on günlerdeki tartışma konularını DÜNYA'ya değerlendiren TÇMB Başkanı İğnebekçili: Çimentoda 'fahiş fiyat' iddiası kasıtlı
Çimento sektöründen, son dönemde müteahhitler tarafından gündeme getirilen çimento fiyatlarının fahiş oranlarda artırıldığı iddialarına sert yanıt geldi.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) Başkanı Adnan İğnebekçili, yüksek fiyat iddialarının `insafsızlık' olduğunu belirterek, "Konu hakkında kulaktan dolma, veya doların yüksek paritede olduğu dönemlere ait eski bilgilerle yorum yapıldığını zannediyoruz" dedi.
Çimentoda kartelci bir yapı bulunmadığını vurgulayan İğnebekçili, sektörün sürekli Rekabet Kurulu gündeminde olmasını ise ilginç bir gerekçeye dayandırdı. İğnebekçili, "Artan taleple yükselen çimento fiyatları müteahhitlik sektöründe bazı şikayetlere neden oldu. Kamuya iş yapan müteahhitlerin "fiyat farkı kararnamelerinden artık yararlanamıyor olmaları" bu şikayetleri daha da körüklüyor" diye konuştu. TÇMB Başkanı Adnan İğnebekçili, DÜNYA'nın çimento sektörüyle ilgili sorularını yanıtladı. İğnebekçili'nin açıklamaları konu başlıklarıyla şöyle:
TÇMB olarak çimento fiyatlarının takibi veya değerlendirilmesi gibi bir misyonumuz bulunmamakta, tam aksine çimento fiyatları TÇMB çatısı altında hiçbir şekilde tartışılmıyor. Bu konudaki hassasiyetimiz Rekabeti Koruma Kanunu'nun bir gereğidir. Sayın Erdal Eren'in demecini üzüntüyle karşıladım, sektörler ve kurumlar arasındaki mevcut ve muhtemel sorunların medya aracılığıyla değil; doğrudan sektör temsilcileriyle görüşülmesinde fayda vardır.
"İnsafsızlık"
Çimento pazarında yüksek fiyat uygulaması suçlamasını, kelimenin tam anlamıyla insafsızlık olarak niteliyorum. Kapasite, teknoloji, hammadde, yakıt ve pazara yakınlık durumuna göre çimento fabrikalarının maliyetleri önemli farklılıklar arz etmektedir. Ancak, çeşitli iddialarda gündeme getirilen 25 ABD Doları-ton seviyesinde bir maliyet bugün kesinlikle söz konusu değildir. Fabrikaların değişken maliyetleri dahi bu tutarın üstündedir. Konu hakkında kulaktan dolma, veya doların yüksek paritede olduğu dönemlere ait eski bilgilerle yorum yapıldığını zannediyoruz.
"Fiyat farklılığı doğal"
Bugünkü ihracat fiyatları, iddialarda telaffuz edilen rakamların en az 5-6 ABD Doları üstünde olup, hatta Irak gibi yakın ve hareketli pazarlara yapılan ihracatta fiyatların 78-80 dolar düzeyine çıktığını biliyoruz. Ancak unutulmamalıdır ki, çimento dünyanın her ülkesinde yurtiçi ve yurtdışı fiyatları arasında büyük fiyat farkı olması doğal olan bir üründür. Çünkü çimento yükte ağır, pahada hafif bir ürün olduğu için pazara taşıma maliyetleri büyük önem arzeder. Kısaca yurtiçi çimento fiyatlarının oluştuğu pazar yapısıyla, ihracat fiyatlarının oluştuğu pazar yapısı birbirinden tamamen ayrı ve farklıdır. Mukayese edilmesi de kesinlikle mümkün değildir.
"Kartelci yapı yok"
Yabancı sermayeli kuruluşların çimento sektöründeki payı yüzde 25 düzeyinde. Türkiye'deki 57 tesisin 23 değişik üretici kuruluşca sahip olunduğunu vurgulamak isterim. Böylesine dağınık bir sermaye yapısı içinde sektörün kartelci bir yapıda olduğu iddiasını ciddi bulmuyorum.
TÇMB Başkanı olarak değil SET Italcementi Group Muharras Azası olarak şahsi görüşüm, yabancı sermayeli şirketlerle ilgili iddiaların Uzan fabrikalarının satışının gündemde olduğu bir dönemde gündeme getirilmesi; yabancı sermayeyi tartışma konusu yaparak; bu sermayeyi söz konusu ihalelerden uzaklaştırma çabalarının bir sonucu olup maksatlıdır. Eğer gerekli hassasiyet gösterilmezse ülkeye büyük zarar getirecektir. Yabancı firmalarla ilgili eleştiriler hakkında TÇMB'nin fikir beyanı ise ilke olarak doğru değildir.
"Şikayetler maksatlı"
Çimento sektörünün sürekli olarak Rekabet Kurulu'nun gündeminde olması iki nedene dayanıyor. Dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde çimentonun niteliği itibariyle "oligopolist niteliği ve riski yüksek" bir ürün olması dolayısıyla Rekabet Kurulu'nun böyle bir yapının mevcut olup olmadığını takip etmesi ve incelemesi doğaldır. Ancak Türkiye'de hali hazırda böyle bir yapı mevcut değildir.
Kurula yapılan maksatlı şikayetler de bir başka nedendir. Kriz döneminden sonra yaşanan ekonomik toparlanma sürecinde artan talebe paralel yükselen çimento fiyatları müteahhitlik sektöründe bazı şikayetlere neden oldu. Bilhassa kamuya iş yapan müteahhitlerin "fiyat farkı kararnamelerinden artık yararlanamıyor olmaları" bu şikayetleri daha da körüklüyor.
"DİE verileri ortada"
DİE verilerine göre, 1998-2004 yılları arasında çimento ve hazır beton fiyat endeksleri 878 ve 767 arttı. Aynı dönemde demir-çelik 930-bin 403, çelik hasır bin 283, boyalar 6 bin 245, kiremit bin 441 seviyesinde arttı. Tüm inşaat malzemelerindeki ortalama endeks artışı ise bin 162 oldu. Tüm bu verilere karşın, "çimentoda fahiş kâr" ifadesini gerçeği saptırma ve hayal mahsulü olarak değerlendirmekteyiz.
"Kyoto Protokolü, maliyeti artırır"
Türkiye'deki çimento pazarı yurtdışıyla kıyaslandığında, sektör yakıt ve elektrik enerjisi birim maliyetinde dezavantajlı durumdadır. Ancak genelde işçilik, bakım onarım, genel idari giderler gibi sabit maliyetlerde daha avantajlı durumda olduğumuz düşünülmektedir. AB'de bu yıl başından itibaren, Kyoto Protokolü gereği, uygulamaya konulan CO2 emisyon kısıtlaması, yeni maliyet yükleri getirirken; ileride Türkiye için de ciddi bir maliyet sorunu ortaya çıkabilir.
|