Lütfen Tarayıcı Sürümünüzü Yükseltiniz.
BÖLÜM SPONSORU

Cunta Yandaşı, Orman Katili ve Telefon Sapığı Şehir Plancıları...!

Şimdi ise bakıyorum; ŞPO’nun “şehircilik ve siyaset” metinlerinde, mimarlıkla şehircilik arasında örülen “bilim ve kültür yoksunu” duvarların, “imar rantı siyaseti” nin ürünü olduğu belirtilmediği gibi, bu “tahribat” hiç konu bile edilmiyor. “Mimarinin, planlamadan dışlandığı yeni yasalar” da “şehirciliğin içini boşaltan düzenlemeler” den

Evrensel Gazetesi/Necati UYAR



evre ve Orman Bakanı Osman Pepe’nin İstanbul ormanlarına ilişkin çıkışı ve Acarkent benzeri orman tüketen siteler, geçen haftanın en çok konuşulan kent gündemlerinden biri oldu. Tartışmalar özel ormanların ne olduğu, ormanda yapılaşmanın olanaklı olup olmadığı, yüzde 6 yapılaşma oranının az mı çok mu olduğu, yüzde 6 olarak verilen yapılaşma oranlarının hangi türden el çabukluklarıyla yüzde 96’ya çıktığı, tek ağaç kalmayacak biçimde ormanda betonlaşmaya yol açan yapılaşmanın altında kimlerin imzasının olduğu, hangi yöneticilerin yapılanları görmezden geldiği, gündemdeki tartışılan başlıca konular oldu.

Gerek televizyon ekranlarında ve gerekse gazete köşelerinde yapılan değerlendirmelerde hep bir suçlu arayışı, sorumluluk sahibinin kim olduğunun belirlenmesine ilişkin çabalar vardı. Konuşulanları ve yazılanları izleyenlerin kafası karıştı ve gerçek suçlu bir türlü bulunamadı, suçun adı konulurken, suçlunun adı bir türlü bulunamadı. Kimi bugüne kadar yapılanları görmeyen, göz yuman Beykoz Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni suçlarken, kimi yapımcı Acar ailesini, kimi de doğrudan Çevre ve Orman Bakanlığı’nı suçladı. Hiçbir şekilde üzerinde uzlaşılamayan suçlu ve sorumlu arayışında Cumhuriyet Gazetesi diğer pek çok basın kuruluşundan bir adım öne geçti ve gerçek suçluyu şıp diye buldu ve afişe etti. Suçlu; “bir salona doldurulan” ve zorla yasa düzenlemesi yaptırılan Şehir Plancılarıydı.

Bir şehir plancısında nedeni belirsiz bir anlık “utanca” neden olan ve şaşkın bir biçimde ayna karşısına geçip kendisine bakma ve sorgulama hissi yaratan bu iddia, Cumhuriyet gibi “yalnızca haber sattığını” iddia eden bir basın organında yer aldığına göre, gerçekten kimsenin keşfedemediği önemli bir atlatma haber olsa gerekti.
Miyase İlknur imzasıyla 6 Aralık Çarşamba günü Cumhuriyet’te manşetten “İstanbul’un Yağma Tarihçesi” başlığıyla yer alan serinin, “Şehir plancılarına jet hızıyla hazırlatılan kanun eşi görülmemiş bir orman yağmasının önünü açtı” başlıklı bölümünde; “Siyaset, sermaye, şeriat, arazi mafyası ve 12 Eylül cuntası, dünyanın incisi İstanbul’u 15 yılda bitirdi. Evren, Özal ve Dalan işbirliği ile İstanbul ormanlarında “yüzde 6 yapılaşma izni’’ perdelemesiyle başlatılan orman talanı, dünyada eşi benzeri görülmemiş yağmaya dönüştü. Yaklaşık 500 bin dekar ormanlık alan fiilen yitirildi.“ tespiti yapılırken, ormanların yitirilmesinin başlıca nedeninin yapılan yasal düzenlemeler olduğuna vurgu yapılıyor ve yazının başlığından sonra bir kez daha orman talanının gerçek suçlusu teşhir ediliyordu!

“12 Eylül’den sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na halkın oylarıyla seçilmiş Aytekin Kotil görevden alınarak yerine emekli generallerden Abdullah Tırtıl getirildi. Bülent Ulusu’nun başbakanlığında oluşturulan ara rejim hükümeti ile Tırtıl Paşa’nın ortak girişimiyle yeni bir Boğaziçi Kanunu hazırlığına başlandı. İstanbul’da şehir planlamacıları bir salona doldurularak alelacele bir kanun hazırlandı.”

