Asya’daki fay hareketliliği, Karadeniz'in doğu kıyılarından güneye doğru İran ve Pakistan'a, Hazar Denizi'nin güney kıyıları boyunca uzanan bir alanda gerçekleşiyor. Avrupa ve Afrika Afrika, yaşlı bir kütle olduğu için diğer kıtalara kıyasla çok daha az deprem bölgesine sahip. Deprem faaliyetleri, Sahra'da, kıtanın orta kesiminde kaydediliyor. Bununla birlikte, Doğu Akdeniz kıyıları, özellikle Arap levhasının Avrasya ve Afrika levhaları ile sınır oluşturduğu Lübnan, en aktif bölgeler olarak öne çıkıyor. Afrika Boynuzu (Aden Körfezi çevresi) yakınındaki bölge de kıtadaki bir başka aktif alanı oluşturuyor. Avustralya, Yeni Zelanda ve Antarktika Diğer altı kıta ile karşılaştırıldığında, Antarktika sismik hareketin en az olduğu kıta konumunda bulunuyor. Bunun nedeni, kıtadaki kara kütlelerinin çok azının, kıta levhaları ile sınır oluşturması veya yakınında yer alması olarak dikkati çekiyor. Güney Amerika'daki, Antarktik (Güney Kutbu) levhasının Skotya levhasıyla karşılaştığı Tierra del Fuego civarındaki bölge, bu durumun tek istisnası durumunda bulunuyor. |