İzmir'deki Kazılarda 5 Bin...
Van'da Urartulara Ait Kale...
Gordion Antik Kenti'nin İsminin...
Niğde'de Pers Dönemine Ait...
Diyarbakır Surlarında 1700...
Adıyaman'da Bin 600 Yıllık...
Alanya'da 164 Metrekarelik...
Adıyaman’da Roma Dönemi’ne...
Karaköy’deki Dönüşüm Çalışmalarında...
Smyrna Tiyatrosu'nda Antik Geçit Bulundu
Tarihi Konakta ‘Cehennemlik’...
Antik Hamamda Kalorifer Sistemi Bulundu
Daskyleion’da 2 Bin 500 Yıllık Su Şebekesi Bulundu
Balıkesir'in Bandırma ilçesinde bulunan, birçok medeniyete ev sahipliği yapan İlk Çağ kenti Daskyleion'daki arkeolojik kazıda içme suyu hattı ortaya çıkarıldı.
İlk yerleşimlerin milattan önce 3 binli yıllara uzandığı Hisartepe mevkisinde kazılara ilk olarak Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal başkanlığında başlandı. Daskyleion'daki kazılar, 68'inci yılında sürüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Balıkesir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Bandırma ve Manyas belediyeleri, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Bandırma Çelebi Liman İşletmesi firmasının desteğiyle devam eden kazıda, 10 metre uzunluğunda 2 bin 500 yıllık su hattına ulaşıldı. Borulardaki tıkanmalara karşı "kontrol noktaları" oluşturmuşlar Daskyleion'un önemli bir İlk Çağ kenti olduğunu vurgulan İren, "Kazıda bulduğumuz pişmiş topraktan yapılmış, kalın su borusu olan künkler, milattan önce 4. yüzyıla ait." dedi. İren, o dönem Manyas Gölü tarafında henüz yeri tespit edilemeyen bir kaynaktan suyun şehre taşındığı bilgisine ulaştıklarını dile getirdi. Suyun küçük bir havuzdan geçtikten sonra şehre, güneye doğru künkler vasıtasıyla aktarıldığını bildiren İren, şöyle devam etti: "Künklerde yer yer kontrol noktaları saptadık. Bu kontrol noktaları, künklerde suyun kirecinden dolayı bir tıkanma olursa bu noktalar sayesinde bir tel vasıtasıyla veya bir başka aletle bu künklerin tekrardan kullanıma açılması, suyun rahatça akmasını sağlıyor. Bu yapı kesinlikle bir su altyapı sistemidir ve içme suyu sağlamaya yöneliktir. Bu dönemdeki künkler pişmiş topraktan imal ediliyordu ve kireçten harçlarla birlikte birbirine tutturuluyordu. Bu malzemeler zayıf malzemelerdir, yer yer kırılabiliyor. Bizim elimize geçen künkler, güzel korunmuş olarak geçti. Herhangi bir bozulma, yıpranma büyük ölçüde görmedik. Künklerin üstünde kısmen korunmuş bir döşeme gördük, o döşemeyi kaldırdıktan sonra künklerin bu döşemenin altından geçtiğini gördük. Başka şehirlerde, başka forumlarda bu künklerin toprak üstünde de kullanıldığını biliyoruz." Prof. Dr. İren, künklerin kente doğru gidiş yönü ile herhangi bir çeşme binasıyla buluşup buluşmayacağına ilişkin araştırmalarının sürdüğünü sözlerine ekledi. |