Çevre Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Sevinç Karakaya, enerji politikalarının çevre üzerinde
yarattığı yıkımın geçen bir yıl içinde iyice kendini hissettirdiğine dikkat
çekti.
Karakaya, “İthal kömürle çalışacak termik santrallar, doğalgaz çevrim
santralları ve Karadeniz’de planlanan hidroelektrik santrallar çevre hukuku
kurallarını altüst etti. Bütün bunlarla beraber altın madenciliği konusundaki
yargı kararları da hiçe sayıldı. Bütün bunlar yetmezmiş gibi nükleer eneji
konusundaki anlamsız ısrar ve yenilenebilir enerji kaynakları konusunda hâlâ
ciddi adımlar atılmamış olması çevre konusunda geçen bir yılda Türkiye’ye zaman
kaybettirdi” diye konuştu.
Türkiye’nin son bir yıllık çevre karnesini değerlendiren Karakaya,
Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı “2008 İlerleme
Raporu”nda çevre konusunda Türkiye’nin ilerleme kaydetmek yerine
yerinde saydığının tespit edildiğini vurguladı. Bu sonucun hükümetin çevre
alanındaki “performansını” bir kez daha gözler önüne serdiğini ifade eden
Karakaya, Kyoto Protokolü’nün onaylanmasına karşın termik
santralların çoğalması yönünde adımlar atılmasını eleştirdi.
Karakaya doğal, kültürel ve biyolojik çeşitlik açısından zengin, turizm
gelişme bölgesi olabilecek bölgelere termik santrallar kurulması yönünde
girişimler bulunduğunu dile getirdi. Karakaya, “Tüm dünyayı etkileyen ve olumsuz
etkileri günümüze kadar süren Çernobil gibi bir faciayı bile bile Akkuyu’da
nükleer santral kurulması için ihale süreci yürütülmüştür. Diğer bir sorun da,
enerji sektörüne yeni çözüm olarak sunulan hidroelektrik santralların
kurulmasında, özellikle Karadeniz Bölgesi’ndeki projelerde çevre ve insan
yaşamını hiçe sayan bir yaklaşımın hâkim kılınmasıdır” dedi.
Karakaya, mart ayında İstanbul’da, çokuluslu şirketler ve büyük yatırım
bankaları tarafından düzenlenen Dünya Su Forumu’nda suyun metalaşması ve
özelleştirilmesinin tartışıldığını, her insanın temiz içilebilir suya erişim
hakkının göz ardı edildiğini söyledi. Madencilik sektöründe de bir dizi
hukuksuzlukla karşı karşıya olduğumuzun altını çizen Karakaya şöyle devam
etti:
“Altın madenciliği ile Bergama Ovacık’ta yaşanan hukuksal kazanımlara rağmen
halen işletmenin çalışıyor olması, Kaz Dağları’nı tehdit eden yeni altın
madenciliği projeleri, Pazarcık’ta süren çimento fabrikaları, Dilovası’nda
yaşanan çevre ve halk sağlığı sorunu… Bu saydıklarım bir yılda yaşadığımız
olaylar değil. Yıllardır çözülmesi için mücadele ettiğimiz, birikerek bugünlere
gelen ve yıllardır çözüm bekleyen olaylar. Ne yazık ki bunları çözmeden her
geçen gün bu felaketlere yenileri eklenmektedir. Bunun asıl sebebi de çevre
politikamızdaki yanlışlıklar, eksiklikler ve sorunlardır.”
Yetkililere alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeleri
çağrısı yapan Karakaya, “Orman alanlarının ve biyolojik zenginliğin asıl
zenginlik olduğunun farkına varılarak korunması ve bunlara ilişkin politikaları
oluşturarak tüm proje ve girişimlerde önce insan, önce çevre anlayışının
benimsenmesi gerekmektedir” dedi. Yurttaşlara “Çocuklarınız için, geleceğiniz
için toprağınıza, suyunuza, emeğinize, ekmeğinize sahip çıkın” diye seslenen
Karakaya şunları söyledi:
“Tüm mücadelelerimizi yurttaşlarımızla Akkuyu’dan Sinop’a, Fındıklı’dan
Bergama’ya, Kaz Dağları’ndan Pazarcık’a yöre halkıyla birlikte veriyoruz. Bugün,
yaşam ve gelecek adına tüm mümkünlerin kıyısındayız, istersek ve mücadele
edersek başka bir dünyayı, çevre ile barışık bir yaşam ortamını yaratmak
mümkündür.”
|