Miyase İlknur’un kaleme aldığı yazı ile şehir plancıları, 12 Eylül Cuntasının gel dediği yere gelen, gir dediği yere giren, yaz dediğini yazan ve bir odaya doldurulabilen, “siyaset, sermaye, şeriat, arazi mafyası ve 12 Eylül Cuntası” ile kol kola gezen orman katili bir meslek grubuna dönüşüverdi.
Son haftalarda artan haberlere bakılırsa, Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarları eliyle gelenekselleşen şehir plancısı düşmanlığı, geçmişte olduğu gibi gelecekte de sürecek gibi görünüyor. Aynı gazetede yukarıdaki yazının iki hafta öncesinde, 22 Kasım 2006 tarihinde Oktay Ekinci imzası ile yayınlanan yazıda da şehir plancıları “telefon sapığı” ve “tehditçi” ilan edilmişti.

“Şehircilik ve Siyaset” başlıklı yazısında sayın Oktay Ekinci, bir yandan Dünya Şehircilik Günü’nü ve Şehir Plancıları Odası tarafından düzenlenen kongreyi ele alırken, diğer yandan yazısında “Bir telefon sapığım var” ara başlığıyla verdiği bilgilerle de şehir plancılarını çıkarları için her şeyi yapabilecek sapık bir meslek grubuna dönüştürüverdi. Oktay Ekinci’nin yazısında yer alan aşağıdaki satırlar ve Miyase İlknur’un haberine bir arada bakıldığında, Cumhuriyet Gazetesi’nin gözünde şehir plancılarının 12 Eylül Cuntası işbirlikçiliğinden mafyalaşmaya varan bir çizgide yürüdüğü izlenimi ortaya çıkıyor.

Söz Oktay Ekinci ve sapığında;
“Oktay?” diyen orta yaşlarda “ürkek” bir erkek sesi, “benim” dememle birlikte devam etti; “Şehircilerle uğraşma, hayatına mal olur!” Ardından “kimsiniz” dememi bile duymadan kapattı... Sesi sanki yabancı gelmeyen bu “telefon sapığım” ın söylemi ve korkaklığı şehirciliğe ne kadar yabancıydı?..
Ne polise başvurdum ne de dert edindim... “Planlama” dan habersiz bir mimarlıkla, “mimari” özünü yitirmiş bir kentsel planlamanın yanlışlığını anlatmamı “şehircilerle uğraşmak” sanan bir “zavallı” ya ne yapılabilirdi ki?

Şimdi ise bakıyorum; ŞPO’nun “şehircilik ve siyaset” metinlerinde, mimarlıkla şehircilik arasında örülen “bilim ve kültür yoksunu” duvarların, “imar rantı siyaseti” nin ürünü olduğu belirtilmediği gibi, bu “tahribat” hiç konu bile edilmiyor. “Mimarinin, planlamadan dışlandığı yeni yasalar” da “şehirciliğin içini boşaltan düzenlemeler” den sayılmıyor...”

Bunu da görünce yine o telefon sapığımı düşünüyorum: Bu “siyasi destekli” ayrıştırmayı eleştirmek “hangi büyük çıkarlar”ı sarstı ki sonunda böylesi bir “gizli kahraman”ını da yaratıverdi?

Cumhuriyet Gazetesi’nin “pes!..” dedirten “çok nitelikli” ve bilgilendirici bu yazılarını okudukça kendimden ve meslektaşlarımdan iyice şüphelenir oldum ve bir kez daha ayna karşısına geçtim. Gözümün önünden belde silah, bir odaya doluşmuş ve orman yakma planları yapan, elde telefon mimar taciz eden şehir plancıları geçti… Daha neler duyacağız demeden, Cumhuriyet Gazetesi’nden mesleğimize ilişkin daha ne tür gerçekleri öğreneceğiz diye de söylenmeden edemedim.
Bunca bilgilenme sonrasında, meslektaşlarım adına bir ricada bulunmayı hak görüyorum. Şehir plancıları olarak, Cumhuriyet Gazetesi’nin “araştırmacı kadrosu”ndan meslek alanımızla ilgili yeni 3. sayfa haberlerini de bekliyoruz. “Kapkaççı şehir plancısı”, “derin devlet tetikçisi şehir plancısı”, “çeteci şehir plancısı”, “şeriatçı şehir plancısı”, “tecavüzcü şehir plancısı” haberlerinin de çok ara vermeden Cumhuriyet Gazetesi sayfalarında yerini almasını istiyoruz.

http://www.yapi.com.tr/haberler/cunta-yandasi-orman-katili-ve-telefon-sapigi-sehir-plancilari-_50180.html

Read Comment Section
İlk Yorumu Siz Yapın
Gönder

Yorumum onaylandığında e-posta ile bildir.

E-posta adresimle bültenlere abone olmak istiyorum

Haber gönderin Hemen haber gönderin

Sosyal Medyada Yapi.com.tr:

Abone Ol Yapı sektöründeki tüm gelişmelerden en önce siz haberdar olmak isterseniz e-bültenimize abone olun.
Bülten arşivine erişmek için tıklayın

REKLAM VERİN

Ajanda
TAMAMI » Bugünkü Etkinlikler BUGÜN:
Herhangi bir etkinlik mevcut değil!