BR> İşipek, ''Yeni müze açıldığında
öncelikle hedefimiz, halen dünyanın en eski tarihi gemisi unvanına sahip olan
16. yüzyıla tarihlenen tarihi kadırgayı ve dünyanın en önemli,
en zengin koleksiyonu olan saltanat kayıkları koleksiyonumuzu
ziyaretçilerimizle paylaşmak. Bunlar çok önemli koleksiyonlar. 30'un üzerinde
teknemiz var. Bunların 15'i doğrudan padişahlar ve aileleri tarafından
kullanılmış. Oldukça ihtişamlı ve nadir tekneler. Dünyada bunlardan 40 tane
mevcut. 15 tanesi bizim müzemizde'' diye konuştu.
Şu anda tescilli bina adını verdikleri tarihi binanın ziyarete açık olduğunu
anlatan İşipek, müze envanterinde 40 bini aşan eserin yer aldığını, ancak sergi
alanlarının şu anki kısıtlılığı nedeniyle bu eserlerin yüzde 10'unu
sergileyebildiklerini belirtti.
4 Restorasyon
Atölyesi
İşipek, Deniz Müzesi
bünyesinde model, ahşap, metal-deri ve kağıt
atölyesi olmak üzere 4 ayrı restorasyon atölyesinin yer aldığını, bu
atölyelerde müze envanterinde bulunan bütün objelerin rutin olarak restorasyon
ve konservasyon çalışmalarının yapıldığını, bu konuda yetişmiş uzmanlar
vasıtasıyla çalışmaların gerçekleştirildiğini anlattı.
Müzede, tarihi kadırga ve saltanat kayıklarının
yanı sıra silah, tablo, gemi modelleri, arma ve tuğralar, seyir aletleri, gemi
baş figürleri, üniformalar, damgalar ve mühürler, sancaklar, amforalar, sualtı
eserleri, fenerler, taş baskılar, el yazmaları, mezar taşları, kitabeler,
madalyalar, nişanlar, arma donanımları, saatler, Kaptan-ı Derya çeşmeleri,
beratlar ve fermanların yer aldığını ifade eden İşipek, bu eserlerin dönem dönem
müzede sergilendiğini dile getirdi.
Yaklaşık 6 ay önce açılışını gerçekleştirdikleri ''Osmanlı
Bahriyesinde Ahşap Sanatı Sergisi''ni, 2010 yılında ziyaretçilerin
ilgisine sunmaya devam edeceklerini kaydeden İşipek, şunları kaydetti:
''Bu tür bir sergi ilk defa açılmaktadır.
Tamamen Osmanlı sanatçıları tarafından yapılmış ahşaptan çeşitli örnekler
ziyaretçilerle buluşmaktadır. Tamamı orijinal ve en az bir asırlık olan bu
eserler 24 ayar altın varak ile kaplıdır. Osmanlı'nın ahşap işçiliğindeki
muhteşemliğini gözler önüne seren bu sergi, içinde dünyanın en büyük arması
olan, Orhaniye Fırkateyni'ne ait 14.5 metre uzunluğundaki arma da yer
almaktadır. Ayrıca Tersane-i Amire'de kullanılan taht arkalığı, gemi isim
plaketleri, baş figürleri, padişah tuğraları da sergide yer alan diğer eserleri
oluşturmaktadır.'' Ali Rıza İşipek, yaklaşık 2
ay içinde ''Osmanlı Donanmasının Tarihi'' adlı yeni bir sergi
açacaklarını belirtti. Deniz Müzesi'nde geçen
yıl 65 bin ziyaretçi rakamına ulaştıklarını, bu yılın ilk üç
ayında ise 20 bin civarında ziyaretçinin müzeyi gezdiğini söyleyen İşipek,
''Denizin o büyüleyici atmosferini yaşamak ve tarihimizi daha iyi anlamak
isteyen bütün denizseverleri ve tarihe ilgi duyanları müzemizde görmekten büyük
bir mutluluk duyacağız'' dedi.
Tarihin
İzleri, Ustaların Elinde Yeniden Canlanıyor
Deniz Müzesi'ndeki
ahşap eserlerle ilgili restorasyon çalışmalarını yürüten Tarihi Eserler
Bakım Onarım (TEBO) firmasının sahibi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Ahşap
Sanatçısı Şehmus Okur da restorasyon kapsamında saltanat
kayıkları ve kürekler üzerinde çalıştıklarını, şu an ise 400
yıllık bir kadırganın geriye kalan son kıç parçasını sergiye hazır hale
getirmeye çalıştıklarını söyledi.
Kadırganın alt kısmının yeniden
yapıldığını ve duvara monte edileceğini anlatan Okur, üzeri oyma desenli olan
meşe ağacından parçanın eksik kısımlarını tamamladıklarını, böcek ve mantarlara
karşı tedavisinin yapıldığını, kangren olmuş kısımların yenilendiğini, üzerleri
cilalandıktan sonra varaklanacağını ve sergiye hazır hale getirileceğini
belirtti.
Okur, ''Bu iş aşkla yaptığımız bir iş, bizim için kolay, ama
çok zevkli. Ecdadımızın 300 yıl önce yaptığı bir esere dokunmak, tarihi yolculuk
gibi. Bir de o zamanki ustaların nasıl çalıştıklarını fark ediyorsunuz. Bir
motifi bazen tekrar etmiyor ya da bir motifin köşesine farklı bir şey yapmış. O
zaman ustanın ruh halini anlıyorsunuz'' diye konuştu.
Müzedeki gemi baş
figürleri üzerinde restorasyon çalışması yapan, altın varak ustası Hasan
Özyıldırım ise Ertuğrul Yatı'nın gemi baş figürü üzerinde çalıştığını,
kuş figürünün olmayan kanatlarını ve baş kısmını ahşaptan tamamladığını
belirtti. Özyıldırım, baş figürü üzerinde, daha sonra mazgala tekniğiyle 24 ayar
altın varak çalışması yapacağını anlattı.
2006 yılından beri yaptığı
restorasyon kapsamında, saltanat kayıkları, gemi baş figürleri, armalar üzerinde
çalıştığını ifade eden Özyıldırım, ''Çok güzel duygular, tarihle iç içeyiz, ama
çok titiz davranmayı gerektiriyor. Kendimize ait eserleri restore etmek daha bir
heyecan verici oluyor'' dedi. (AA)
|