30 Ekim 2020’de İzmir’de gerçekleşen deprem dolayısıyla yakınlarını kaybedenlere başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Deprem ülkemizin bir gerçeği olsa da, depremi bir afet durumu şeklinde yaşamamak kapsamlı ve kapsayıcı önlemlerle mümkün olabilir.
Deprem gibi yıkıcı afet anları, çocukları etkilemektedir. Afet sonrasında alınan önlemlerin, kurulan geçici barınma alanlarının çocukların ihtiyaçları gözetilerek planlanmaması, bu alanlarda çocukların fiziksel, zihinsel ve ruhsal bütünlüklerine zarar gelmesine, ihmal ve istismara maruz kalmalarına yol açabilmektedir. Bu nedenle afet planlamasının her aşamasında çocukların gözetilmesi ve önceliklendirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin daha önce geçirdiği deprem afetlerindeki gözlemlerimize ve deneyimlerimize dayanarak, afet sonrası yapılacak çalışmalarda çocukların gözetilmesini talep ettiğimiz bir dizi mekânsal politika önerisini paylaşmak istiyoruz.
Yer seçimleri hasarlı yapılardan ve enkazlardan uzak alanlarda yapılmalıdır Mekânsal düzenlemeler ve barınma alanlarının kurulmasında yer seçimi, hasarlı yapılardan uzak alanlarda yapılmalıdır. Çocuklar enkaz başta olmak üzere travma yaratabilecek görüntülerden korunmalıdır.
Tespit çalışmalarında her çocuğun ihtiyacı dikkate alınmalıdır Deprem sonrası hasar ve ihtiyaç tespiti çalışmalarının aile bazında, yalnızca yetişkinlerin ifadesi doğrultusunda gerçekleştirildiği görülmektedir. Oysa çocukların ihtiyaçları yaşa, cinsiyete, gelişim durumuna göre farklılık gösterir ve her çocuğun ihtiyaçlarını ifade etme hakkı vardır. İhtiyaç tespit çalışmalarında tek tek her çocuğun ihtiyaçlarını ifade edebilmesine yönelik bir yaklaşım ve yöntem geliştirilmeli, çocukların ihtiyaçları raporlarda ve planlama çalışmalarında ayrıca değerlendirilmelidir.
Çocukların erişebilecekleri destek noktaları oluşturulmalıdır Afet durumunda, çocukları olası ihmal, istismar ve her türlü hak ihlaline karşı koruyabilecek, psiko-sosyal destekleri erişilebilir kılabilecek birimler yerleştirilmelidir. Bu destek mekanizmaları barınma alanlarında çocukların ihtiyaçlarını izlemeli, gerekli koruma zincirini kurabilmeli ve doğru bilgiye erişimde çocuklara destek olabilmelidir.
Geçici barınma alanlarında mevsim şartları ve yangın tehlikesi göz önünde bulundurulmalıdır Depremzedeler için kurulacak geçici barınma alanları çocuklar gözetilerek oluşturulmalıdır. Mevsim koşulları ısınma sorunları yaratmaktadır. Barınma alanlarının yapılacağı malzemeler izolasyon sağlayan ve yanmaz malzemeler olmalıdır. Herhangi bir ısıtıcının kullanılması durumunda, çocukların ısıtıcıya erişimini ve temasını önleyecek önlemler mutlaka alınmalıdır.
Suya ve gıdaya erişim mekânsal olarak planlanmalıdır Temel yaşam ihtiyaçları olan suya ve gıdaya erişim insan onuruna yakışır şekilde gerçekleştirilmelidir. Uzun kuyruklar ve izdiham tehlikesi kendi başına çocuklar için travma yaratabilecek deneyimlerdir. Üstelik pandemi koşulları bu tip durumlarda sağlık tehdidini artırmaktadır. Temiz gıda ve temiz suya erişim noktaları çoğaltılmalı ve dağıtım planlı bir şekilde, tedarik zinciriyle gerçekleştirilmelidir.
Çocuklar için ayrı tuvalet ve duş alanları oluşturulmalıdır Barınma alanlarının arasındaki mesafe, pandemi koşulları gözetilerek belirlenmeli; yemek dağıtım alanları ile tuvalet ve duş alanları çoğaltılmalıdır. Çocuklar için ayrı tuvalet ve duş alanlarının oluşturulması, olası ihmal ve istismar durumları açısından koruyucu olabilir.
Engelli çocukların ihtiyaçları dikkate alınmalıdır Barınma alanları engelli çocuklar için erişilebilir kılınmalıdır. Yemek dağıtımının yapıldığı alanlar, suya erişim, tuvalet ve duş alanları, oyun alanları farklı engellilik durumundaki çocukların ihtiyaçları gözetilerek planlanmalıdır.
Çocuk oyun, etkinlik ve toplanma alanları oluşturulmalı ve bu alanlar oluşturulurken çocukların fikirleri alınmalıdır Deprem aidiyet duygusunu zedeleyen bir afettir. Çocukların yaşadıkları yerlere ilişkin fikirlerinin dikkate alınmasını içeren katılımcı tasarım süreçleri, çocukların aidiyet duygusunu pekiştirir. Bunun yanı sıra katılım, en temel çocuk haklarından biridir. Çadır kentler içerisinde düzenlenecek başta çocuk oyun ve eğitim alanları olmak üzere tüm alanlarda çocukların fikirleri alınmalıdır.
Sağlık hizmetlerinin sağlandığı merkezler çoğaltılmalıdır Deprem kendi başına salgın tehdidi barındıran bir afettir. Pandemi koşulları gözetilerek sağlık hizmetleri erişilebilir kılınmalı ve sağlık hizmeti sağlayan mekânlar çoğaltılmalıdır.
Uzman desteği ve işbirliğine önem verilmelidir Afet sonrasında hizmet sağlayan kamu idareleri ve yerel yönetimler dahil olmak üzere tüm kurumlar özellikle çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleriyle ve uzmanlarla birlikte çalışabilecekleri bir ortam sağlanmalı, kapsayıcı bir planlama süreci geliştirilmesi için işbirliği içinde hareket etmelidir.
Dayanışma yaşatır!
|