Fotoğraf: Kadir Yusuf Açıkgöz
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK)
ile Hong Kong Ticareti Geliştirme Konseyi (HKTDC) arasında iş
konseyi kurulmasına yönelik iyi niyet anlaşması imzalandı.
Anlaşma, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ile
DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı,
Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Onursal Başkanı Victor Fung'un
şahitliğinde, Türk-Hong Kong İş Konseyi Kurucu Başkanı Hakan Bulgurlu ve
HKTDC Avrupa Bölge Direktörü Lore Buscher tarafından Dünya
Odalar Federasyonu (WFC) Başkanı Rona Yırcalı'nın Türkiye ziyareti
onuruna Fung için Four Seasons Otel'de verdiği yemekte imzalandı.
İmza töreninde konuşan Victor Fung, Hong Kong'daki iş fırsatlarına değinerek
iki canlı ekonominin birbirinden çok fazla şey alabileceğini, Hong Konglu
şirketlerin Türkiye'nin değerinin farkında olduğunu, çok tanınan bir otel
zincirinin İstanbul'daki ilk otelini önümüzdeki yıl açacağını bildirdi.
Fung, Hong Kong'un dünyadaki en büyük 10. ticaret kenti olduğunu belirterek,
Hong Kong'un Çin'e geçiş için bir platform ve Çin'in 3. ticari ortağı olduğunu,
Çin'deki en büyük direkt yabancı yatırımı Hong Kong'un sağladığını, Çin ile
Türkiye arasındaki ilişkilerin arttığını, Hong Kong'un Çin ile bağlantısının
Türk iş adamları için yeni alanlar açtığını kaydetti.
Türk markaları ve tasarımcılarının Hong Kong ile Çin'e iş yapabileceğini
belirten Fung, Vestel ve Atasay'ın Hong Kong'da ofisleri bulunduğunu, bu
şirketlerin Hong Kong'dan iş yürütmenin önemine vardığını, Türk fuarcıların
sayısının arttığını, Asya'nın ticari fuar merkezi olan Hong Kong yoluyla Çin'de
önemli piyasalara erişilebileceğini ifade etti.
Rifat Hisarcıklıoğlu da Türkiye'deki yatırımcılardan Fung'un ülkenin en büyük
ihracatçılarından biri olduğunu söyledi. Türk özel sektörü olarak Asya Pasifik
ülkeleri ve özellikle Çin ile ekonomik ilişkileri güçlendirmek istediklerini
dile getiren Hisarcıklıoğlu, 18. yüzyıla kadar dünya ekonomisinin yüzde 50'den
fazlasına hükmeden Asya Pasifik ülkelerinin şimdi tekrar yükselişe geçtiğini
vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, Çin'in küresel ekonominin büyüme motoru haline geldiğini
belirterek, geçen yılın sonunda Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin 19 milyar
dolara çıkarken, Türkiye'nin bölge ülkeleri ile ticaretinin de 43 milyar dolar
olarak gerçekleştiğini, ancak ikili ticarette ''müthiş'' bir dengesizlik
olduğunu, Türkiye'nin 33 milyar dolarlık açık verdiğini, Çin ile de 15 milyar
dolarlık bir açıktan söz edilebileceğini bildirdi.
''Çin ile iktisadi ilişkilerimizi geliştirmek ve güçlendirmek için
çalışmalıyız''
Rifat Hisarcıklıoğlu, ''Türk iş dünyası olarak kadim dostumuz Çin ile
iktisadi ilişkilerimizi küresel düzeyde geliştirmek ve güçlendirmek için
çalışmalıyız. İkili ekonomik ilişkileri sadece karşılıklı ticaret olarak
görmemeli. Yaratıcı, yenilikçi çözümler geliştirerek ilişkilerin tüm boyutlarını
dengelemek ve ilişkilerimizi karşılıklı menfaatlere hizmet edecek bir düzleme
oturtmamız gerekmektedir. 2023'de yıllık 500 milyar dolarlık ihracat hedefine
ulaşabilmenin yegane koşulu; Asya Pasifik ve dolayısıyla Çin pazarındaki
konumumuzu güçlendirmemiz gerekmektedir'' diye konuştu.
Hep ucuz bir pazar olduğu düşüncesiyle Çin ve Hindistan'ı, özellikle Asya
Pasifik ülkelerini ihmal ettiklerini belirten Hisarcıklıoğlu, Türk iş dünyası
olarak Çin'in ''bir fırsat okyanusu'' olduğunu gördüklerini, Çin'de iç tüketimin
arttığını, şehirleşmenin hız kazandığını ve tüketimdeki kalitenin yükseldiğini,
Çin'in yaşamakta olduğu bu ekonomik dönüşüm sürecinin Türk şirketleri için
birçok fırsatı beraberinde getirdiğini anlattı.
Hisarcıklıoğlu, ''Sayın Cumhurbaşkanımız ile Çin'e yaptığımız ziyarette
hayatımda en çok gördüğüm BMW arabası Pekin'deydi. Ama çoğu çakmaydı. Müthiş bir
marka ve tüketim merakı var. Müthiş bir pazar var. Markaya yönelik bir pazar
var. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Çin'in sadece hızla artan enerji ve ham madde
talebi değil, aynı zamanda gıda talebi de bizi heyecanlandırmaktadır. Bu anlamda
da büyük fırsatlar olduğunu düşünüyorum'' şeklinde konuştu.
