Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Deniz Müzesi'nin Yeni Binası 2010 Sonunda Açılıyor

Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesi olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstanbul Deniz Müzesi'nin yeni müze binası, yıl sonunda ziyarete açılacak. Aralarında, dünyanın en eski kadırgası ile en zengin saltanat kayıkları koleksiyonunun da yer aldığı 40 bin eserin büyük bir bölümünün aynı anda sergileneceği yeni müze, ziyaretçileri

yapi.com.tr
Deniz Müzesi'nin Yeni Binası 2010 Sonunda Açılıyor

BR>    
İşipek, ''Yeni müze açıldığında öncelikle hedefimiz, halen dünyanın en eski tarihi gemisi unvanına sahip olan 16. yüzyıla tarihlenen tarihi kadırgayı ve dünyanın en önemli, en zengin koleksiyonu olan saltanat kayıkları koleksiyonumuzu ziyaretçilerimizle paylaşmak. Bunlar çok önemli koleksiyonlar. 30'un üzerinde teknemiz var. Bunların 15'i doğrudan padişahlar ve aileleri tarafından kullanılmış. Oldukça ihtişamlı ve nadir tekneler. Dünyada bunlardan 40 tane mevcut. 15 tanesi bizim müzemizde'' diye konuştu.
    
Şu anda tescilli bina adını verdikleri tarihi binanın ziyarete açık olduğunu anlatan İşipek, müze envanterinde 40 bini aşan eserin yer aldığını, ancak sergi alanlarının şu anki kısıtlılığı nedeniyle bu eserlerin yüzde 10'unu sergileyebildiklerini belirtti.

4 Restorasyon Atölyesi

İşipek, Deniz Müzesi bünyesinde model, ahşap, metal-deri ve kağıt atölyesi olmak üzere 4 ayrı restorasyon atölyesinin yer aldığını, bu atölyelerde müze envanterinde bulunan bütün objelerin rutin olarak restorasyon ve konservasyon çalışmalarının yapıldığını, bu konuda yetişmiş uzmanlar vasıtasıyla çalışmaların gerçekleştirildiğini anlattı.
    
Müzede, tarihi kadırga ve saltanat kayıklarının yanı sıra silah, tablo, gemi modelleri, arma ve tuğralar, seyir aletleri, gemi baş figürleri, üniformalar, damgalar ve mühürler, sancaklar, amforalar, sualtı eserleri, fenerler, taş baskılar, el yazmaları, mezar taşları, kitabeler, madalyalar, nişanlar, arma donanımları, saatler, Kaptan-ı Derya çeşmeleri, beratlar ve fermanların yer aldığını ifade eden İşipek, bu eserlerin dönem dönem müzede sergilendiğini dile getirdi.
    


Yaklaşık 6 ay önce açılışını gerçekleştirdikleri ''Osmanlı Bahriyesinde Ahşap Sanatı Sergisi''ni, 2010 yılında ziyaretçilerin ilgisine sunmaya devam edeceklerini kaydeden İşipek, şunları kaydetti:
    
''Bu tür bir sergi ilk defa açılmaktadır. Tamamen Osmanlı sanatçıları tarafından yapılmış ahşaptan çeşitli örnekler ziyaretçilerle buluşmaktadır. Tamamı orijinal ve en az bir asırlık olan bu eserler 24 ayar altın varak ile kaplıdır. Osmanlı'nın ahşap işçiliğindeki muhteşemliğini gözler önüne seren bu sergi, içinde dünyanın en büyük arması olan, Orhaniye Fırkateyni'ne ait 14.5 metre uzunluğundaki arma da yer almaktadır. Ayrıca Tersane-i Amire'de kullanılan taht arkalığı, gemi isim plaketleri, baş figürleri, padişah tuğraları da sergide yer alan diğer eserleri oluşturmaktadır.''
    
Ali Rıza İşipek, yaklaşık 2 ay içinde ''Osmanlı Donanmasının Tarihi'' adlı yeni bir sergi açacaklarını belirtti.
    
Deniz Müzesi'nde geçen yıl 65 bin ziyaretçi rakamına ulaştıklarını, bu yılın ilk üç ayında ise 20 bin civarında ziyaretçinin müzeyi gezdiğini söyleyen İşipek, ''Denizin o büyüleyici atmosferini yaşamak ve tarihimizi daha iyi anlamak isteyen bütün denizseverleri ve tarihe ilgi duyanları müzemizde görmekten büyük bir mutluluk duyacağız'' dedi. 


     
Tarihin İzleri, Ustaların Elinde Yeniden Canlanıyor

Deniz Müzesi'ndeki ahşap eserlerle ilgili restorasyon çalışmalarını yürüten Tarihi Eserler Bakım Onarım (TEBO) firmasının sahibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ahşap Sanatçısı Şehmus Okur da restorasyon kapsamında saltanat kayıkları ve kürekler üzerinde çalıştıklarını, şu an ise 400 yıllık bir kadırganın geriye kalan son kıç parçasını sergiye hazır hale getirmeye çalıştıklarını söyledi.

Kadırganın alt kısmının yeniden yapıldığını ve duvara monte edileceğini anlatan Okur, üzeri oyma desenli olan meşe ağacından parçanın eksik kısımlarını tamamladıklarını, böcek ve mantarlara karşı tedavisinin yapıldığını, kangren olmuş kısımların yenilendiğini, üzerleri cilalandıktan sonra varaklanacağını ve sergiye hazır hale getirileceğini belirtti.

Okur, ''Bu iş aşkla yaptığımız bir iş, bizim için kolay, ama çok zevkli. Ecdadımızın 300 yıl önce yaptığı bir esere dokunmak, tarihi yolculuk gibi. Bir de o zamanki ustaların nasıl çalıştıklarını fark ediyorsunuz. Bir motifi bazen tekrar etmiyor ya da bir motifin köşesine farklı bir şey yapmış. O zaman ustanın ruh halini anlıyorsunuz'' diye konuştu.

Müzedeki gemi baş figürleri üzerinde restorasyon çalışması yapan, altın varak ustası Hasan Özyıldırım ise Ertuğrul Yatı'nın gemi baş figürü üzerinde çalıştığını, kuş figürünün olmayan kanatlarını ve baş kısmını ahşaptan tamamladığını belirtti. Özyıldırım, baş figürü üzerinde, daha sonra mazgala tekniğiyle 24 ayar altın varak çalışması yapacağını anlattı.

2006 yılından beri yaptığı restorasyon kapsamında, saltanat kayıkları, gemi baş figürleri, armalar üzerinde çalıştığını ifade eden Özyıldırım, ''Çok güzel duygular, tarihle iç içeyiz, ama çok titiz davranmayı gerektiriyor. Kendimize ait eserleri restore etmek daha bir heyecan verici oluyor'' dedi. (AA)

 

TÜMÜNÜ GÖSTER HABERİN DEVAMI:   1  |   2
ETİKETLER: proje restorasyon
http://www.yapi.com.tr/haberler/deniz-muzesinin-yeni-binasi-2010-sonunda-aciliyor_78979.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!