BR> 1 MİLİMLİK BİR
MALZEME
-Bulduğunuz metot nedir?
Karbon
lifli polimer uygulaması. 1 milimlik bir malzeme ama çelikten 4-5 kat hafif,
üstelik 7-8 kat daha sağlam. Özellikle havacılık ve savunma sanayinde çok sık
kullanılıyor. Mesela kalkan olarak uçak kanatlarında kullanılıyor ve vurma
dayanımı çok yüksek. Biz de bunların çekme mukavemeti ve inceliğinden
faydalanıyoruz.
Bu aslında dünyada uygulanıyor ama biz uygulama
yöntemini değiştirdik.
- Ne yaptınız?
Normalde
Türkiye'de tuğlaları dizerek harçla birleştirip dolgu duvar yapıyoruz ve bunu
odaları birbirinden ayıran iç duvarlar olarak kullanıyoruz. İşte bu dolgu
duvarlar tehlike arz ediyor. Deprem sırasında ezilince patlayıp gidiyor ve
insanların üzerine devrilip öldürüyor. Bu olay ayrıca binanın toptan
göçmesini tetikleyen bir olay. Bina çökmese bile duvarın düzlem dışı
devrilmesiyle bile depremde çok can kaybı oluyor.
Biz bu lifli polimeri
kullanarak dolgu duvarları nasıl bir arada tutarızın cevabını araştırdık. Ve
mümkünse nasıl bunları güçlendirip tüm binayı ayakta tutabiliriz? Benim iç
duvarları depremde kaybetmemem lazım. İşte burada çaprazlama yöntemini bulduk.
İÇ DUVARLARIN ÇÖKMESİNİ ENGELLİYORUZ
-
İşlemi nasıl yapıyorsunuz?
Bütün işlem dolgu duvarlar üzerinde
yapılıyor. Amaç, tuğla duvarı sanki bir beton duvara çevirmek. Karbon lifli
polimer çok ince bir malzeme. Kumaş şeklinde ve makas ile bile kesilebilir bir
malzeme. Uygulama sonrasında da levha gibi katılaşıyor.
Toros köylüleri
'arap bacağı' derler, bir çit çatarsınız, aralara da çapraz atarsanız o çiti
ittirdiğinizde fazla gitmez, sadece biraz kaykılır. İşte biz tuğla duvar üzerine
karbon fiber elemanlarını çapraz olarak yerleştiriyoruz. Çekmede çok güçlü
olduğu için depremde ileri geri hareket etmesini engelliyor. Karbon fiberi
yapıştırdığınız duvarlar aynı bir gergi gibi deprem sırasında binayı çekerek
yerinde tutuyor.
İç duvarlar mimari bir elemandır ama biz biliriz
ki bu duvar sisteme deprem sırasında başlangıçta yardım eder. Ancak sistemin
ileri geri sarsılması ile koz helva gibi eziliyor ve patlayarak çöküyor,
insanları öldürebiliyor. Burada sistemin ileri geri oynamasını azaltmak, yani
katılığını artırmak lazım. İşte karbon lifli polimerlerle güçlendirilen iç
duvarlar bunu sağlıyor. İç duvarların çökmesini engelliyoruz ve sistem bir kutu
gibi davranıyor deprem anında, lambur lumbur hareketi engelliyor.
Sonuçta binanız hasar görebiliyor ama katların göçmesi kesinlikle
engellenebiliyor. Her ne kadar mal canın yongasıysa da temel felsefe hayatta
kalmak... Göçerek ölüme neden olabilecek yüzbinlerce yapının depremde
hasar görmesini kabul etmek durumundayız, ama yeter ki bu binalarda oturan
insanlar malıyla mülküyle hiç bir şey yapılmazsa göçecek olan bu binalardan
sapasağlam çıkabilsin.
- Nasıl monte
ediliyor?
Dübellerle betonarme elemanlara bağlıyorsunuz. Bütün
işlem sırasında bir boya-badana işindeki rahatsızlık kadar bir rahatsızlık
veriliyor kullanıcıya.
Tüm ihtiyacınız bir top kumaş karbon fiber, bir
makas, bir fırça, bir epoksi (kuvvetli yapıştırıcı) ve bir el matkabı. Bu kadar
basit... Elbette bütün bu işler işinin ehli teknik elemanlarca
yapılmalı.
- Dışarıdan belli oluyor mu?
Dışarıdan
sıva ile kapatılabiliyor. Çünkü bu sadece 1 milim kalınlığında bir malzeme.
Gömlek kumaşı gibi.
TÜRKİYE İFLAS BAYRAĞINI
ÇEKER
- Peki, depremde binalar çökmedi ama hasar gördü.
Ben bir daha bu binada oturamayacak mıyım?
Bu bir tercih
meselesi. Sadece İstanbul'da bir depremde yıkılacak 100 binden fazla bina var.
Siz bu kadar yapıya elinizdeki imkanlarla belirli derecede müdahale
edebilirsiniz. Ben size en düşük eşik olan göçmenin engellenmesini garanti
edebilirim ama sizin paranız vardır, 'ben sıfır hasar istiyorum' derseniz bu
hizmeti de alırsınız. Burada bizim yaklaşımımız toplumsal bir güvenliğin
sağlanması. Elinizdeki kısıtlı kaynakları en rasyonel şekilde kullanıp toplumun
en az zarar görmesini sağlamak.
- Anladım. Özetle siz bu
yapılardaki insanların hayatta kalmasını sağlıyorsunuz...
Aynen
öyle işte. Korkulan İstanbul depremine hazırlıksız yakalanacak olursak iflas
bayrağını çekeriz, ekonomik olarak hayatta kalmamız mümkün değil, bunu
kaldıracak gücümüz yok.
Ortada toplumsal bir problem var ve siz buna
global bir çözüm üretmek zorundasınız, bireysel çabalarla olmaz. Bizim
ürettiğimiz yöntem toplumsal müdahale yöntemi. Asgari güvenliği sağlayacak,
evinizin göçmesini önleyecek, ekonomik olacak, uygulanabilir
olacak.
Şimdi bakın, şu yöntemle göçmeyi engellerim ama yakın bir fiyata
hiç hasar görmeyecek bina da yapabilirim. Fakat ikincisinde 6 ay binanı
boşaltmam lazım. Hangi yöntemi seçersiniz? İnsanlar ilkini seçecektir çünkü 6 ay
gidecek yeri yok. Yüzbinlerce insanı evlerinden çıkartıp binaları
güçledirirseniz yüzbinlerce yeni binaya ihtiyacınız var demektir. Bu da pratik
olarak imkansız. Dolayısıyla yapılacak şey insanlar evinde otururken binayı
güçlendirmek.
|