Dünyadaki dönüşümün farkında olduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, ''Türk iş
aleminin çatı kuruluşu olarak bir ayağımız Pasifik'te bir ayağımız Atlantik'te.
Tüm Türk iş dünyasının da bu şekilde olması lazım. Sadece gözümüzü Batı'ya dikip
400 milyonluk nüfusa ve önümüzdeki dönemde ekonomik olarak nereye gideceği belli
olmayan bir bölgenin içinde tıkınıp kalmamamız lazım'' dedi.
Meksika'nın dünyanın 14. büyük ekonomisi olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu,
dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girilmek isteniyorsa Türk iş dünyasının
sadece Avrupa eksenli değil, muhakkak ABD, Orta Amerika, Latin Amerika ve Asya
eksenli işini büyütmek durumunda olduğunu söyledi.
Hisarcıklıoğlu, yakın zamanda DEİK Şanghay temsilciliğini açacaklarını da
bildirdi.
''Hong Kong ile bir iş konseyi kurmamış olmanın eksikliğini
hissediyorduk''
Rona Yırcalı ise DEİK olarak klasik pazarlardaki konumlarını güçlendirip yeni
yükselen pazarlardaki paylarını artırmayı hedeflediklerini, küresel ekonomideki
dönüşüme paralel olarak Afrika, Latin Amerika, ve Asya Pasifik bölgeleri ile
ekonomik ilişkilerini geliştirmeye özel önem verdiklerini, Asya Pasifik
bölgesinin küresel pazarın ağırlık merkezi haline geldiğini söyledi. Yırcalı, bu
bölgeyi sadece ucuz ham madde tedarik merkezi olarak değil, aynı zamanda Türk
ihraç ürünleri için önemli bir pazar ve bir sermaye ihracatçısı olarak
gördüklerini belirtti.
Türk iş dünyası olarak bu fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için
gerekli işbirliği mekanizmalarını kurmaları gerektiğini belirten Yırcalı, Asya
Pasifik bölgesinde bu yıl dünyanın ikinci büyük ekonomisi haline gelen Çin'in en
önemli pazar olduğunu, artık küresel pazarlarda birçok eğilimi Çin'in
belirlediğini, dünyanın tüm perakende devlerinin bu pazara girmek için
çalıştığını, bu pazarın taleplerine ve zevklerine uygun ürünler geliştirme
çabasının sürdüğünü anlattı.
Yırcalı, ''Hong Kong da bu bölgenin önemli bir ekonomik merkezidir. Dünyanın
Çin'e açılan kapısı olarak kabul edilen Hong Kong, tekstil, elektronik eşya
üretimi, turizm, lojistik gibi sektörlerde de gittikçe genişleyen bir ağırlığa
sahiptir. DEİK olarak Hong Kong ile bir iş konseyi kurmamış olmanın eksikliğini
hissediyorduk'' dedi.
Li & Fung Group bu yıl Türkiye'de yüzde 20 büyüme
öngörüyor
Li & Fung Group Başkanı da olan Fung, imza töreni öncesinde gazetecilerin
sorularını yanıtlarken, Türkiye'yi Ortadoğu ve Asya için bir kapı olarak
gördüklerini ifade etti. Fung, orta ve uzun vadede Türkiye'nin büyük bir
potansiyeli bulunduğunu, bütün bölge için merkezi bir güç olduğunu, Doğu Avrupa,
Kuzey Afrika, Ortadoğu, hatta Rusya satış ve dağıtımı açısından çok önemli bir
merkez konumunda yer aldığını kaydetti.
Koç Holding Yönetim Kurulu'nda bulunan Fung, Türkiye'nin ticaret anlamında
daha da büyümesi için IT ve lojistik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini
vurgulayarak, ''Türkiye, Avrupa pazarına cevap verebilecek bir pazar. Biz de
Türk ürünleri satıyoruz. Burası AB için satın alma yaptığımız bir merkez.
Türkiye'deki işlerimizi daha da büyütmek istiyoruz. Türkler iyi girişimciler.
Kalite ve stil sahibiler. Ulaştırması hızlı. Hızlı cevap veren bir pazar.
Türkiye'de tekstil ve tasarım güçlü. Türkiye bizim için hem Avrupa'ya hem de
Asya'ya açılan bir kapı'' şeklinde konuştu.
Li & Fung Group'a bağlı LF Centennial Pte. Ltd. İstanbul Operasyonları
Kıdemli Başkan Yardımcısı Kadri Akdemir de yüzde 95'i tekstilden oluşan
Türkiye'deki alımlarının geçen yıl 400 milyon dolar olduğunu belirterek,
İstanbul'dan yönettikleri bölgedeki alımlarının ise yaklaşık 1 milyar dolar
seviyesinde bulunduğunu, bu yıl yüzde Türkiye'de yüzde 20 büyüme öngördüklerini
bildirdi.
Akdemir, ''En büyük pazarımız
Avrupa. Ürünlerimizin yüzde 90'ı bu bölgeye gidiyor'' dedi.
|